Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü(OPEC) ve Türkiye ile İlişkileri
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü toplantısı, dünyadaki petrol fiyatlarında istikrarı sağlamak için Venezuela’nın önerisiyle, 10 Eylül 1960 yılında Irak’ın başkenti Bağdat’ta başlamıştır.Toplantı neticesinde Venezuela, İran, Irak, Kuveyt ve Suudi Arabistan’ın katılımıyla Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü kurulmuştur.Kuruluştan sonraki süreçte Katar, Libya, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Nijerya, Ekvador ve Gabon’un da katılımıyla Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün üye sayısı 13’e yükselmiştir.Söz konusu ülkeler, dünya petrol rezervlerinin yaklaşık üçte ikisini ellerinde bulundurmaktadır.Başlangıçta merkezi Cenevre’de bulunan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü, daha sonraki süreçte merkezini Viyana’ya taşımıştır.Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü kapsamındaki politikalar, yılda 2 defa toplanan üye ülkelerin temsilcilerinin bulunduğu konferansta belirlenir.Konferans içerisinde kararlar oybirliğiyle alınır.Örgütün yönetim kurulu başkanı, üye ülkeler tarafından belirlenmektedir.Yükarıda da ifade ettiğim gibi Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü üyeleri, dünya petrol rezervlerinin yaklaşık üçte ikisini ellerinde bulundurmakta ve doğalgaz rezervlerinin de üçte birini ellerinde bulunmaktadırlar.Bu nedenle Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü üyeleri, zaman zaman dünya petrol piyasalarında etkili olmaktadır.1973 yılında Viyana’da gerçekleştirilen 35.OPEC konferansındaki kararla petrol fiyatlarının yüzde 70 arttırılması neticesinde OPEC’in petrol piyasasındaki etkinliği daha çok artmıştır.Bu kapsamda 1973 yılında gerçekleştirilen Arap-İsrail savaşında örgüte üye ülkeler, petrolü İsrail’i destekleyen devletlere karşı stratejik bir silah olarak kullandılar.Bu kapsamda petrol fiyatları yüzde 130 oranında arttırılmış ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri ve Hollanda’ya gerçekleştirilen petrol aktarımı bir süreliğine durdurulmuştur.Petrol fiyatlarının arttırılması neticesinde Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne üye ülkelerin de gelirlerinde önemli miktarda artış sağlanmıştır.OPEC’e üye ülkeler elde edilen bu gelirlerini kalkınma projelerinde kullanmış ve gelişmekte olan ülkelere yardım amacıyla OPEC Milletlerarası Kalkınma Fonu’nu kurmuşlardır.1980 yılından itibaren dünya petrol piyasasında OPEC’in etkisi azalmaya başlamış ve Batılı ülkeler artık kendi ülkelerinde petrol arama faaliyetlerine ağırlık vermişlerdir. Ayrıca batılı ülkeler de enerji ihtiyaçlarını OPEC dışı ülkelerden karşılamaya başlamışlardır.1980 yılında başlayan İran-Irak savaşı sebebiyle OPEC’in dünya petrol fiyatlarındaki etkinliği daha çok azalmıştır.Türkiye’nin Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü(OPEC) ile ilişkilerini değerlendirecek olursak;Türkiye, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne üye ülkelerle ilişkilerini arttırmaya çalışmakta ve OPEC’e üye ülkelerle ikili ilişkilerini her alanda geliştirmeye çalışmaktadır.Son dönemde ise Türkiye, ülkesindeki yeraltı kaynakları sayesinde dünya petrol üretiminde söz sahibi olmaya çalışmaktadır.Bu vesileyle Türkiye’nin Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ile ilişkilerinin her alanda gelişmesini ve Türkiye’nin petrol arama çalışmalarında başarılı olarak petrolü artık ihraç eden ülkeler konumuna gelmesini temenni ederim.
Diyaeddin ULUCAN
YORUMLAR