Piri Reis’ten, dünya keşifler çağına uzanan uluslararası belgesel
Gulşah Çeliker
Deniz tarihine gönül vermiş insanların bildiği gibi, Kristof Kolomb ile dönemdaş ve meslektaş olan Piri Reis’in, Kolomb’un Amerika haritasını İspanyollar ile olan bir savaşın ardından, ganimet olarak ele geçirmesi, dünyaca ünlü haritaların meşhur Akdeniz Atlası Kitab-ı Bahriye’sinin de esin kaynağı olmuştur.
Benim seyahat rotam ise, Piri Reis ile başladı. Beni Amerika’dan, Hollanda ve İtalya’ya ve tabii ki bütün Akdeniz’de bilinmeyen yerlere ve maceralara sürükledi.
Sabiha Gökçen belgeselini bitirdiğim dönemde, danışman hocam Prof. Dr. Celal Şengör’ü ziyaret ederken, masasının üzerinde duran bir sempozyum davetiyesi gözüme çarptı. Uluslararası Piri Reis Sempozyumu ile çok ilgilenince davet edildim ve o sempozyumda yurt içinden ve dışından çok değerli profesörlerle tanıştım. Hemen sonra, Amerikalı hocalardan aldığım bir davetle, ilk seyahat rotam da belirlenmiş oldu: New York.
Sempozyumda tanıştığım, Princeton Üniversitesi’nden Prof. Svat Soucek, New York’ta görüşmemizin hemen ardından, belgeselin ilk taslağını (outline) yazdı. Ben de yaklaşık 10 yıllık süreçte, hem o günkü öğle yemeğinde konuştuklarımızı unutmadım hem de bana verdiği çalışma taslağını takip ettim. Bir sonraki liman ise, Amsterdam oldu. 1929 yılında, Piri Reis haritasının Topkapı Sarayı envanterinde, müze müdürü Halil Ethem ve iki Alman profesör tarafından bulunmasının ardından bu keşfi dünyaya tanıtmak üzere, Hollanda’da 18. Şarkiyatçılar (Doğu bilimi) Kongresine giden Ord. Prof. Paul Kahle, Piri Reis ve Kristof Kolomb’un kayıp Amerika haritası arasındaki orijinal bağlantıyı anlatmıştı. Ben de bu konunun, Hollanda arşivlerinde izini sürerek araştırma ve röportajlar yaptım. Hatta Hollanda Kraliyet arşivlerinde de bulunan özel birtakım belgeler için ayrıca çalışma yapmamız da gerekiyor. Akdeniz’de, belgeselin ilk seyrini geliştiren ve değiştiren limanlarım ise, Roma, Venedik, Cenova ve Napoli oldu. Nitekim, Piri Reis’in, Osmanlı sınırları haricinde en çok İtalya’yı çizdiğini fark ettim; bu beni İtalya ve ortak deniz tarihimizi daha derinden araştırmaya sevk etti. Gizli Vatikan arşivleri ve İtalyan Deniz Kuvvetleri arşivlerindeki araştırmalarımla önemli bir aşama katettim. Venedik, Arsenal Araştırma Merkezinde (Centro Studi di Arsenale) bana ofis verilecek kadar özel şartların gelişmesine vesile oldu.
UNESCO’nun 2013’ü Piri Reis yılı ilan etmesinin ardından; Napoli’nin Gaeta Limanı’nda, 2013 yılında yapılan “Piri Reis Antik Haritalar ve Akdeniz” Sempozyumu da bunlardan biri oldu, hatta hazırlık aşamasına ben de küçük bir katkıda bulundum. Bu sempozyumda, yine danışman hocam Amerikalı Prof. Gregory Mcintosh ile birlikte ben de bir tebliğde bulundum. Ünlü tarihi gemi, Signora Del Vento’da düzenlenen sempozyumda; Piri Reis ve belgeseli anlattığım sunumum İtalyanlar tarafından çok ilgi çekti ve araştırmalarımla adeta bir bilim kuyusu (un pozzo di scienza) oluşturduğumu söylediler.
Bundan sonraki seyahat rotası ise Madrid ve Barselona idi. Madrid’de Kristof Kolomb’un ahvadı, ünlü bir profesör Anunciada Colon De Carvajal ile aile kayıtları ve bu ilişki üzerine röportaj yapacağız. Ayrıca deniz arşivlerinin ve Kolomb’un gemilerinin olduğu Barselona limanı ve yine iki denizcinin ortak harita hocası üzerine, Salamanca Üniversitesinde, kitap yazan bir hoca ile de görüşeceğiz. İspanya bu belgeselin dönüm noktası olacak gibi duruyor, zira Kristof Kolomb ile Piri Reis’in Kolomb’un orijinal Amerika haritası ve Piri Reis’in 1513 dünya haritası üzerinden ilişkisini dünyaya anlatacağımız orijinal bağlantı, Türklerin keşifler çağı yerini de göstermektedir. Ardından da yine Akdeniz’in hatta Hint Okyanusu’nun sırlarını barındıran ünlü liman Lizbon’a demir atacağız. Osmanlı İmparatorluğu ile Portekiz arasında yapılan deniz savaşlarının raporlarının, savaş illüstrasyonları ile detaylıca yer aldığı zengin arşivlerin, eminim ki Piri Reis ve onun son Hint kaptanlığı gizemli ölümü ile ilgili pek çok sırrı hâlâ sakladığını düşünüyorum. Piri Reis’in izinde süregelen bu seyahatler, beni 21. yüzyıldan, keşifler çağına, deniz gücünün yeni kıtalarına, Amerika’nın keşfedildiği 15. yüzyıla ve müthiş bir serüvene çıkardı. Bu süre zarfında, pek çok araştırma yazısı, sinopsis ve tretman ile bir uzun metraj film senaryosu hatta bir tarihi roman: “Horizont” ve “Kaşif” yazdım. Bu çerçevede, özel drama bölümleri ile küresel bir marka yaratabilecek; Piri Reis Dünya Haritacısı belgeselini en kısa sürede tamamlayarak, sinemalarda Türk ve dünya izleyicilerine sunmayı hedefliyoruz.