Neresinden baksan «Emir Eri»

CHP devr-i sábıkında bir «Emir Eri» (EE) hadisesi vardı. Merhum babam da astsubay olarak 30 yıl çalışıp emekli olmuş bir askerdi. EE konusunun ordunun şeref ve itibarına büyük zarar verdiğini, «sığır» lakaplı Cevdet Sunay’ın akla ziyan itirazları yüzünden DP’nin bu rezaleti sonlandırmakta geciktiğini anlatırdı.

Subay (zabit) evlerinde çalışırmış emir erleri. Subay karısının yerine çamaşırları yıkar, Pazar alişverişlerini hanım yapar o taşırmış falan. Bu vaziyet tàbi evin hanımı, kızı derken kaldırılıncaya kadar ordu itibarına zarar vermiş, TSK’nin milletten kopmasına da yol açmıştı…

Bizdeki muhâlif  (!) yazarların vazifesi tam olarak Batı’nın emir erliğidir.

Asılsız haberler, yalan, düzmece abartılı şikayetler… Amaç kutsalsa (!) yàni gaye Erdoğan’ı düşürmek ise makyavelizm mübah…

Bunlar (uğursuzu, çöl faresi, sivridillisi) Türkiye’deki organize suçları anlatarak Erdoğan hükûmetine suçlamalar yüklerken zerre miskal insaf gösterip bu suçları Türkiye’ye musallat edenlerin bizzat Türkiye’yi şikayet ettikleri Batı olduğunu söyleyemiyorlar!.

Eşref Edip (Fergan) CHP devr-i sábıkını anlatırken şöyle diyordu:

“Kendi zulümlerini, bozgunculuklarını örtmek için geri kalmanın bütün suçunu İslâm dinine yüklettiler. Kırk sene bu zulümlere, bu mülhid, bu bozguncu hareketlere iştirak eden, bu mefsedet bataklığında neşvünema bulan, fakat sandalye kavgası yüzünden ayrılan bâzı ele başları şimdi «CHP’nin dine karşı geldiğini, memleketin huzurunu bozan bir zihniyet taşıdığını» (*Turhan Feyzioğlu’nun ve Emin Paksüt’ün beyanatları. 29/5/1967 günkü gazeteler.) açıkça söylüyorlar.

Buna intâk-ı hak derler. A beyefendiler! Dine karşı gelen, memleketin huzurunu bozucu bir zihniyet taşıyan bu bataklık içinde kırk sene nasıl yaşadınız? Yoksa tefessüh eden, yere serilen, can çekişen bu f….yi başka bir ad ile hortlatarak milleti yine o cehenneme sürüklemek mi istiyorsunuz?”

Edebiyatta bir intàk (söyletmek, söyletilmek) sanatı vardır. Bu konuşması mümkün olmayan şeyleri konuşturma sanatıdır. Bir de intâk-ı hak vardır. Bu da Allah’ın kulun ağzından gerçeği söyletmesidir ki, halkımız “söyleyene değil, söyletene bak” derken bunu kasdederler.

Bunların yaptıklarını çocukluk, ergenlik döneminde yapar çoğu insàn.

Para kazanamayan tembel veya beceriksiz bir çocuğun dedesi ve/veya babasının enayilikleri yüzünden ucuzken arsa almadıkları bu yüzden şimdi fakirlik çekiyor oldukları yönündeki şikâyetleri gibidir.

Oysa aynaya bakmaları yeterlidir. Hallerine bir baksınlar. Türkiye için ceplerin şişirmek dışında ne yapmışlardır? Hepsi birer «köşe yazar» olup çıkmışlardır. Köşeyi dönmek dışında bir becerileri yoktur.

Neresinden baksan EE’dirler. Emir aldıkları mahfillerin talimatları onlara bugün bu görevi vermiştir. “Erdoğan’a yalakalık yapın” desinler anında yalamaya başlarlar. Netekim aralarından bazıları, daha dün Erdoğan’a küfreden kimi «köşe yazar»lar şimdi bunu yapıyor, sözcülerin tu kaka dediklerini temize çıkarıyorlar!

Muhterem okurlarım, EE «köşe yazar»lara itibar etmeyiniz. Elbette yazıp çizdiklerinin tamamı yalan olacak değil. Zehiri balla karıştırmadan kime içirebilirsiniz? Öyle değil mi? 14.11.2021