1.Could you tell our readers about yourself?
– First of all, my background is in electrical engineering, but my true passion is in the world of visual arts, particularly in motion graphics, abstract painting, and digital art.
I made many exhibitions for abstract art. Later on, slowly I started with digital art in the late of 1990’s and gradually delving into the realm of visual effects, motion graphics and compositing and everything related to this art.
Upon completing my studies, I embarked on my professional career and was fortunate to land a position with a reputable company in Damascus, Syria, in 2003. Over the course of seven years, I immersed myself in various projects, including dramas, cinema productions, advertising clips, and other forms of artistic expression. This period was filled with excitement and allowed me to explore different facest of my craft. I worked there for 7 years from 2003 to 2010. In 2010, I took a significant step forward by establishing my own company, ‘Light House’. And I have been working there since 2010 in Damascus.
2. How did your journey into the cinema begin?
– First of all, when I was an employee in the first company I worked for, we worked on a very big production cinema shoot in Syria. I worked as the visual effects supervisor on the set, and my role was as a compositing artist for shots in this film. The movie was a historical movie about the ancient Arab ages. It was the first experience for me to work on that movie around 2005.
But before shooting a long film, I worked on shooting short movies many times. I worked on shooting short movies in the late 1990s. I worked with my brother, who is a director, in some of those short movies. I also worked with my friends on some of the short movies as well.
3. How many cinema projects have you been involved in so far?
– One of the most important projects I was involved in as a director was a documentary about a Syrian actor and comedian named Nihad Qali. It was a very good experience for me. This documentary was shown in Damascus and focused on his life. He had a very special and interesting story, which is why I wanted to make this documentary. Moreover, there were many short films in which I worked sometimes as an editor and sometimes as a visual effects artist. Most of the time I worked on dramas and TV series. The last film I worked on was Al-Hayba, which has been shown in many countries.
4. Al Hayba series is very popular in Turkiye. What is your view on the Turkish cinema industry? What are the views and comments in your country?
– I really admire Turkish media, from cinema to drama. Among independent movies, I particularly like Nuri Bilge Ceylan’s film ‘3 Monkeys’. I appreciate his vision. There are many Turkish dramas available on Netflix, and ‘The Club’ is one of them. It has an amazing story. The storyline, actors and actresses, directing, editing, and soundtracks give me an idea of where the media has reached in Turkey.
In the past, before the war, we had cinema festivals in Damascus, and Turkish cinema received a very positive reaction. And Nuri Bilge Ceylan was one of the directors who received good reviews from cinema enthusiasts for his cinematography and storytelling.
5.What are the differences between the cinema industry in your country and the Turkish cinema industry?
– In the film industry in Turkiye, everything is different from Syria in terms of human resources and variety. Moreover, the number of cinemas and the number of audiences going to the cinema are also quite different. There are many movie theaters in Istanbul alone. For this reason, when we compare Syria and Turkiye, there are many differences. After the war, very few cinemas and movie theaters remained in the capital. You can count them with one hand.
Because of that, there are not many people who go to the cinema. That’s why there is not much income generated from movies. The film industry requires a lot of money for equipment, human resources, actors and actresses. Lots of talented people, good equipment, speacialists, visual effect artists, sound mixers are required. In Turkiye, there are very good directors, writers, actors and actresses, in addition to soundtrack musicians. We can see a lot of important movies just by looking at Netflix.
Not only in Netflix but also in Amazon, many movie projects are being produced. That means that in Turkiye, they have a good industry to produce these movies in major platforms such as Amazon. Thet gives a sign that they are very good in this domain.
6. Lastly, what would you like to say to our readers?
– When I visited Turkey for the first time I spent three months there, and I felt that spending just three months was not enough. I needed much more time just to explore Istanbul. Turkey has a very rich culture. It is a unique country in terms of the combination of East and West.
The food and desserts were amazing. We also had a very good connection with our Turkish team in the films. I talked about many things with a Turkish sound engineer, and we became friends. Additionally, the makeup artist, production manager, and production assistant were Turkish, and all of them became friends with us.
They were truly helpful and assisted us in making our movie in the best way possible. Moreover, they helped us to resolve the problems we faced. I really wish to visit Turkey again.
1. Okuyucularımıza kendinizden bahsedebilir misiniz?
Öncelikle, elektrik mühendisliği alanından mezun oldum ancak gerçek tutkum görsel sanatlar dünyasında, özellikle de hareketli grafikler, soyut resim ve dijital sanat alanındaydı. Soyut sanat için birçok sergi yaptım. Daha sonra, yavaş yavaş 1990’ların sonlarında dijital sanatla başladım ve zamanla görsel efektler, hareketli grafikler ve kompozisyon gibi alanlara daldım ve bu sanatla alanıyla ilgili her şeye ilgi duymaya başladım.
Eğitimimi tamamladıktan sonra, profesyonel kariyerime başladım ve 2003 yılında Suriye’nin başkenti Şam’da saygın bir şirkette iş bulma şansına sahip oldum. Yedi yıl boyunca, dramalar, sinema prodüksiyonları, reklam klipleri ve diğer sanatsal ifade biçimleri de dahil olmak üzere çeşitli projelerde kendimi buldum. Bu dönem heyecan doluydu ve sanatımın farklı yönlerini keşfetmemi sağladı. 2003’ten 2010’a kadar orada çalıştım. 2010’da, kendi şirketim olan ‘Light House’ u kurdum ve o zamandan beri kendi şirketimde Şam’da çalışıyorum.
