KOLTUK AŞKI

Aslına bakarsanız yazılarımda politika bağlamındaki siyasete girmemeyi şi’ār edinmiş biriyimdir. Lâkin ülke meseleleriyle ilgilenen her kalem siyaset sahnesini de izlemek zorundadır.

Kaldı ki biz yine şi’ār edinmişizdir ki, siyasî partileri futbol takımı gibi tutarak birinin holiganlığı, ötekinin tenkidi yapılmaz, yapılmamalıdır.

Girіzgāhımızı yaptığımıza göre sadede gelmeli.

Anamuhâlefet partisi CHP, seçimin ardından resmen tarumar oldu, dağıldı. Partide her gün yeni bir kriz yaşanmakta.

Oniki seçim kaybetmesine rağmen koltuğu bırakmayan Kılıçdaroğlu’na karşı artık doğrudan “istifa et, çekil kenara” sesleri yükseliyor.

Gel gör ki, Bay Kemal aldırmıyor adeta sağır, koltuğuna aşkla yapışmış bırakamıyor!.

Merhum İstiklâl Marşı şairimiz Mehmed Akif’in «Müslümanlık Nerde» şiirinin, merkeple kurtun hikâyesini nazmettiği mısralarından aldığım ilhamla bendeniz de bay Kemal için şöyle yazdım:

Kurt siyasîler bakar, hırslı görürmüş bay Kemal’i.
Saldırırlarmış sonra yaydan boşanmış ok gibi.
Lakin, aşk olsun ki, aldırmaz tutarmış sandalyeyi
Sanki diğerleri de merkepmiş, zır salaklarmış gibi

Hem partiden hem de seçmenden gelen eleştirilere kulak tıkayan bay Kemal seçimden günler sonra partisini destekleyen bir tv kanalına çıkıp, 28 Mayıs gecesi ‘Değişim şart’ diye kazan kaldıran Ekrem İmamoğlu’na İBB Başkanı olarak kalması imasında bulunmuştu.

Bay Kemal mesajını verdi vermesine ya Ekrem de saftirik değildi.  Bay Kemal’e resti çekti ve belli ki artık geri adım da atmayacak!.

İstifa çağrılarına kulak tıkayan bay Kemal İBB başkanı İmamoğlu’nu Ankara’ya çağırdı. 1.5 saatlik (gizli) görüşmenin perde arkası; CHP’ye yakınlığıyla bilinen gazeteci İsmail Saymaz’a göre şöyleydi:

Ekrem İmamoğlu, (defalarca seçim kaybeden bay Kemal’in yerine) aday olmak istediğini açıkladı. Bay Kemal ise “(sen) önce (gelecek mahalli seçimlerde yeniden) İstanbul’u kazan” meâlinde bir cevapla bay Müdafa’ya haddini bildirdi.

Rekabet öncesi “baba-oğul gibiyiz” diyen bay Kemal, İmamoğlu’nun Genel Başkanlığa aday olmasını hazmedemezdi. Şark kurnazlığı ile sinsi hamleler yaptı.

Önce MYK’yı değiştirdi, doğrudan kendine bağladı. Son olarak da yüz yüze iknayı denedi (1,5 saatlik gizli görüşme).

Perde arkasında (kulislerde) söylenenlerin olduğu kanaatindeyim bendeniz de. Zira «Koltuk Aşkı» platonik bir aşk değildir, uğrunda savaşlar verilmiştir, kıyamete kadar da verilecektir.

M. Kemal Paşa ne demişti Kurucu Meclis mebuslarına?

“Behemahal bana itâat edeceksiniz, devrimlerime itiraz yasaktır, belki bu iş için bazı kelleler gidebilir” meâlinde konuşmamış mıydı?

Netekim İstuklâl Mahkemeleri’nin kuruluş gayesi kelle almak değil miydi? İskilipli Atıf hoca (üstelik şapka devriminden önce) aleyhte bir risale yazdığı için bu mahkemelerin (!) Karakuşî kararıyla asılmıştı.

Bazı rivayetlere göre daha binlerce hoca da yargısız infazla sinsi tetikçiler tarafından şehid edilmişlerdi.

Muhterem okurlarım «Koltuk Aşkı» yalnızca Ekrem–Kemal mücadelesi de değildir. Kimse darılmasın ama yarınlarda Ak Parti’de de yaşanacak aynı şeyler. 17.06.2023