İran ve Türkiye çok fazla ortak kültüre sahip. Sizde kendi bünyeniz de İran’a dair birçok faaliyet yapıyorsunuz. Bizlere yaptığınız faaliyetlerden bahsedebilir misiniz?
Bildiğiniz gibi İran ile Türkiye arasında pek çok kültürel ortaklık bulunmaktadır. Osmanlı Sultanlarından bazıları şiirlerini Farsça yazmıştır, saray dili de Farscadır. Bu nedenle iki milletin kültür ve gelenekleri birbirine çok yakındır. Dolayısıyla iki milletin kültür ve gelenekleri birbirine çok yakındır. Türkiye’de dille ilgilenenler ve çok fazla Farsça nezaketi var ve İstanbul’daki faaliyetlerimizden biri de Türk öğrenciler ve meraklılar için Farsça dil dersleri düzenlemek. Bir diğer faaliyetimiz ise belediyelerden salon tahsis ederek düzenlediğimiz İran sanat ve el sanatları sergisinin düzenlenmesi ya da Türkiye’de düzenlenen sergilere katılmamız, ayrıca İstanbul Türkçesi yayıncılarıyla da iyi işbirliklerimiz var. Klasik ve modern edebiyat alanında birbirinden değerli kitaplar İstanbul Türkçesine çevrildi. İranlı yayıncılar İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı’nda ve İstanbul Bursu’nda aktif olarak yer alıyor. Ayrıca Şehname Uluslararası Kültür ve Sanat Konferansı ve Şehriyar Konferansı gibi Türk üniversiteleri ve bilim merkezlerinin katılımıyla ortak bilimsel, kültürel ve sanatsal konferanslar düzenliyoruz.
Faaliyetleriniz İran’ı tanıtma da yeterli kalıyor mu?
İran’ı tanıtma konusundaki faaliyetimiz sanal alanla sınırlı kaldı, tabii ki son bir iki yıldır Türkiye’ye ilgi duyanların sayısı çok arttı. Ne yazık ki Türk televizyon kanalları izleyicilerini İran’ın eşsiz tarihi ve kültürel turizm olanaklarını görmekten mahrum bırakıyor.
Türkiye’de, İran’a yönelik tanıtım ve faaliyetlere katılım oranı nasıl?
Türkiye halkı, ortak kültür, sanat, gelenek ve görenekler, Müslümanlık ve iki ülkenin komşuluğu ile iki ülke arasındaki kültürel ve ekonomik ilişkilerin pekişmesi ve gelişmesinde önemli bir rol oynamak istemektedir.
Gerçekleştirdiğiniz faaliyetlerde insanların geri dönüşleri nasıl? Ne gibi yorumlar alıyorsunuz?
Türk halkının İran’a bakışı olumlu. İstanbul ve Türkiye’de düzenlediğimiz kültür-sanat programlarının çoğunda programlardan memnun kaldılar.
İlerleyen günler de belirlenen etkinlik var mı yakın zamanlı?
Bildiğiniz gibi 21 Mart Nevruz’un ilk günü olup İran takviminde yeni yılın ilk günü olarak kutlanmaktadır. Başkonsolosluk Kültür Derneği de bu yıl Nevruz’u İstanbul’da yaşayan İranlıların katılımıyla kutlayacak.
Geçtiğimiz günler de İran kültür bakan yardımcısı Türkiye’yi ziyaret etti ve birtakım görüşmeler gerçekleşti. Hatta bazı anlaşmalar yapıldı. Bu görüşmeyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye ve İran kültür bakanları arasında imzalanan iş birliği anlaşmasına göre 2025 yılı İran ve Türkiye’nin kültür yılı olacak, dolayısıyla iki ülkede farklı kültürel programlar düzenlenecek. Ayrıca, İran ile Türkiye arasında medya çalışma gruplarının oluşturulmasıyla medya iş birliğinin genişletilmesine zemin sağlayacak İran ile Türkiye arasında medya işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı da imzalandı.
Türkiye’de yaşayan biri olarak, Türk kültürünü, sanatını, faaliyetleri nasıl görüyorsunuz?
Bildiğiniz gibi Türkiye ve İran’ın kültür ve sanatı hat sanatı, mimari, tezhip gibi pek çok alanda ortaktır. Türk insanı çok misafirperverdir. Ailemle birlikte İstanbul ve Erzurum’da yaşadığımız on yıl boyunca kendimizi hiç yabancı hissetmedik. Türklerin misafirperverliğine her zaman minnettar olduk. Türkiye’de sanatsal faaliyetler alanında, Türk hükümetinin son yıllarda sanata ve sanatçılara çok iyi destek verdiğini söylemeliyim.
Son olarak şunu sormak isterim. İran kültürüne, sanatına ilgi duyan kişiler sizlere nasıl ulaşabilir?
İran İstanbul Başkonsolosluğu’nun kültürel bağlantısı Instagram, YouTube ve Twitter platformlarında aktiftir. İlgilenenler İran’ın turistik mekanları, İran yemekleri, el sanatları, müziği, kültürü ve tarihi hakkında bilgi edinmek için bizi sanal sayfalarımızdan takip edebilirler. Bu röportajıhazırladığınız için teşekkür ederiz.