Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Modernizmin ruh avcıları

Türkiye’de yaklaşık üç asırdır «modernizm» ve yüz yıldır da onun piçi «postmodernizm» süreçlerinin kafa karışıklığı hükümferma…

Ruhumuzu arındıramaz, yàni nefislerimizle olan harbi kazanarak huzurlu insànlar olamaz isek, hal-i pür melâlimiz “reformist ezikler”in (içimizdeki birtakım beyinsizlerin) de ilâve çabalarıyla kıyametimize kadar sürecektir.

Türkiye, entelektüelinden sıradan vatandaşına kadar bir müstağribler ülkesi[1] olup çıktı. İnşá’allah ziyâlı (münevver) ve muhterem okurlarım beni ayıplamaz, ta’n etmezler bu hükme binàen.

Osmanlı’nın «Hasta Adam» devr’i sâbıkında (1800’lü yıllar ve 1900’lerin başı) yalnızca entelektüellerin (ziyâlıların, münevverlerin) müstağribliği söz konusuydu. Oysa Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından günümüze okur-yazar olmayanlar bile büyük kafa karışıklığı ve şaşkınlık içinde.

Pekâlâ hangi çare ve çözümlerle buna bir son verebilecek, güçlü bir devleti olan huzurlu bir toplum olacağız?

Atalarımız ne demişti? “Kavuzu karga olanın burnu…” Bugün geldiğimiz noktada rehberlik etsinler diye yeni nesilleri emanet ettiğimiz muallimler değil öğretmenlerdir.

Muallim ile öğretmen arasında pratikte bir fark yoktur ama işin künhüne vakıf olanlar için uçurumlar kadar derin farklar var.

Muallim, (evvelâ) talebe psikolojisine hâkim olabilen eğiticidir. Talebeye (öğrenciye) ders verecek kişi, karşısındaki masumun psikolojisinden bihaberse, profesör (Osm.dersiâm) titri olsa hikâye. O muallim/muallime (talebeyi eğiten,) değil, en fazla bir şeyler öğreten öğretmendir.

Çocuklara bir şeyler öğretecek lâkin asla ve kat’a eğitemeyecek, yàni onun karakter terbiyesinde muvaffakiyet kesbedemiyecektir. Böyle olunca da mazide olduğu gibi etrafımızı Ahmet, Mehmed, Cemil, Hüseyin, Celalettin “efendi” diye hitabedilen ve hakikaten her biri tam bir beyefendi olan talebeler değil, günümüzdeki gibi hocasına «çak» yapan, uyuşturucu veya alkol bağımlısı pespaye, zibidi öğrenciler saracaktır.

Ünlü Alman şansölyesi (devrin başbakanı) Bismark’ın meşhur sözüdür: “1870 – 71 gālibiyetini mekâtib-i ibtidâiyye muallimlerine medyûnuz”[2]. Cümlenin zengin Türkçemizden bugünkü sade suya tirit lisánımıza tercümesi (!) şöyledir: “1870 – 71 savaşını kazandıysak, bu yenmede ilkokul öğretmenlerimize teşekkür borçluyuz”

Bilmem anlatabildim mi muallimle öğretmenin nüansını? İroni yapıyorum canım, câhil miyim ben? Nüans küçük fark demek, oysa bu seviye farkı büyük ve ciddî bir uçurum kadar derin.

Yeni nesiller istikbâldir. Onları emanet edeceğiniz kişiler modernizm, reformizm şapşalları olmamalıdır. Hakiki münevver, talebe ruhunu okuyabilecek tam donanımlı muallimler olmalıdır onları eğitip kafalarına bilgi sokma yanında ruhlarına bilgelik de katacak muallimler…

Modernizm, eskiden yeniye geçişi ifade eden bir tâbir. Hayat tarzının (genellikle menfi yönde) farklılaşması, içtimâî dayanışma yerine egoizmin (bencilliğin) geçmesi, beşeriyetin insan insanın meleği olmak yerine kurdu (parçalayıcısı) olması yönünde tepetaklak edilmesidir.

Örfi (geleneksel) yapıdan kopmuş içtimâî yapı, iktisadi ve siyasî açıdan fert-halk-devlet ilişkisini menfi yönde şekillendirmiş ve nihayet millet fakr’u zaruret içinde bitap düşmüş, hergün cinayet ve sair kötü haberlerle irkilir olmuşuzdur.

«Allah’ın sopası yok» derler. O’nun (c.c) sopası belâdır, musibetlerdir ve yaş-kuru ayırmadan iner!. Seller, heyelanlar, deprem ve yangınlar olmakta fakat kuru kafalılar ve onlara rehberlik iddiasındaki «fasafisör» öğretmenler ahmaklık okyanusunda kulaç atmaya devam etmektedirler.

Bugünlerde Hazreti İsa’nın (aleyhisselâm) dilime pelesenk ettiğim bir sözü var: (Allah’ın izniyle) ölüyü dirilttim ama ahmaklar için yapabileceğim hiçbir şey yok.” Kur’ân’da da “beyinsizler” tâbiri var malûm. 29.08.2021

———————————————
[1] Müstağrib, garip bulan, şaşıp kalan, hayretler içinde her önüne sürülene çare diye sarılan demektir.
[2] Prusya Krallığı’nın II. Fransız İmparatorluğu ile harbi.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER