Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hüseyin Benek

İKLİM KRİZİ ve BESLENME

İKLİM KRİZİ VE BESLENMENİN KRİZE KATKILARI

Yediklerimizle iklim krizi arasında ne tür bir ilişki var?

Çevreye, dogaya, dogal hayatın içindekilere karşı saygıyla, barış ile yaklaşıldığında, beslenme ve diger yaşam tarzlarımızlada dogaya yaklaşarak İklim değişikliğini azaltabileceğimizi biliyor muyuz?  Nasıl mı, biz bu yazıda beslenme yöntemimizin, küresel ısınmaya, iklim krizine katkısı üzerine duracağımızdan, beslenme yöntemlerimizi değiştirerek, iklim degişikligiyle nasıl mücadele üzerine duracağız… Örneğin, sadece ihtiyacınız olanı satın almalıyız, hatta bazı ihtiyaçları minimuma indirmeliyiz… Daha az et ve süt ürünleri tüketmeliyiz, daha az işlenmiş gıda tüketmeliyiz, daha çok yerel ürünleri mevsiminde tercih etmeliyiz, kendi gıdamızı yetiştirmeliyiz… Ayrıca aşagıda verilen listede üretim aşamasından tüketim aşamasına kadar en cok sera gazı üretilen gıda listesi verilmiştir. Bu listeye göre en az sera gazı üreten gıdaları tercih etmeliyiz.

Hangi gıdalar en fazla sera gazı emisyonuna neden oluyor gıdaların iklim etkisi sera gazı emisyonu yoğunluğu cinsinden ölçülür emisyon yoğunluğu 1 kilogram gıda gram protein veya kalori başına kilogram karbondioksit eş değer olarak ifade edilir hangi gıdalarda ne kadar sera kazıymış şunu yayıldığını şöyle açıklayabiliriz… 1*biftek 2*kuzu 3*kabuklu deniz ürünleri 4*peynir 5*balık 6*domuz 7*kümes hayvanları 8*yumurta 9*pirinç ve tahıllar 10*süt 11*soya 12*baklagiller 13*ekmek ve makarna 14*meyve 15*sebze 16*Fındık gibi sıralanabilir… O zaman biz sera gazı üretimi azalsın iklim krizi olmasın istiyorsak fındıktan başlayarak, yani 16 dan başlayarak geri doğru bir öncelikli beslenme tarzı oluşturmalıyız…

İklim krizini tetikleyen beslenme yöntemleri terk ederek krizle mücadeleye katkımız olabilir. Ne yediğimiz ve bu yediğimiz besinlerin nasıl üretildiği yalnızca sağlığımızı değil beraberinde çevreyi de ilgilendiriyor.  Gıda zincirindeki yiyeceklerin yetiştirilmesi, işlenmesi, taşınması dağıtılması, depolanması, tüketime hazırlanması, hatta bazen bozulanların atılması aşamalarını bile iklim değişikliğine tetiklemeyecek, çevreye zarar vermeyecek şekilde, yeniden yeniden gözden geçirilerek sera gazları oluşturmayacak şekilde değerlendirmeliyiz ki küresel ısınmaya iklim değişikliğine engel olabilelim…

Küresel sıcaklıkların artmasına yol açan sera gazı salımlarının oluşumunda hayvancılığın, sanayinin, kısacası abartılı, aşırı insan faaliyetlerinin önemli bir katkısı olduğu biliniyor. Et ve süt ürünleri tüketimi de bunlardan biridir, azaltılmasının, vejetaryen veya vegan beslenme alışkanlıklarının iklim krizi üzerindeki olumlu etkisi bir süredir tartışılıyor. Beslenme degişikligiyle küresel iklim kriziyle nasıl mücadele edilebilir, üzerine durmamız gerekir, yarın çok geç olabilir… Bu bilgiler ışığında konumuza devam edecek olursak…

Natura Food dergisinde yayınlanan araştırmaya göre insan kaynaklı tüm sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte biri %33.33 ü gıda ile bağlantılı olduğu varsayılıyor… Demek ki geriye kalan %66,66 sı ise diger faaliyetlerden olan, enerji savurganlığı, sanayi üretimi, hizmet sektörü gibi, buralardaki salınım üzerinede düşünmek ve önlemler almak gerek… Gıdada en büyük katkı ise arazi kullanımı faaliyetlerinden, bunun katkısı gıdanın içindeki payın %71’i kadarı buradan geliyorsa.. Geri kalanını ise tedarik zinciri faaliyetlerinden nakliye, tüketim, enerji, atık yönetimi, depolama, endüstriyel süreçler ve paketlemeden gelmektedir. Hele hele yeni yeni yaygınlaşan dondurulmuş gıda ve dondurularak sakladığımız ürünlerin sera gazı salınımına etkisinin ne kadar çok olduğunu düşünemiyoruz bile… Düşünsek önlem alırdık…

Gıda kaynaklı sera gazı salınımını nasıl azaltılabilir dersek başta biraz bahsettik buna gıda israfını azaltmak ya da ekleyebiliriz… Ayrıca gıda kaynaklı Serra gazı salınımını azaltmada üreticilerin yanı sıra, tüketicilere de önemli görevler düşmektedir…  Bunun için daha fazla bitki bazlı gıdaya geçiş olmalı, bu sadece daha sağlıklı olmak için değil çevreye de önemli katkılar sağlaması için düşünülmelidir…

Peki bu beslenme tarz degişikliğinin karbon ayak izimizi ne kadar etkiler?

