Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Köpeklerdeki sadakat

Allah insanı en üstün vasıflarla yaratmış, diğer mahlûkatı da hizmetine vermiş. Kâh etlerinden, kâh sütlerinden yararlanıyor insàn. Kiminin de eti sütü kullanılamıyor ancak insana güvenlik ve sair işlerinde yararlı oluyor.

Köpekleri en ziyâde sadakatleri ile takdir eder severim. Çobanlar, evini bekleyen köpeği olanlar falan zaten bilir ondaki sadakati, vefayı. Bu hayvan hakkında özel belgeseller var. İzledikçe hayranlığınız artacaktır.

Hatırlarsınız, sahibi vefat eden bir köpek yıllarca onun evinin önünden ayrılmıyor. Bir başka köpek de sahibinin kabrinden ayrılmıyor, mezarında bile yalnız bırakmıyor, sadakatini gösteriyordu.

Ne yazık ki insanlarda köpekler kadar olsun vefa, sadakat yok. Kur’ân, insanın en üstün vasıflarla yaratıldığını (Tîn Sûresi) bildiriyor ama aynı zamanda “însan nankördür” de diyor.[1]

İskender Pala yazmıştı. Kami Mehmet Efendi’ye ait bir beyit:

Güle gûş ettiremez yok yere bülbül inler / Varak-ı mihr ü vefayı kim okur kim dinler” (Bülbül, hissiyatını güle duyurabilmek için şakır lâkin nafile! / Artık dostluk ve vefa sayfasını okuyan da, dinleyen de yok!.)

Vefasızlık ve nankörlük materyalist, dinsiz çağın getirdiği yepyeni şeyler değil. Nankörlük de vefasızlık da insanoğlunun kadim hallerinden. Lâkin çağımız insanı tarihin hiçbir devrinde görülmemiş şekilde zıvanadan çıktı, ahlâkî tüm değerler adeta tebahür etti (buharlaştı).

Adamın biri bir bilgeye kötü davranmış. O da ona “size bir iyilik yaptığımı hatırlamıyorum” demiş. Çok ibretamizdir bu misâl.

İstiklâl Marşı şairimiz merhum Mehmed Âkif Ersoy bakınız ne güzel ifade ediyor bu gerçekliği:

“Yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini,
Kime iyilik yaptıysan, ondan koru kendini.”

Bırakın vefayı, nankörlük etmemeyi bir de kötülük yapılıyor iyiliği, hayrı görülene.

Çağımızda neredeyse hemen tüm insanlar bu aşağılık huyları edinmiş, insàn insanın meleği olmayı, artık masallarda, hikâyelerde işitir olmuş.

Günümüzde insàn insanın kurdu (düşmanı) olmuştur. Bu cibilliyet bozukluğudur bir Müslüman toplum için. Düşeni kaldırmak yerine bir tekme de ben atayım hali, rezaletidir bu.

Gün gelecek o tekmeden beterini kendi yiyecektir oysa. Zira “kim ne eder kendine eder” demişler..

Mecnunun biri “kim ne eder, kendine eder” diye bağıra çağıra mahallede seğirtip duruyormuş. Kadının biri bu halden çok sıkılmış. Fakat şeytan kadını öyle bir dürtmüş ki, zavallıyı öldürmeyi bile tasarlamış.

Şeytan bu “öldür” der de yolunu göstermez mi? Göstermiş de. Kadın bir börek açmış tüm maharetini gösterip. Sonra bu börekten bir tabak ayırıp içine zehir dökmüş. Sonra mecnunu beklemiş, görünce de çağırmış: “Al şu böreği, git bir kenarda ye, belli ki açsın”

Mecnun teşekkür edip tabağı almış mahalle dışına çıkmış saatlerce yürümüş ve yol kenarındaki bir büyük ağacın altına oturup böreği önüne koymuş. Tam yemeye başlayacakmış ki bir süvarinin dörtnala yaklaştığını görüp kalkmış ve atlıyı durdurup, “gel yolcu karnın acıkmıştır bak bir hayır sahibi börek verdi bana” demiş.

Yolcu meğer askerliğini yapıp dönen bir delikanlı imiş. Çok da açmış, o bir tabak böreği silip süpürmüş. Derviş kendi yemiş gibi mutlu olmuş, sevinçle “afiyet olsun” demiş. Lâkin bu duâsı kabul olmamış, delikanlı ölmüş.

Derviş delikanlıyı atı üzerine yerleştirip mahalleye getirmiş. Kadın da askerden gelecek diye oğlunu gözlermiş. Bir de bakıyor ki oğlu at üzerinde yüzükoyun, elleri aşağı sarkmış hareketsiz yatıyor!

Telaşla koşup “ne oldu bu ne hal?” diye sorunca derviş “Vallahi ne oldu anlamadım, bu delikanlı yolcu idi, acıkmıştır diyerek verdiğiniz böreği ona ikram ettim yedi ve sonra da canını teslim etti” deyince kadın “oğluuum” diye acı bir çığlık atıp yere yığılır.

Kadını ayıltıyorlar lâkin her defasında önce “oğluuum” diyor sonra da “kim ne eder kendine eder” diyerek bir daha bayılıyormuş… 24.10.2021

——————————————–
[1] İbrahim Sûresi 34, Hûd Sûresi 9, Nahl Sûresi 55 ve daha birçok Sûrede yer alır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER