Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Heba edilen enerji

Eroin ve hap bağımlıları cümleye malûm. Dijital (bilgisayar ve hasseten akıllı telefonlara olan) bağımlılık ise hálâ hakkıyla ele alınabilmiş değil.

Oysa “dijital bağımlılık” en az “uyuşturucu bağımlılığı” kadar tehlikeli ve hattâ giderek onu bile solluyor!

Günümüzün «Z Kuşağı» da denilen gençleri alenen ve resmen digital bağımlı. Ve maalesef bu kez yardımlarına adanmış AMATEM (Alkol ve Madde Tedavi Merkezi) gibi bir yardım kuruluşu da yok!

2004 yılında Facebook, 2006 yılında Twitter ve 2010 yılında Instagram’ın zuhuruyla internette muhavere (çift yönlü iletişim) büyük bir ivme kazandı.

Evvel zamanda yalnızca internet sitesi sahipleri ve yöneticileri tarafından oluşturulabilen muhteva sunulurken, bugün sosyal medya’yı kullanan her kişi içerik üretebiliyor, iyi yahut kötü fikirlerini, faydalı veya zararlı, sapık işlerini başkalarına da iletebiliyor…

Bendeniz bu duruma yekten karşı değilim. Gençlerimiz şuurlu, dâva sahibi, ceddimiz Fatih’in ahfadı oldukları áşikâr sağlam gençler olsalardı, yàni öyle yetiştirilmiş olsalardı; “yaptıkları bu işlerle ülkenin istikbâlini bile müsbet yönde etkileyebilirler” derdim.

Muhterem okurlarım, bakınız size durumu daha hususileştirmek yàni zamane misâlini de vermek suretiyle hülasa edeyim:

Gençler arasında yeni bir maişet mesleği zuhur etti: İnternette önce meşhur (fenomen) oluyor, sonra bu ün ile çok sayıda takipçi, abone kazanıyor, Youtube’e koydukları videolar izlendikçe de o nisbette paraları götürüyorlar!.

(Z kuşağı gençler) Böyle büyük meblağda kazanmaya başladıkça, «YouTuber» ya da «videolarla içerik üreticisi olmak» bunlara tehlikeli yolların kapısını da açıyor.

Korku filmi gibi işler yapıp daha fazla dikkat çekici videolar hazırlamak suretiyle izlenmede rekor kırıp daha fazlasını kazanmak istiyorlar.

Görenler, duyanlar olmuştur, bir genç derin uçurum kenarındaki yüksekçe bir kayanın üzerine tırmanmıştı. Bir başkası otomobiliyle neredeyse intihar sayılacak tehlikeli hareketler yapıyordu. Otomobilin kapısını açmış, ayakta ve elleri de direksiyonda değildi…

Bunlar en kıymetli şeyin hayatları olduğunun farkında değiller. Bunlar Sosyal medyadan ‘fenomen’ olarak elde edilen kazançların sürekliliğinin garantisi olmadığını da bilmiyorlar. Yàni yaptıklarının bedeli hem ağır hem sürekli bir gelir kaynağı değil. O hâlde tam olarak enayilik!

Kanunlarda düzenleme yapılarak bu işlere mani olunabilir mi? Onu da bilemiyorum. Fakat illâ ki bir şeyler yapılmalı. Gençler meşru, hayırlı ve güzel işlerle maişet teminine yöneltilmeli, paranın birinci değer olarak mâsum yüreklere işlenmesine mani olunmalıdır.

Gençlik enerjisi fevkalâde yüksektir. Gencin enerjisini bir şehre elektrik olarak verebilseniz belki bütün evlerdeki lambalar ışık saçar…

Fakat ne yazık ki bu büyük enerji heba edilmekte, böyle akla ziyan ve hattâ ahlâka mugayir işlere bile yöneltilebilmektedir!

Gençlerden devlet sorumludur. Ziyâlılar (entelektüeller) sorumludur. Yazarlar çizerler, muallimler (öğretmen ve âlimler) sorumludur.

Vebáli büyüktür bu işin. Gençleri ziyan edilen ülkenin istikbâli yoktur. Et tekrar’ü ahsen, velev kâne yüzseksen hesabı daha yüzlerce kez yazabilirim bu konuyu… 10.01.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER