Senkretizm çeşitli düşünce ve inançları karıştırarak, yàni çok farklı hattâ birbiriyle çelişkili inançları birleştirmeyi amaçlayan felsefi bir cereyan. Din sahasında, bizim tâbirimizle Hak Din İslâm yerine “zehirleyici salatalık” haline getirilmiş bir hümanizmayı yayma gayretidir.
Biraz daha şerh edecek olursak, birbirinden tamamen farklı (Hak olanla batılların, Allah tarafından hükmü kaldırılmış) olanların yàni Hak din İslâm ile sair bátıl dinlerin birleştirilmesi ve/veya kıyaslanmasına yönelik, (FETÖ’nün “Üç İbrahimî Hak din” safsatasında olduğu gibi) inançlarda temelde yatan birliği (bu birliğin hangi zaman diliminde geçerli olduğunu söylemeden) öne sürüp, bátıl din ve inançlara karşı hoşgörülü duruşu savunan hareket ve denemeler için kullanılmaktadır.
Senkretik akımlar genelde reformist ve belirli odaklara bağlı hareketlerdir. «Mithras (mitras) Örgütü» de temel felsefesi itibarıyla senktetizmle bağlantılı bir örgüttü.
Mitra, tarihte Antik Ârîlere ait bir tanrı olarak çıktı. İran’da “Mithra”, Batı dünyasına geçişte ise MİTHRAS oldu. Batı’da aldığı «s» takısı ile gizli bir mistik kült hâline dönüştü.
Mitra, coğrafî olarak yakın olunmasından ötürü Anadolu ve Mezopotamya’ya rahatça geçti. Giderek militanların elinde terörist bir örgüt oldu ve haçlı liderlerinin emrine girdi fakat gizliliğini korudu.
Hazreti Ali (kerremallahü veche) efendimiz “gözümün gördüğü şeyden korkmam” buyurmuşlar. Bu mübarek ve hikmetli sözüyle muhâlifi durumu da işaret etmişlerdi.
Yàni, “gözünüzün görmediklerini de hesaba katın, gizli saklı şeylerden korkun, tedbir alın” buyurmuşlar istihbarata işaret etmişlerdi.
MİTHRAS bugünkü dünyada en kuvvetli çağını yaşıyor. Zira gizli tüm şeytànî örgütler İslâm karşısında tevhid oluyorlar, aralarındaki farkları adeta senkretik bir anlayışla yok edip (asıl hedefleri olan İslâm’a) odaklanıyorlardı.
Bize ise senkretizm, «Hak Din’in düşmanlarına karşı bir tevhid anlaşı» olarak değil, yalnızla İslâm düşmanlarına taviz ile onların bozuk akaidlerini İslâm’a taşımak şeklinde girdi. Sonrası da malûm. Hem dini bozdular hem de işi darbe teşebbüsüne kadar götürdüler.
MİTHRAS, sembollere de önem veriyor, farkını net olarak ortaya koymaya çaba sarfediyor lâkin gûya senkretik bir birliktelik de istiyordu. Bu yüzden her hangi bir dini öne çıkarmadığını ima eden bir sembol bunların arasında en itibarlı sembol olmuştu.
Oysa bakmasını bilenler için bal gibi de muhâlefetin yalnızca İslâm’a karşı olduğu sırıtıyordu. Zira daha amblemlerinde bu vardı:
Mithras amblemlerinin, dinleri temsil eden figürlerinde İslâm dini yılan şeklindeki bir hilâl olarak çizilmişti.
Çevreleyen halka buydu ve onun dışında da gûya “bizim için dinler değil gerçekler mühimdir” havası vermek üzere büyük harflerle “THERE IS NO RELIGION HIGHER THAN TRUTH” (GERÇEK’TEN DAHA BÜYÜK BİR DİN YOKTUR) yazmaktaydı.
Elbette İslâm dini dışında bir gerçek din de kurtuluş reçetesi de olamazdı. Gâvur bunu iyi biliyor ve Hak dine insanların kolayca girdiğini, hidayete erdiklerini de gördükleri için İslâm dinini her fırsatta ve her sahada çirkin göstermeye çalışıyorlardı.
Meselâ el’ân dahi hristiyan dünyasında büyücülerin, cadıların şapka ve sair kostümleri yahut aletlerinde mutlaka İslâm sembolü HİLÂL var…
Bence Cuma akşam saatlerinde TRT-1’de yayınlanan “Payitaht Abdülhamid” tv dizisinin bu mathras örgütünü gündeme getirmesi çok iyi oldu, çok... Ágâh olalım… 28 Ocak 2021
YORUMLAR