2. Sinema yolculuğunuz nasıl başladı?
Öncelikle, çalıştığım ilk şirkette bir sinema çekiminde çok büyük bir prodüksiyon üzerinde çalıştık. Suriye’de çekilen bir sinema filminde görsel efektler yönetmeni olarak sette çalıştım ve rolüm bu filmin sahnelerinde görüntü birleştirme sanatçısı olarak görev almaktı. Film, antik Arap çağları hakkında tarihi bir filmdi. 2005 yılında bu filmde çalışmak benim için ilk deneyimdi.
Ancak uzun metrajlı bir film çekmeden önce birçok kez kısa filmlerde çalıştım. 1990’ların sonlarında kısa filmlerde çekim yapmak için çalıştım. Birkaç kısa filmde yönetmen olan kardeşimle de birlikte çalıştım. Ayrıca bazı kısa filmlerde arkadaşlarımla da çalıştım.
3. Şu ana kadar kaç sinema projesinde yer aldınız?
Yönetmen olarak yer aldığım en önemli projelerden biri, Suriyeli oyuncu ve komedyen Nihad Qali hakkında bir belgeseldi. Bu benim için çok güzel bir deneyimdi. Bu belgesel Şam’da gösterildi ve onun yaşamına odaklandı. Onun çok özel ve ilginç bir hikayesi olduğu için bu belgeseli yapmak istedim. Ayrıca, bazılarında kurgucu ve bazılarında görsel efekt sanatçısı olarak çalıştığım birçok kısa film vardı. Çoğu zaman dramalar ve TV dizileri üzerinde çalıştım. Son çalıştığım film Al-Hayba idi ve birçok ülkede gösterildi.
4. Al Hayba dizisi Türkiye’de çok popüler. Türk sinema endüstrisine nasıl bakıyorsunuz? Ülkenizdeki görüşler ve yorumlar nelerdir?
Türk medyasını, sinemadan diziye kadar, gerçekten takdir ediyorum. Bağımsız filmler arasında özellikle Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Üç Maymun’ filmini beğeniyorum. Onun vizyonunu takdir ediyorum. Netflix’te birçok Türk dizisi var ve ‘The Club’ bunlardan biri. Harika bir hikayesi var. Hikaye, oyuncular, yönetmenlik, kurgu ve müzikler, Türkiye’deki medyanın nerede olduğu hakkında fikir veriyor.
Geçmişte, savaştan önce Şam’da sinema festivallerimiz olmuştu ve Türk sineması çok olumlu tepkiler almıştı. Nuri Bilge Ceylan ise hem görüntü yönetmenliği hem de hikaye anlatımıyla sinemaseverlerden güzel eleştiriler alan yönetmenlerden biriydi.
5. Ülkenizdeki sinema endüstrisi ile Türk sinema endüstrisi arasındaki farklar nelerdir?
Türkiye’deki sinema endüstrisinde her şey, insan kaynakları ve çeşitlilik açısından Suriye’den farklıdır. Ayrıca, sinema salonlarının sayısı ve sinemaya giden seyirci sayısı da oldukça farklıdır. Sadece İstanbul’da birçok sinema var. Bu nedenle, Suriye ve Türkiye’yi karşılaştırdığımızda birçok fark vardır. Savaştan sonra, başkentte çok az sinema ve film salonu kaldı. Onları bir elin parmaklarıyla sayabilirsiniz.
Bu yüzden sinemaya giden pek çok insan yok. Bu yüzden filmlerden pek fazla gelir elde edilmiyor. Sinema endüstrisi, ekipman, insan kaynakları, oyuncular ve aktrisler için çok para gerektirir. Birçok yetenekli insan, iyi ekipmanlar, uzmanlar, görsel efekt sanatçıları, ses mühendisleri gerekmektedir. Türkiye’de, film müzikleri yapan müzisyenlerinin yanı sıra çok iyi yönetmenler, yazarlar, oyuncular ve aktrisler var. Netflix’e bakarak birçok önemli filmi görebiliriz.
Sadece Netflix’te değil, Amazon’da da birçok film projesi üretiliyor. Bu, Türkiye’nin, bu filmleri Amazon gibi büyük platformlarda üretmek için iyi bir endüstriye sahip oldukları anlamına gelir. Ve bu durum, onların bu alanda çok iyi olduklarının bir göstergesidir.
6. Son olarak, okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?
Türkiye’yi ilk ziyaret ettiğimde orada 3 ay kaldım ve sadece üç ay kalmanın yetmediğini hissettim. İstanbul’u keşfetmek için çok daha fazla zamanımın olması gerekiyordu. Türkiye çok zengin bir kültüre sahip. Doğu ve Batı’nın birleşimi açısından benzersiz bir ülke.
Yiyecekler ve tatlılar harikaydı. Ayrıca, filmlerdeki Türk ekibimizle çok iyi bir bağ kurduk. Bir Türk ses mühendisiyle birçok konuyu konuştum ve arkadaş olduk. Ayrıca, makyaj sanatçısı, yapım yöneticisi ve yapım asistanı Türk’tü ve hepsi bizimle arkadaş oldu.
Gerçekten bize çok yardımcı oldular ve filmimizi en iyi şekilde yapmamıza yardımcı oldular. Ayrıca, karşılaştığımız sorunları çözmekte bize yardımcı oldular. Gerçekten tekrar Türkiye’yi ziyaret etmek istiyorum.