Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından tutuklama emri çıkarılması durumunda Norveç’e gelirse tutuklanacağını açıkladı.
Eide, bugün düzenlediği basın toplantısında, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama emri çıkarması durumunda, Norveç’e gelen herhangi bir kişi, kim olursa olsun, tutuklanacaktır. Bu, Norveç’in uluslararası hukuka bağlılığının bir göstergesidir,” dedi. Eide, UCM’nin kararlarına saygı göstermenin ve bu kararları uygulamanın, Norveç’in adalet ve insan haklarına olan bağlılığını pekiştirdiğini vurguladı.
Eide’nin bu açıklamaları, uluslararası toplumda geniş yankı uyandırdı. Birçok insan hakları örgütü ve hukuk uzmanı, Norveç’in bu kararlılığını övdü ve diğer ülkelerin de benzer bir duruş sergilemesi gerektiğini belirtti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Netanyahu
Uluslararası Ceza Mahkemesi, son yıllarda İsrail’in Filistin topraklarında işlediği iddia edilen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili soruşturmalar yürütüyor. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, bu soruşturmaların hedefinde olan isimler arasında yer alıyor. Netanyahu ise bu suçlamaları reddederek, UCM’nin İsrail karşıtı bir tutum sergilediğini öne sürüyor.
Norveç’in Uluslararası Hukuka Bağlılığı
Norveç, uluslararası hukuk ve insan haklarına büyük önem veren bir ülke olarak biliniyor. Eide, Norveç’in UCM’nin kararlarını uygulamaya devam edeceğini ve uluslararası adaletin sağlanması için üzerlerine düşeni yapacaklarını belirtti.
Eide, “Hiçbir birey, konumu veya unvanı ne olursa olsun, uluslararası hukukun üstünde değildir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararları, dünya çapında adaletin sağlanması adına büyük bir önem taşımaktadır,” diye ekledi.
Bu açıklamalar, uluslararası siyasette ve diplomasi dünyasında önemli tartışmalara yol açtı. Netanyahu’nun Norveç’e gelip gelmeyeceği ve UCM’nin tutuklama emri çıkarıp çıkarmayacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor.
Norveç’in bu kararlı duruşu, uluslararası hukuk sisteminin ve UCM’nin gücünü pekiştirirken, aynı zamanda insan hakları ve adalet mücadelesinde önemli bir mesaj veriyor.