Oxford Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından yapılan ve Nature Food dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre vegan beslenmek, gıda üretiminin çevreye verdiği zararı büyük ölçüde azatlığını ortaya koymuştur…

Uzmanlar bu araştırmanın şimdiye kadar yapılan en kapsamlı analiz olduğunu ve yediklerimizin gezegenimizi nasıl etkilediğine dair en güvenilir hesaplamaları içerdiğini belirtmektedirler…

Çalışmada yüksek ve düşük miktarda et tüketiminin sera gazı emisyonları üzerindeki etkisi ilk defa net bir şekilde belirlenmiş olmasına rağmen… Buna et endüstrisi alanında faaliyet gösteren işletmeler ve örgütleri, bu çalışmanın et tüketiminin etkisini abarttığını öne sürerek tepki göstermişlerdir. Belki haklı olabilirler, cünkü tüm sera salımının ancak %33,33’ünü gıda bu gıda üretiminin içinde de arazi kullanımının katkısının %71 kadar olduğu düşünülürse, haklı gibi olabilirler… Bu nedenle en çok hangi alan sera gazı üretiyorsa o alandan başlayarak, sera gazı üretimini azaltmak için topyekün bir mücadele gerekiyor… Bu üzerinde durduğumuz araştırma gıda üretimini ve tüketimi temel aldığı için bu konu üzerinden ilerleyecek olursak…

İngiltere’de 55 binden fazla kişinin diyetinin incelendiği çalışmada, farklı koşullarda üretilen belirli gıdaların etkisindeki farklılıkları araştırmak için 119 ülkedeki 38 bin çiftlik hakkında veriler de kullanılarak söz konusu şu sonuçlara bu ulaşılmıştır..

Çalışmada insanlar yüksek miktarda et tüketenler (günde 100g veya büyük bir hamburger), az miktarda et tüketenler (günde 50g veya iki ufak sosis), balık tüketenler, vejetaryenler ve veganlar kategorilerinde değerlendirilmiş, et tüketimi en fazla sera gazı salımına neden olduğu anlaşılmıştır. Buna göre yüksek miktarda et tüketen kişilerin diyeti her gün ortalama 10,24 kg sera gazı salımına yol açmasına rağmen. Az et tüketenler için bu miktar 5,37 kg’ye düşerken,  vegan beslenen insanların günlük sera gazı üretimi ise 2,47 kg düştüğü anlaşılmaktadır.. Bu araştırmadan da anlaşılacağı gibi dikkat ettiğimizde, gıda üzerinden üretilen sera gazı salınımını %75 oranında azaltabilecegimizdir…

Özgün bir çalışma olduğu anlaşılan, bu çalışmayı özgün kılan, gerçek insanların beslenmelerini baz alması ve mevcut gıda üretim yöntemlerini değerlendirmesidir diyebiliriz. Bu araştırmada, araştırmacılar yediklerimizin çevresel ayak izini, daha önceki çalışmalara kıyasla çok daha ayrıntılı bir şekilde inceledikleri anlaşılıyor.. Kendilerine bizi uyardıkları için teşekkür ederiz… Sera gazı salınımızan dikkat edilmeden yaşanıldığında Su tüketimide aşırı artmakta, başka çevre sorunlarına da nende olunmaktadır… En çok etkili sera gazı salınımına neden olan nedenleri şöyle sıralayabiliriz…

Bunlar arazi kullanımı, su kullanımı, su kirliliği ve genellikle tarım alanlarının genişlemesiyle habitat kaybından kaynaklanan türlerin kaybı olarak degerlendirilmiştir..

Sera gazı emisyonunu artıran 4 Ana neden şunları sayabiliriz…. *sığırların sindirim sürecinde gelen metan gazı, *bitkisel üretim için kullanılan gübrelerden kaynaklı azot oksit, *tarım arazilerinin genişletilmesi için ormanların kesilmesinden kaynaklı karbondioksit *gübre yönetiminden pirinç ekiminden *ürün atıklarının yakılmasından  *çiftliklerde yakıt kullanımından kaynaklanan diğer tarımsal emisyonlar sera gazını arttırdığı ve küresel ısınmayı tetiklediği bilinmektedir… Bu araştırmaya karşı ise et üreticilerin tepkisi ise şöyledir… Son olarak…

Çoğu insan sağlık endişeleri nedeniyle tatlı gibi ürünleri fazla tüketmemesi gerektiğini biliyor, ancak et için buna benzer yaygın bir düşünce yok, bu konu üzerine bir insani bilinç oluşturulmalıdır diyerek… Örnegin insanlar kek ve bisküvi yememeleri gerektiğini bilmelerine rağmen, Bunun doğru olduğuna inanmışlar, et konusunda ise böyle bir bilinç olmuş değildir, oluşturulması için egitim ve iletişim ile konuya odaklanarak böyle bir bilinç oluşturulabilir… Bunların yanı sıra devletlerin, gıda endüstrisinin insanları beslenmelerini değiştirmeye teşvik etmenin yanı sıra, ekonomik kaynaklarını da dikkate alarak bu geçiş sürecinde çiftçileri desteklemesi gerektiğinin de insani bir anlayış olarak yaygınlaştırılması geregini vurgulayarak.. Küresel iklim kriziyle mücadele edilmesi önersiyle, selam ve sevgilerimle…

Hüseyin Benek – baskentPostası.com – 10.8.2023  

Kaynaklar

1* Vegan beslenme GETTY IMAGES https://www.bbc.com/turkce/articles/c99xgedzp8no

2*Dr. Melike Yavuz – Herkese Bilim Teknoloji Dergisi Sayı 379

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER