Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Medeniyetler insanların eseridir

Müslümanlar bugünkü zilletten, esaretten, ezilmekten, rezaletten, sömürüden, hakaretten kurtulmak, izzet bulmak, hür olmak istiyorlarsa İslâm’ı doğru dürüst öğrenip, öğrendiklerini hayata tatbik edecek; bedevî zihniyet ve kültürden medenî zihniyet ve kültüre geçmelidirler.

Endülüs İslâm Devleti, parlak zamanında dünyanın en medenî devleti ve toplumuydu. Bu hale nasıl gelmişti pekâlâ? Ve sonra ne olmuştu da sönüp yok olmuştu o muhteşem medeniyet?

İnsanlar temel hak ve hürriyetlere sahip olma, hukuk önünde insan olma haysiyeti bakımından eşittirler ama ilimde, irfanda, hikmette, ahlâk ve fazilette dâvaya hizmette eşit değildirler.

İslâmiyet medeniyet dinidir. İslâm dini, “şehirlerin annesi” Mekke’den zuhur etmiştir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Yesrib’e hicret etmiş, şehir Medine-i Münevvere ismini almıştır.

Müslümanlar Kuds-i şerifi, Şam’ı almışlar, Mısır’da, Kuzey Afrika’da, Mezopotamya’da, İran’da, Horasan’da, Anadolu’da büyük metropolleri feth ederek, İslâm’ın nurlarını oralardan insanlığa yaymışlardır.

İslâmiyet köy dini değildir. İslâmiyet’in nurları köylerden şehirlere değil, şehirlerden köylere yayılır. Bedevîlerin de Müslüman olma hakkı vardır ama İslâm bedevî dini değildir.

Medenî Müslüman güçlü Müslümandır. Resûlullah Efendimiz (salat’u selâm olsun ona) “Güçlü Müslüman, zayıf Müslümandan hayırlıdır” buyuruyor. Güçlü Müslüman ne demektir:

1. Dinini iyi bilen, iyi öğrenmiş olan, iyi yorumlayan...
2. Dinini hayata başarılı şekilde uygulayan...
3. Amel ve davranışları İslâm’a, Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun olan...
4. Faziletli ve yüksek karakterli...
5. Müslümanlara ve insanlara hayrı dokunan...
6. Eliyle ve diliyle insanlara zarar vermeyen...
7. Dünya vazifelerini hakkıyla yapar olduğu halde ahirete dönük bulunan.

Bugün kendini münevver gören, ben dâva adamıyım diyen kaç Müslümanda bu özellikleri görebiliyoruz?

Göremiyoruz. Yâni yok… Birkaç numune vardı bir zamanlar, maalesef onlar da artık merhum…

Böyle zayıf Müslümanlar olduğumuz için de sürekli yeniliyoruz, moralimiz bozuk, ağlaşıp duruyoruz.

Bazılarımız işkembeden sallayıp duruyor, mangalda kül bırakmıyor ama bir arpa boyu yol alabildikleri yok. Zira samimi değiller.

Bu dâva önce ihlás yàni samimiyet ister.

Samimi olmayan, dâva adamı değil «hava» adamıdır. 27.04.2023

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER