Secde edilen yer, Seccade

SEÇİM sath-ı mail’ine (seçim havasına) girildiği şu günlerde gaflarıyla sosyal medya gündeminden düşmeyen bay Kemal, bu sefer (tüm anketlerde zaten kaybediyorlar ama) «seçim kaybettirecek kadar büyük» bir gaf daha yaparak seccadeler üzerine basıyor adamlarıyla objektiflere poz verirken.

Burası çok mühim dikkat!. Bir değil iki fotoğraf, yerde de bir değil iki seccade ve bir değil iki (ayrı) CHP’li isim de o karelerde seccadelere basarken görülüyor!.

Fakirin haricinde hiçbir yorumcu, hattâ Ak Partililer  bile iki ayrı CHP’linin de bay Kemal gibi pervasızca seccadelere bastığından bahsetmedi.

Yalnız CHP lideri «bay Kemal» seccadelere basmış olsaydı yaptığı gafı bu kadar büyütmezdim. Hele çıkıp özür de diledikten sonra. Lâkin bay Kemal’in özrü kabahatinden büyük!.

Yàni özrünün bir geçerliliği, bir samimiyeti olma ihtimali neredeyse sıfır.

Oruç tutmayan ama iftardan iftara koşarak muhafazakâr oyları da araklamak isteyen Bay Kemal katıldığı bir iftardan sonra mekânda CHP Düzce Milletvekili Adayı Azade Ay ile bir fotoğraf çektirmiş.

“Seccadeye basma skandalı” ilk defa bu fotoğraf ile servis edilmişti. Hem bay Kemal hem Azade Ay seccadelere basıyorlardı.

Sonra bir başka CHP’li (İstanbul 2. Bölge milletvekili adayı) Av. Ali Acar ile ikinci bir fotoğraf daha çekiliyor. Diğer seccadeye de Ali Acar’ın, (Azade Ay gibi) bastığı görülüyor. Bay Ali Acar kurnazık edip seccadeli kısmı kırparak fotoyu yayınlamış… Şu işe bak ki, bu kunazlık işe yaramadı bilakis sağır sultan da duymuş oldu.

Sol kesimin sivri tv yorumcularından bayan Özlem Gürses Twitter hesabında “Ali Bey ve Azade Ay hanım, bu fotoğrafları kim çekti ve size hangi yöntemle gönderdi? Yanıt vermediğiniz sürece vebál size kalır… kim çekti bu fotoğrafları?” dedi.

Deklanşöre basan dahil tüm CHP takımı şokta. Belki bu fotoğraflar % 10 bile düşürmüş olabilir bay Kemal oylarını. Ne demişler? Herkesin bir hesabı, bir de Allah’ın hesabı var.

* * *

Birileri (belli ki ayarlanmış) «190 Alo Fetva Hattı»nı aramış. Diyanet adına «seccade fetva»sını veren efendi de “Seccadeye (ayakkabıyla) basmak günah değil, seccade kutsal değil” gibilerinden laflarla talep edilen fetvayı verivermiş.

Beyefendi fetvayı vermiş de… Söylediği laf kendi içinde bile çelişkili: Bir yandan “o (seccade) temizliği sağlamak maksadıyla yapılmış, bize gerekli olduğu düşünülmüş bir eşya… (kutsiyeti yok)” derken, öte yandan cümlenin devamında; “ismine de «secde edilen yer» anlamına gelen «seccade» denmiş” diyor.

Diyanet fetvacısı da pekâlâ bilir ki, secde edilen yer kutsallık kazanır, velev ki bir karton parçası olsun, en azından namaz kılındığında böyledir.

Skandalı görüntüleyen fotoğraflardaki gibi üzerinde devamlı namaz kılınan halı (veya kumaştan imal) özel seccadeler olduğunda zaten her daim kutsallık taşır.

Yahu üzerinde «Allah’a secde edilen eşya» artık sıradan bir şey olur mu? Siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? Hiç mi büyüklerinizden bu seccadelerin nasıl hürmetle katlanıp namaz sonrası özel yerlere konulduğunu falan görmediniz?

Yoksa bazı Suudi Araplarına mı bakıyorsunuz? Onlar Kur’ân-ı Kerîm’e bile bizdeki gibi hürmet etmezler. Mushaflara oturur, üzerine ayakkabılarıyla bile basarlar. Onların bozuk vahabi itikadına göre Kur’ân mahlûktur. Oysa sahih olan Ehl-i Sünnet itikadında Kur’ân mahlûk değil, Allah kelâmıdır. Kağıda basılmış veya digital olsun, görünürdeyse kutsaldır.

Arapça yazıları yalnız evlerindeki Kur’ân’da görmüş, okumayı bilmeyen bazı saf insanlarımız sokakta bir arap gazetesinin parçasını bile görse nasıl yerden kaldırıyor hiç mi görmediniz?

Burası Türkiye ve Kur’ân nasıl en büyük hürmete layık, Allah’ın Kelâm-ı Kadîmi ise seccadelerimiz de O’na (c.c), secde ettiğimiz en kıymetli, en hürmete layık eşyalarımızdandır. 04.04.2023 / 13.09.1444