MİLLETE DERT, HOLDİNGE JEST

Bir ülkenin kaynaklarının en önemli gelir kaynağı vergidir. Vatandaşlığın önemli unsurlarından bir tanesi olarak bilinen vergi, gelişmiş bütün ülkelerde çok önemsenir, vergi vermeyenler veya vergi kaçıranlar vatan hainliği suçu işlemiş gibi hem maddi, hem de cezai yaptırımı en ağır şekilde uygulanırken toplumda da itibarları zedelenir.
Vergi gelir oranına göre alındığı için genellikle az kazanandan az, çok kazanandan çok kesilir. Normal ülkelerde sermaye sahipleri verdikleri vergileriyle imtiyazlı hale gelir. Vergiler halkın ortak malı olduğu için adil olarak vatandaşa hizmet olarak geri döner.
Ülkemizde tam tersi bir durum söz konusu. Devlet sabit gelirli memur, işçi, emekli, asgari ücretliden kuruşuna kadar vergiyi tahsil ederken ülkenin kaymağını yiyen bir kısım holdinglerden ya hiç vergi almıyor veyahut çok cüz’i miktar alıyor, ya da affediyor. Maalesef ülkemiz bazıları için vergi cehennemi olurken, zenginlere cenneti yaşatıyor.
Ülkede “tüketimin yüzde %48,1 ini gelirin en üst yüzde 20’lik kesim yaparken en fakir %20’lik kesim sadece ve sadece %5,6 tüketim paya sahip. Eğer kemer sıkılacaksa o kemeri çok tüketenler sıksın.
2021-2024 vergi gelirleri ile enflasyona bakıyoruz: Enflasyon %270 artarken vergi gelirleri %500 artıyor. Ama artan bu orandan halkın %80’i faydalanamıyor. Vergilerle birilerinin beli bükülürken birileri semirmeye devam ediyor. Zengin daha zengin, fakir daha fakir hale geliyor.
Bir yandan On bin lirayla geçinmeye çalışan emekliler, öteki taraftan 17002 lirayla evlerinin geçimini sağlamaya çalışan asgari ücretlilerin ücretlerine üç kuruşluk zam yapamayan hükümet, ihale yasasını 191 defa değiştirerek fakirden zengine sermaye transferi yapıyor ve bir kısım iş adamlarının yaklaşık 660 milyar vergi borcunu affedebiliyor. Halk adına toplanan vergileri affetme hakları var mı? Halkın rızasını almadan halk adına nasıl bonkörlük yapabiliyorlar?
Maliye Bakanlığımız bazı imtiyazlı şirketlerinin vergi vermemesini görmez, asgari ücretlinin maaşını çok görür ama, “Kur Korumalı Mevduatı” olanlara bir kalemde 818 milyarı faiz olarak vermekten çekinmez.
Hz. Ömer’e atfedilen “devletin dini adalettir” sözü ülkemizde sıradan bir söz mesabesindedir. Ne adalet, ne de hakkaniyet gözetiliyor.
Merhum Necip Fazıl Kısakürek Destan şiir’inde ; “Bit pazarında sattık, kalkamaz artık kazan! Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;”
Bir devlet büyüğümüz “Vatan satmak yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur”. El hak doğrudur.
Peki bugün yaşanan sıkıntıların, yüksek enflasyonun, ekonomik darboğazın müsebbibi kim?
Yıllarca “kuru soğan yeriz Reis’i yedirmeyiz” diyen fakir kesim niçin gözetilmiyor?
Verginin “millete dert, holdinge jest” olduğu bir gerçek.
Saygılarımla…