İnsàn hayatı her kişi için ayrı, özel bir ömür süresinin serencamıdır. O yüzden eskiler “akıbet hayr ola” niyazını yaparlardı sıkça.
Âkıbet, gelecek olandır, istikbâldir. Bir tren nasıl ki raylar üzerinde hedefine durak durak, istasyon istasyon ilerliyorsa insàn da böyledir.
Farkı, Allah’ın insàna verdiği iradededir.
Hayatınıza yön verme, hayatınızı hangi rayda yürüteceğinize dair bir irade.
Bu bizi hayvanlardan farklı kılan şeydir aynı zamanda.
Bu yüzden hesap vereceğiz, ömrümüzü soracaklar bize? Hem de nefes nefes. Hangi nefesi nerede ve ne için tükettiğimizi soracaklar.
Yanlış rayda ilerliyorsak acilen ilk makasta rayımızı değiştirelim.
Âkıbet hayr olsun istiyorsak hayrın sebeplerine sarılmalıyız.
Kaderim böyleymiş diye bir mazeret yok.
Allah’ın yazdığı kader başka, sana verilen cüz’î irade ile alacağın kararlar başkadır. Böyle olmasa hesap vermenin mantığı olur muydu?
Kula ait cüz’î iradenin üstünde Allah’a ait bir küllî irade var elbette. Kul ray değiştirmek isterse Allah onun için makası değiştirir.
Bu yüzden de hesap veririz, neden yanlış rayda ısrar ettik diye.
Makas rayların yönünü tayin eden bir hareketli ray sistemidir.
İnsàn ömründe de birçok makas vardır. Mühim olan hangi makasta hangi yöne geçeceğine karar vermek.
Yan gelip yatmış sonra kaderim böyleymiş diyor. Bu münafıklıktır.
Mücadele azmi. Hakkı tututup kaldırma iradesi olmalı. Tembellik, atalet kolay, mücadele zordur. Zoru seçenlere selâm olsun. 01.10.2023
YORUMLAR