RUS İSTİHBARATI VE RUSYA UKRANYA SAVAŞİ

RUS İSTİHBARATI VE RUSYA UKRANYA SAVAŞİ

24 Şubat 2022 de başlayan Rusya Ukranya savaşı halen devam etmektedir. Dünya basınında Rusların Ukranyanin başkenti Kiev’ e kadar gelip geri çekilmesini ,Rusya’nın savaşı kaybettiğini zaman zaman belirtmektedir.
Rusya’nın dünyanın en güçlü ülkesinden biri olması ve güçlü istihbarat ağı olan, Rusya’nın savaşı kaybedeceğine hiç inanmadım, inanmıyorum.

Rusya özellikle son yüzyılda, özellikle soğuk savaş döneminde bile ,Amerikan ve İngiltere istihbaratı başta olmak üzere istihbaratların en üst yapısına kadar sızmış önemli bilgileri önceden alıp ona göre önlemini almıştır.
15 Temmuz Darbe girişimini ilk önce Türkiye’ye bildiren yine Rusya olmuştur.

Rus istihbaratının yakın zamanda Amerika ve Avrupa’da ki faaliyetlerine kısaca göz atacak olursak;
Kendisini Perulu mücevher tasarımcısı olarak tanıtan bir Rus kadın askeri casusunun, Napoli’deki NATO üssünde bulunan subayları baştan çıkartarak, onlardan bilgi sızdırmaya çalıştığını iddia etti etrafındakilere Alman babadan olma, Perulu anneden doğma olduğunu söyleyen ve yaklaşık 10 yıl kendisini mücevher tasarımcısı olarak tanıtan Maria Adela Kuhfeldt Rivera isimli kadının, gerçekte Rus Askeri İstihbarat (GRU) Servisi adına çalıştığı ve Napoli’deki NATO üssünde bulunan görevlilerin katıldığı partilere iştirak ettiği ortaya çıktı.

Geçtiğimiz son yillarda Amerika ve Rusya arasında krize neden olan Anna Chapman isimli Rus istihbaratçıdır. Bu istihbaratçı bir çok istihbaratçı gibi sonradan filimleri çekim yapılmış, başrolünü Amerikalı oyuncu Jenifer Lawrens oynamıştır. Filmin adı Red Sporrow
( Kızıl Serçe) güzel bir filim ben izledim ,sizlerinde izlemesini tavsiye ederim.
Anna Chapman FBI nin içine kadar sızmış bir Rus ajan FBI dedektiflerinin 7 yıllık bir soruşturma sonunda tutukladığı 11 casustan biri olan Anna Chapman bir dönem İstanbul’da da bulunmuştur. Anna’nın İstanbul’un Ortaköy, Sultanahmet, Boğaziçi gibi birçok mekânında çekilmiş fotoğrafları bulunmaktadır.

Yıllar önce okuduğum bir bir kitap da Kim Philby adında bir İngiliz ajan oldukca dikkatimi çekmişti…
Kim, İngiliz istihbaratının Rusya masası şefi , fakat Ruslara çalışıyor. Elde ettiği bilgileri Ruslara bildiriyor. İstanbul’da , Rusya konsolosluğu da çalışan bir Rus , İngiltere Konsolosluğuna gidip, sizde bizim ülkemiz adına çalışan bir ajaniniz var der. Beni ülkenize kabul edip sonuna kadar hayatımı ve aileme bakacaksınız size ismi veririm der. İsmi verir fakat Kim , kod isim kullandığından İngilizler Rus çalışanın verdiği ismi ,İngiltere Rusya masası şefi olan Kim Philpse aktarır. Oysaki ajan olan Kim dir. Kim, Rus istihbaratı ile irtibata geçer, Ruslar bu kişiyi ve eşini ağır bir gaz ile uyutur,ağaçtan yapılmış sandıklara koyarak ; Türkiye sınırından Konsolosluk evrakları diye geçirirler. Daha sonra bu kişi ve eşi Rusyadan sorgulandiktan sonra infaz edilir.
MI6’nın resmi tarihçilerinden Cristopher Andrew bunu şöyle özetliyor: “Başka bir deyişle Sovyetler Birliği ve Sovyetler’in Britanya’da yaptıkları konusunda bildiğimiz her şeye sahip konumda olan tek kişiydi. Sadece Britanya’da değil, Komünist Parti’deki bağlarda da. İşte bu inanılmaz bir başarıydı.” Bu sırada Philby savaştaki başarılarından dolayı Kraliçe Elizabeth tarafından aldığı ülkenin en prestijli şövalye nişanlarından Britanya İmparatorluk Nişanı’nı yakasına takar ve istihbaratın gelecekteki liderliğini üstlenecek kişiler arasında ismi geçmeye başlar. Savaşın ardından Sovyetlere karşı yapılan ofansif harekatlara öncülük eden kadroda olan Philby, bu görevle İstanbul’a gönderilir. Görünürde İngiltere Konsolosluğu’nda Birinci Sekreterlik görevindedir ancak aslında istihbarat servisinin bölgedeki temsilcisidir. Siyasi mültecileri Türk yetkililerle birlikte Sovyet Ermenistanı ve Gürcistanına sokar. Bunun haricinde sonraları Arnavutluk’taki Enver Hoca’ya karşı savaşacak militanların paraşütle indirilmesi gibi görevlerle de ilgilenir. İstanbul macerasından sonra 1949 yılında, Soğuk Savaş’ın iyiden iyiye kendini gösterdiği bu dönemde Washington’a gönderilir. Amerikan-İngiliz istihbaratının Arnavutluk, Bulgaristan ve Sovyetler Birliği gibi ülkelerde yapacağı operasyonların kalbindedir. Öyle ki buralara yapılacak saldırıların zamanı, koordinatları ve içeriği Philby’nin elinden geçmeye başlar.

Konumuzun başına dönecek olursak, böyle bir yapıya ve stratejiye sahip olan Rusya’nın ,Ukranya da savaşı kaybedeceğine inanmıyorum. Savaşlarda bazen bilerek veri çekilme olur. Rusya istese ,çeşitli silahlarıyla Ukranyanın altını üstünü bir ederdi.
Rusya ,Herson da halkın evlerine girerek şehir savaşı başlatmaya çalışması ,aynı zamanda Rus ordusunu olası dünya savaşın da ,orduyu şehir savaşına da hazırlamak olabilir mi.

Türkiye bunu ilk defa çukur operasyonlarında denemiş ,deneyim kazanmış ve Suriye deki operasyonlarında önemli katkı sağlamıştır.

Strateji uzun zamanlı bir hedeftir. Bu uzun süreli hedefler için uzun süre çalışma gerektirir.
Rusya’nın planını yakın zamanda ortaya çıkaracağını bu düşünüyorum.

Ok atmak için yayı geri çekersin….