“Dijital Çağ”da herkes kendi kendisinin yöneticisi olmak arzusunda. Bunu gerçekleştirebilmek için düşünme şeklinizin dağınıklığından kurtulup işinizin toparlanmasını sağlayabilirsiniz. Kendinizi organize edemiyorsanız, işinizi de organize edemezsiniz.
Kendinizi daha iyi duruma getirmenin yolu elbet de başkalarını suçlamak değildir. Kendinizi daha iyi konuma getirmenin yolu, yaşamınızda bütün sorumluluğu kendi üzerinize almaktır.
Hayatınıza değer katan tek insan sizsiniz ve siz bunu biliyorsunuz. Eğer özgür olmak istiyorsanız sorumluluk almanız gerekiyor. Bugünden itibaren kim olduğunuza ve ne yapmak istediğinize karar vermelisiniz. Hâlâ geç kalmış değilsiniz. Bir vizyonunuz yok ise başarıya ulaşmanız, var olmanız çok zordur!
Planlamalarınızı konuşmak yerine harekete geçirmekle sağlayabilirsiniz. Nereye gittiğinizi bilmiyorsanız oraya asla varamazsınız. Hayattaki amacınızın ne olduğunu iyi bilmeli ve istikametinizi ona göre çizmelisiniz.
Aklımızın düşünebildiği, kalbimizin inandığı birçok şeyi yapabiliriz. Eğer bir şeye inanmazsak her şeye aldanabiliriz! Bunu siyasette, sosyal hayatta, ekonomide, sporda, eğitimde, çalıştığınız yerlerde kısacası her alanda tecrübe edebilirsiniz.
Bizler biliyoruz ki önünde sonunda kazananlar, kazanabileceklerini düşünenlerdir. Hayatınızda sağlığınız, zaman ve para konusunda küçük ama istikrarlı bir şekilde attığınız adımların nasıl büyük sonuçlar doğurabileceğini görebilirsiniz.
Shakespeare’in dediği gibi “Sürekli yağan yağmur mermeri aşındırır.” Yani zafer; azimli, istikrarlı, ısrarlı ve sebatkâr çabanındır. Hayallerinizin yerini pişmanlıklarınızın almasına izin vermeyin. Hayal kurun ve hayallerinize ulaşmak için plan yapın. Özellikle çocuklarınıza hayal kurdurun. Başkalarının size plan çizmesi, sizin kendinizi keşfetmenizi engelleyebilir, dikkat edin.
Örneğin sosyal medyada atılan bir “tweet”in peşine takılıp, söylenen bir sözün ardında konumlanıp, sizi başkalarının yönlendirmesine izin verdiğiniz anda hedeflerinizden uzaklaşmaya başlamış olabilirsiniz.
Sorumluluk almaktan korkmamalısınız. Her ne kadar günümüzde unutulmaya yüz tutsa da dürüst çalışan insanların yaptığı erdemli davranışlardan biri de iyi tutumdur. Yani hatalarının sorumluluğunu üstlenmektir. Günümüzde özellikle siyasette bu nasıl yapılır? Birini korumak için bir başkası kurban edilir. Bu da kötü tutumun ta kendisidir. Çünkü kötü tutum, güllerin arkasına bakıp dikenleri görmektir. Ancak iyi tutum, dikenlerin ötesine bakıp gülleri görmektir.
Haydi, öyleyse dikenlerin arkasındaki gülleri görmek için harekete geçin. İlk olarak hayatınızdaki zararlı insanlardan kurtulun. Yaşamınızın her alanında “SİZ A.Ş”nin değerini içtenlikle belirgin şekilde artırmak istiyorsanız, arkadaşlarınızı dikkatle seçmelisiniz. Üretken olmayan alışkanlıklarınızı ve üretken olan alışkanlıklarınızı tespit etmelisiniz.
Çok basit olarak günlük 1 saat erken kalkma alışkanlığı ile ayda 30 saat ek bir vakit kazanmak pekâlâ mümkündür. Bütün boş zamanı televizyon karşısında geçirerek üretken olmayan alışkanlıklarınızdan vazgeçebilirsiniz.
Ekranlarda aile kavramını yok eden, gelin kaynana kavgası izlettiren, bilmem hangi kuaförün övgüsünü dinlettiren, hangi ünlünün bedenini “pazarlayan”, bini bir hakaretin katık edildiği göstermelik yemeklere ağız sulandıran, fakir fukaraya “kredi” özendiren, işlerinizi son dakikaya bıraktıran onlarca program bağımlılığından arınabilirsiniz.
Düşünün her gün 4 saat televizyon izleme alışkanlığı olan biri, ayda 120 saati “boşa” harcıyor olabilir!
Üretken olan, verimli alışkanlıklara yönelerek zihninizi besleyecek ve yeteneklerinizi geliştirecek kitaplar okuyabilirsiniz. Harekete geçmek ve işleri vaktinden önce hazırlamak için planlı yaşayabilirsiniz. Depresyon haplarından kurtulmak için besin takviyeli gıdalar tüketebilirsiniz.
Unutmayın, verimli alışkanlıklar tohumlar gibidir. Bugün başkalarıyla paylaştığınız alışkanlıklar kısa vadede meyve vermeyebilir. Bir meyvenin olgunlaşması uzun zaman gerektirebilir. Sonuçta verimli alışkanlıklar verimli sonuçlar doğurur.
Alışkanlıklarımızı bir kez kontrol altına alırsak, hayatımızı kontrol altına alabiliriz. Düşünceler kelimeleriniz, kelimeler eylemleriniz, eylemler alışkanlıklarınız, alışkanlıklar karakteriniz, karakter ise yaşantınız olacaktır.
Korkuyu yenmenin yolu onunla yüzleşmektir. Bu nedenle içinizdeki CEO’yu keşfetmek için duygularınızı kontrol altına almayı öğrenmeniz ve “bir yerden” başlamanız büyük önem taşıyor. Bu yazı sizin için neden bir başlangıç olmasın?
YORUMLAR