Kriz geldi kapımızı çaldı, biz her zaman ki gibi bizim yanlış kararlarımızın etkilerini görmezden geldik ve sürekli başka mercilere sorumluluğu attık…
Kendimizi olduğumuzdan fazla abarttık, üretime dayanmayan kaynaklarla, yollar, kamu binaları ve ibadethaneler yaptık.. Bu durumu borçla devam ettirdik, yetmedi devleti mülksüzleştirecek kadar işletme ve arsa sattık, örnek vermek gerekirse, Ankara da SGK’nun olan gökdelen denen bina şimdi kimin? Bunun gibi Cukurhambardaki belediye şantiyesi ne oldu, Hipotrumun karşsında belediye şantiyeleri nerede? Süberbank, Tekel, Tüpraş, Demirçelik, Telefonlar, Bankalar derken.. Hadi bunları sattık, bunlar yerine tüketime, gösterişe yönelik kamu binası, ibadethane yapmak yerine şunları yapsaydık, belki ekonomik sorun yaşanmazdı, yaşansa da, yarı yarı daha az yaşanırdı!!
60-65 milyar dolar mülk satıldığı düşünülürse, bu kadar milyar dolarlık güneş enerjisine yatırım yapsaydık, dünya enerji krizi yaşarken biz dünyanın üretim üssü olabilirdik.. Olmadık, olamadık, yapmadık, yapamadık, kim yapmadı, kim yapamadı? Bu sorunun cevabını akıl dünyamızda bulalım… Devam etmek gerekirse..
Bu noktaya gelindi bu noktada neler yapılabilir, enerji konusunda yukarda bahsettik, hukuk konusuna bakacak olursak.. Demokratik sistemlerle yönetimin belirlenmesine, güçler ayrılığı ile yönetim sergilenmesine, adalet sisteminin yürütmeden bağımsız olmasına ve tüm icracı kurumları denetlemesine dayanması gerekirken.. Yapılamıyor, yapılsaydı, yolsuzlukları haksızlıkları azaltacak bu bize güç katacaktı… İkinci olarak…
Mülteciler sorunu, bu sorun mülteci sayısıyla birlikte artmaya devam ediyor, nereye kadar devam eder derseniz? Suriye, Irak, Afganistan, Libya, Yemen, gibi iç çatışmalar ve işgaller bitinceye kadar… O zaman Suriye Sorunu, Suriye ile çözülür, göç sorunu Suriye hükümetiyle çözülür görüşmek de fayda olacağı düşüncesiyle… Dış politikada yapılması gereken reformları uzmanlarla istişareyle yapmak gerekir..
İç politikada güçlü görünmek için, dünyaya kafa tutan Hey Sisi, vay Esat, leyn Micotakis, Macron, senin Ruhsal anlamda tedaviye ihtiyacın var… Gibi olacak iyi ilişkileri gölgeleyen dil kullanılmamalı, Dış İşleri Bakanlığının uyarıları ve önerileri söylemlerimize yansımalıdır.. . Ayrıca batı doğu dengesin de tavrımız net bir yana olmalı, diger taraf ilede son zamanlarda İran ve Rusya ile olduğu gibi kazan kazan ilişkisi devam etmelidir… Başka ne yapılabilir derseniz?
Bizim paramızın uluslar arası gücü yok, etkili para birimleri, Dolar, Euro, Yen olduğu biliniyor, o zaman biz nende dijital para konusunda daha atik davranmıyoruz, kendi dijital paramızı yazacak yazılımcıların önünü açmalı bu konuda düzenlemeleri hızla yapmalıyız… Bunları yapmak için kaynak lazım kaynaklarımız ne aşamada derseniz?
Merkez Bankası verilerinden yararlanarak açıklayan uzman ekonomistler eksi 50-60 milyar dolarda rezervlerimiz olduğunu söylemektedirler.. Bu kadar zor durumdaysak, bırakın yeni yatırımları, mevcutları bile devam ettirmekte zorlanırız. Mevcutlar nedir derseniz, bir yerde adliye sarayı, bir yerde hükümet sarayı, bir yede külliye, diger yerde ibadethane… Üretime neden olmayan gösterişe dönük binalar, bunların müteahhitleri çok para kazandı, bunlardan rica edelim yatırımları bunlar yapsın… Bu yatırımlar için kaynak lazım… Bu nedenle yabancı kaynak bekliyoruz onlarda krizde, buğran da olan ülkeye, birde her gece bir genel müdürün degiştiği, her altı ayda bir merkez bankası başkanının değiştiği, kurumsal ilkelerin ve kültürünün gelişemediği, hukuk kurlarının delindiği, kendi düşünceleri, inançları üzerine dünya gerçeklerinden kopacak kadar ütopyada yaşar gibi yaşamanın yabancı sermayeyi uzak tuttuğunu biliyor.. Bu yerli ve yabancı sermayenin yatırım yapmamasına dayalı üretimsizliğin maliyetine çekiyor olabiliriz… Gereken önlemlerin zamanında almadığımız için krizin buğrana dönüştüğünü artık görmeliyiz… Buğrandan sonrası nedir, bilemiyoruz….
2022 sonlarına doğru ve 2023-2024 de buğranın daha da derinleşeceği öngörülüyor, uzmanlar uyarıyor, önerilerde bulunuyor, yönetimimiz kendi mahallesi dışındaki her sese kendini kapatmış görünüyor.. Ya kendi grubumuz yanlış karar alıyorsa, ekonomik politikalara farklı yaklaşımlar var… Bu farklı yaklaşımların farklı sorunlara karşı çözüm gücü olabilir, bunları kullanmak yerine, geleneksel inancımızın önerilerini dikkate aldığımız kadar, ekonominin ve dünya da başka toplumların ekonomik anlayışlarını dikkate almazsak.. Sorun yaşanır, yaşıyoruz da… Bu zamana kadar yaptığımız hataları yapmayarak, buğrandan krize, krizden normal şartlara, normalden refah toplumuna doğru çıkabiliriz… Bu nedenle son söz!
Enerjide kaynak çeşitliliği ve yenilebilir enerji kaynaklarımızın kullanılması, Teknolojik yatırımların (Yapay Zeka, Üç Boyutlu Yazıcı Teknolojisi, Robotik kollar ve Yapay zeka yüklü robotlar, İHA, SİHA yanı sıra, Elektrikli Araba ve traktör) alanlarında acilen yatırımlar yaparak, olanları hızlandırarak… 1,20 – 1,50 dolar olan kilo başına ihracatımızı 3-5 dolara çıkarmamız lazım.. Kısacası çalışırsa olur, iyi yönetilirsek kalkınırız, iyi işler bize güç verecektir, vermesi dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle..
YORUMLAR