Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Konya Aydınlar Ocağı, Hüzeyme Yeşim Koçak’ın 45. Yazı Yılına özel program düzenledi:

Bana Hüzeyme ismini
kullanmayın dediler!

Bana Hüzeyme ismini
kullanmayın dediler!

Konya Aydınlar Ocağı, Hüzeyme Yeşim Koçak’ın 45. Yazı yılına vefa günü düzenledi. “Yazarlığının 45. Yılında Yazı Edebiyat ve Hayat Hikâyesi” konulu konferansta yazı hayatından kesitler sunan Koçak, Tunçbilek’de başlayan hayat yolculuğunun edebiyat dünyasına evrilme noktalarını ve serüvenin anlattı.
Babası İsa Ruhi Bolay ve amcası felsefeci Süleyman Hayri Bolay’ın yazı hayatına katkıları olduğunun altını çizerek konuşmasına başlayan Koçak “1977’de Faruk Bey’le hayatımı birleştirip Konya’ya geldim ve bazı yazı denemelere giriştim. Hamle, Konya Postası gibi değişik görüşlü gazetelerde yazdım. Toplum sorunları, kadın ve dil meselesi üzerine kafa yormaya başladım” dedi.
Gazetelerde çalışma dönemlerinden bahseden Koçak “İlk dönemde, Önce “Kadınca”, sonra “Bizim Düşündüklerimiz” başlığı altında köşe yazıları yazdım. En rahat çalıştığım yer Konya Postası oldu. Sahibi Sayın Durmuş Alagöz’ü eleştiren bir yazım bile yayınlandı. Demek ki basın özgürlüğü vardı. Bu hoşgörülü ortam için kendisine teşekkür ediyorum” diye konuştu. Gözyaşı ve başka dergilerde de yazılarının yayınlandığını, 1980’den sonra ise eski yazma hevesi, heyecanının kalmadığını anlatan Koçak “Adeta kelimeler benden uzaklaşmaya başladı. Ne aradığımı tam bilmiyordum. Belki taşlar yerine oturmamıştı, çok gençtim; yazmayı bıraktım. Sonra ruhuma tatlı esintiler getiren maneviyata yöneldim. Şimdi geriye baktığımda bunun bir birikim, demlenme devresi olduğunu görüyorum” diye devam etti. 
2000’lere doğru Türk Edebiyatı Dergisi’nin açtığı Ömer Seyfettin Hikâye Yarışmasına gönderdiği “Hayriyenin Düğünü” isimli hikâyesiyle İlk ödülü aldığını ve 2000’li yıllarda biraz daha cüretkâr olup başından geçmiş olayları, gelişimini ve hissiyatını bildiği şeyleri yazdığını; kaleme aldığı evden kaçan bir muhabbet kuşunun serencamını olan Yürekteki Kuş’la ikinci özendirme ödülünü elde ettiğini söyleyen Koçak Bırakın Güzel Konuşsun adlı eserinin ilk deneme kitabı, Beyan Yayınlarının açtığı “İlk Romanlar Yarışması’ndan” üçüncülük derecesi alan Çoban Aşkın Çocuğuydu’nun ise ilk romanı olduğunu anlattı.
40’lı yaşlarındayken Yazarlar Birliği Başkanı Ahmet Köseoğlu’nun kendisini Romancı Mustafa Miyasoğlu’na yönlendirmesiyle yeni ufuklar edindiğini kaydeden Koçak, “O zamana kadar yazabildiğim toplam 14-15 hikâyeyi ona gönderdik, okuyup değerlendirdi ve eksiklerimi söyledi. Edebiyat eksenli, kısa bir müddet yazıştık. Bu iletişim bana çok önemli bir zaman kazandırdı. Tezcanlı, biraz da asabi mizaçlı bir zattı. İstediği bir yazıyı geciktirdiğim ve mazeret bildirdiğim bir gün, “Sizin okumama yazmama lüksünüz yoktur Hüzeyme Hanım” diye çıkışmıştı” diye konuştu.
2013’de Berceste Dergisi tarafından “Yılın Hikâye Ödülü” kendisine verildiğini, söyleyen Koçak “Hayriye’nin Düğünü” adlı hikâyesinin, Yazar Masud Akhtar Shaikh tarafından Urduca yayımlanan “Türkiye’nin en Güzel Hikâyeleri” isimli antolojide yer alması ve Ziya ül Hakkın danışmanı da olan Pakistanlı yazarın Türk Edebiyatı Dergisi’nde gördüğü hikâyesinden etkilenip “beğendikleri” arasına almasından yaşadığı mutluluğu da anlattı.
2000 yılında, kız kardeşi Ayşenur Yeşim’in 15 yaşındayken vefat etmesi üzerine onun ismini kendi ismine alıp yazılarına dahil ettiğini kaydeden Koçak yazı gönderdiği bir dergi sahibinin kendisine “Darılmayın ama Hüzeyme ismini kullanmasanız” diye bir teklifte bulunduğunu anlatarak “Bundan böyle Üstat sanki tat vermedi. Sonra şöyle bir karara vardım; taşralı maşralı, kadın madın; kendi şarkımı çalıp söyleyecektim” diye konuştu.
17 Aralık 2003’den itibaren Merhaba’da yazmaya başladığını, bu tecrübenin 2020’ de kendisine Türkiye Yazarlar Birliğinin “basın- fıkra” dalında yılın yazarı” ödülünü getirdiğini söyleyen Koçak hikâye ve romanın yanı sıra üçüncü tür olarak deneme alanında da kitaplar yazdığı anlatıktan sonra Konya Aydınlar Ocağı, Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, Selçukya Kültür ve Sanat Derneği ile Gönül Gözü Dernği’ne teşekkür etti.
Programda konuşan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü Hüzeyme Yeşim Koçak’ın Konya’nın iftiharı olduğunu söylerken Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu’da “Hüzeyme Hanım Konya’da değil de İstanbul’da yaşıyor olsaydı Türkiye’nin önde gelen ilk beş yazarından biri olurdu” dedi. Selçukya Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Fatma şeref Polat ise Koçak’ın edebiyat dünyamıza çok önemli eserler armağan etiğine işaret ederek teşekkürlerini dile getirdi.