Gelecek-Saadet Grubu, Grup Başkanı Selçuk Özdağ, Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifini Eleştirdi
“Bu düzenleme, ülkemiz sınırları dışında da paralel devlet kurma çalışmasıdır. Bizim tek bir devletimiz var ve onu daha fazla örselemenize izin vermeyeceğiz, gücümüz yettiğince de karşı çıkacağız”
“Sayıştayın bile denetleyemeyeceği ve başında da Dışişleri Bakanının olacağı söz konusu vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü nasıl denetleyecek?”
Grup Başkanı Selçuk Özdağ, Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifine ilişkin, “Bu düzenleme, ülkemiz sınırları dışında da paralel devlet kurma çalışmasıdır. Bizim tek bir devletimiz var ve onu daha fazla örselemenize izin vermeyeceğiz, gücümüz yettiğince de karşı çıkacağız.” dedi.
Özdağ, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifini eleştirdi.
Özdağ, “Ülkemizi önce içerde kurulan paralel yapılara teslim ettiler, yetmemiş olacak ki aynısı dışarda da yapalım diyorlar. Bu düzenleme, ülkemiz sınırları dışında da paralel devlet kurma çalışmasıdır. Bizim tek bir devletimiz var ve onu daha fazla örselemenize izin vermeyeceğiz, gücümüz yettiğince de karşı çıkacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
İktidarın, TBMM’yi noteri gibi gördüğünü belirten Özdağ, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye, prangalarından kurtulacak, yasamanın yani çatısı altında bulunduğumuz yüce meclisin daha etkin ve saygın olacağı söylenmiyor muydu? Oldu mu? Asla olmadı. ‘Evet oldu’ diyen buyursun.” ifadelerini kullandı.
Konuşma haklarının bile İçtüzük bahane edilerek kısıtlanmaya çalışıldığını anlatan Özdağ, bakanlara yönelttikleri sorulara cevap vermeye tenezzül edilmediğini söyledi.
Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifine işaret eden Özdağ, “İktidar istemese bu yasa teklifinin içeriğinde tek bir paragraf, tek bir cümle, tek bir kelime hatta tek bir harfi değiştirme kabiliyetimiz var mı? Bu nasıl bir sistem?” dedi.
Vakfın yönetiminin nasıl olacağını soran Özdağ, “Elbette bu işe imza atan kişinin yani bakanın şahsında bir yönetim organizasyonu olacak. Mütevelli heyeti, Dışişleri Bakanlığı’nda genel müdür veya büyükelçi ve üstü seviyede görev yapan veya yapmış kişilerle akademi ve iş dünyasından bakan tarafından beş yıllığına seçilecek. Kamu görevlileri dışındaki yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyelerine huzurları kaçmasın diye bir yandaş semirtme uygulaması olan, olmazsa olmazları huzur hakları verilecek.” ifadelerini kullandı.
“Dışişleri Bakanlığımız gibi saygın bir kurumumuza yan yollardan ticari işletme misyonu veriliyor”
Söz konusu teklif kanunlaşırsa, Dışişleri Bakanlığı bütçesinden hemen 10 milyon TL’nin vakfa aktarılacağını anlatan Özdağ, “Dışişleri Bakanlığımız gibi saygın ve kadim bir kurumumuza yan yollardan ticari işletme misyonu veriliyor.” dedi.
Vakfın bir kamu idaresi statüsünde olmadığından, Sayıştay denetiminin dışında bırakılacağını dile getiren Özdağ, “Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nın adı vakıf ama Vakıflar Kanunu’na göre de kurulmuyor. Deve kuşu gibi bir şey.” diye konuştu.
İlkesel olarak kanunla ve devletin bizzat kendisinin veya kuruluşlarının vakıf kurması, vakıf kültürüne ve anlayışına uymadığını dile getiren Özdağ, “Vakıfları, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü denetliyor. Peki Sayıştayın bile denetleyemeyeceği ve başında da Dışişleri Bakanının olacağı söz konusu vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü nasıl denetleyecek?” diye sordu.
“Koskoca Türkiye Cumhuriyetini ticarethane yaptınız”
Dışişleri Bakanlığı Güçlendirme Vakfı’nın dünyada ilk ve tek olma özelliğine sahip olacağını kaydeden Özdağ, “Dışişlerinden bahsediyoruz, dünyanın neresinde böyle dışişleri bakanlıklarını desteklemek için kar amacı güden bir vakıf var? Varsa çıkıp özür dileyeceğim. Koskoca Türkiye Cumhuriyetini ticarethane yapıyorsunuz.” dedi.
Bunun “paralel bir yapının oluşturulması için atılan kötü niyetli bir adım” olduğunu iddia eden Özdağ, “Vakfın her türlü taşınır ve taşınmaz mal alımı yapabilecek, inşa edebilecek olması, kiralayabilmesi, bakanlığa ait ya da tahsisli olan taşınmazların bakanlık yararına değerlendirilmesi, vakıf, üniversite ve akademiler kurabilecek olması yani aslında Dışişleri Bakanlığı ile yetki paylaşacak olması, başka devletlerin, legal ya da illegal yapıların ekonomik ve siyasi müdahalesine kapı aralayacaktır. Koskoca hariciyemiz ve şu anda onun başındaki istihbaratçı zat ve amiri konumundaki zevat bunları düşünmüyor mu, hesap edemiyor mu? Bir an evvel bu insanların, abartılı algı operasyonu ve hayal mahsulü editlerden kendilerini azade edip gerçek dünyaya ve aklı selime dönmelerini tavsiye ederim.” diye konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketini açıkladığını hatırlatan Özdağ, “Ne diyordu Şimşek: 3 yıl süre ile yeni araç alım ve kiralamalarının, yeni hizmet binası kiralanması, alımı ve yapımının, yeni personel istihdamının durdurulması; süresiz olarak yeni lojman ve sosyal tesis alımı, yapımı ve kiralanmasının sonlandırılması; yurtdışı teşkilatlarının ihtiyaçlar çerçevesinden gözden geçirilmesi, yani zorunluluk bulunmuyorsa kapatılması ve kamu idarelerinde mükerrer yapılanmaların önlenmesi gibi tedbirlerden bahsetmişti. Peki, Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nın faaliyetleri arasında bunlar var mı, var hemde en cafcaflısından ve masraflısından var.” ifadelerini kullandı.