Ne dem bàqî ne gam bàqî

Ne dem bàqî ne gam bàqî… Nefis bir hat ile yazılmış. Bir hat levhasında okudum. Oğlum laserli kesme makinesiyle eve yapmış bir tane. Hikmetli ve hiç unutlmaması gereken bir söz.

Dem, soluk demek, binaen’aleyh bir solukluk zaman mánâsı var. Kanunî Sultan Süleyman ne demişti? “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” demişti. Yàni bir dem sıhhat devletten, en büyük mülkten hayırlıdır insàn için. Sağlığı olmayana dünyayı versen ne yapacak?
Afiyetle yenilen bir lokmadan daha lezzetli yemek var mıdır? Sağlığın yoksa önüne cağ kebabı koysalar yiyemezsin ki…

Ne dem bàqî ne gam bàqî sözünden alıncak hisseye gelirsek, madem ki zaman akıp gidiyor, dünya da insàn da fani o hâlde anı yaşa, uzun emelli olma, nasibinin kıymetini bil, yediğine içtiğine şükret…

Şükret ki nimet devam etsin. Şükret ki, Allah’ın indinde izzet bulasın, Allah rızasına kavuşmuş bahtiyarlardan olasın. Şükretmek çalışmamak değildir çalışan neticesini Allah’tan bekler ve her hayırlı netice için şükreder.

Hakka mü’min, kötü neticeler için de sabreder.

Bu yüzden tasavvuf büyüklerinden Cüneyd’î Bağdadî hazretleri sabır konusunda “onu köpek de yapıyor” der. Yàni kötü bir şey başına geldiğinde köpek de sabrediyor. Sen gerçekten iyi bir mü’min isen her daim şükredecek, bulduğunda dağıtacak ve müsibetlere bile“Allah beterinden saklasın (korusun)” diye niyaz edeceksin. Tedbirini alacak, çalışacaksın fakat şükrü unutmayacaksın. Şu fani dünyada her beterin daha beteri var. Her iyiden de daha iyisi var. Kendini de bir halt sanmayıp her kişiye saygılı olacaksın.
Diyarbekirli Said Paşa hazretleri (rahmetullahi aleyh) ne hikmetli yazmış:

Zâmin ü kâfil olan erzaka, Hâlık’dır sana
Mâsivâya serfürû etmek ne layıktır sana
Izdırabı celb eden meyl-i alâyıkdır sana
Gayr içün düşme lisânı nâsa yazıktır sana
Müstakiym ol Hazreti Allah utandırmaz seni

Ayet-i Celile’de “Er rızku âl Allah” buyuruldu. Rızkı veren, ona kefil olan Allah’tır. O halde, Allah’tan gayrısına rızk için baş eğmek layık değildir. Bütün sıkıntıları, ıstırapları üzerimize çeken; lüzumsuz, değersiz şeylere olan alâkamız, düşkünlüğümüzdür. (Lüks ve israf insanı batırdıkça batırır)

Hakîkî ihtiyacımız îmandır. Lükse, israfa yönelen isteklerimiz yüzünden ne sıkıntılar çekiyoruz, yazık çok yazık. Değersiz şeyler için insanların diline düşmeye değmez. Hakîkaten ve cidden yazıktır. İnsanlara el açan, onlardan gelecek sıkıntılara da göğüs germek zorundadır. Allah’tan isteyen ise, asla mahrum kalmaz. Dosdoğru olursan Hazreti Allah asla utandırmaz, her murâdını da ihsan eyleyerek yüceltir seni. Müstakiym ol, müstakiym ol..Doğruların yardımcısıdır Hazreti Allah.

Velhasıl, Ne dem bàqî ne gam bàqî… O hâlde dosdoğru ol, mübarek veliler gibi sen de “bu da geçer ya Hu” zikrine devam eyle. Hazreti Allah utandırmaz seni.

NOT: “bir gün Cüneyd-i Bağdadi yanına gelen birine sorar : Bulduğun zaman ne yapıyorsun?
Bağdatlı : bulduğum zaman şükrediyorum, bulamadığım zaman
sabrediyorum .” dedi.
Cüneydi Bağdadi : Bağdat’ın köpekleri de aynı şeyi yapıyor. Adam “peki sen ne yapıyorsun” diye sorunca: — Bulduğum zaman dağıtır, bulamadığım zaman da sabredip şükrederim.” der.