Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hüseyin Benek

SİYASETTE, SİYASETSİZLİK!

SİYASETTE, SİYASETSİZLİK!

Önce iktidara bakalım, 20 yıldır ülkemizi yönetiyor, ilk bir döneminde vatandaş memnuniyeti iyi idi, ikinci dönemde devletin gücünün erkler ayrılığı üzere oluşmuş olan güçler ayrılığını vesayet sayarak sözde yargı vesayetini kaldırıyoruz diye… Yapılan çatışmalar, yargı kurumunun neredeyse hükümet (yürütme) kısmen etkili gibi algılanmasına… Üçüncü dönemde kendi büyüttüğü cemaatle ters düşerek çatışma yaşanmasına, bu çatışmanın 15 Temmuz gibi kalkışmaya dönüşmesi.. Son döneminde tüm bu sıkıntıların ekonomik alana, kamu yönetim alanına aktarılarak, adeta devletin sahibi gibi davranışların demokratik kaygıları artırdığına tanık oluyoruz…  Ülke genelinde, i, ilçe genelinde bütün ihalelerin aşağı yukarı aynı kişiler ve şirketler tarafından alınması… Kamuya giriş sınavlarında sürekli aynı grubun başarılı olması, kamu kurumlarına işe girmesi, her tepkiyi terör örgütlerine ve dış güçlere bağlaması gibi davranışlar.. En son terörist ilan edilen Bogaziçi üniversite Öğrencilerinin serbest bırakılması gibi..  Hükümetin yönettiği ülkede sürekli dış güçlerin ekonomik, sosyal operasyon yapıyor algısının kendi hükümetimizce yaratılması ise siyasetimiz deki siyasetsizlige örnek olabilir… Covid salgın döneminde etkisi altında tuttuğu medya aracılığıyla biz iyiyiz, Almanya kıskanıyor, İtalya da cesetler sokakta kalıyor abartıları ile… Vatandaşlarımıza veremi gösterip sıtmaya razı etme demagojisi de tutmamaya başladı… Bizde salgın yardımlarının ne kadar az olduğunu Almanya da ki akrabalarımızdan öğrendik, Almanya kaynaklı haber sitlerinden öğrendik ki… Orada kapanma esnasında devlet olağanüstü durumlar için ayrılan fonları başka amaçlar için kullanmadığından, salgın anında, eve kapandığı için çalışamayan vatandaşlarına haftalık 5 gündelik verdiğini duyuyoruz… Dükkanını kapatan esnafa geçen seneki cirosu üzerinden hatırı sayılır ödemeler yapıldığını duyuyoruz… Derken… Bana göre en büyük hata 2020 yılında piyasayı canlandırmak için basılan paraların üretim alanlarında teşvik ve en alt gelir gruplarına, gelirsizlere sosyal yardım olarak verilmesi yerine, ucuz araba ve ev kredisi olarak verilmesi olarak gösterilebilir…  Son 2-3 ay için de yaşanan enflasyon olsun, dövizdeki dalgalanmalar olsun artık iktidarın elini iyiden iyiye zayıflatmaktadır, bu zayıflığa rağmen sosyal tüm kimlikleri siyaseten kullanarak hala birinci parti olması ise muhalefet yetersizliklerinden kaynaklanıyor olabilir.. Gelelim mi muhalefetin siyasetsizliğine..

Muhalefet hangi birleşenler oluşuyor diyorsanız, bir CHP,  ana omurgayı oluşturuyor, kimligine bakarsak altı okta özdeşlemiş ve bunlar aynı zamanda devletimizin kurucu iradesinin ilkeleri… Yalnız CHP ile toplumun arasına bir CHP lilerden kaynaklı örülen bir duvar var… İki süreli sağ iktidarların ve sermayenin hakim olduğu bir  CHP ye karşı itibarsızlaştırılma operasyonu var.. Örnegin ezanı Türkçe okutan parti, camileri ahır yapan parti, baş örtüsüne saygı duymayan parti gibi  hükümet etkisi altında kalan medya ve yazar çizerler eliyle yapılmakadır.. Daha derinlerde tahrikat ve cemaatler bu konuları hem açıktan, hem de fısıltı gazeteleriyle işlemeleri ile CHP vatandaş arasında ki duvar bir türlü yıkılamamaktadır… Didar kimliği öne çıkan vatandaşlarla CHP arasında bir duvar ören iktidar odakları gayet memnun görünmektedir… PKK ile HDP arasındaki benzeşmeleri ve yakınlaşmaları CHP ile HDP arasında gizli bir ortaklık iddiası, söylemleri üzerinden milliyetçi hassasiyetleri yüksek vatandaşlarla CHP arasına duvar örmeye çalıştıklarından… Hükümet Partisi AKP nin neden olduğu, ekonomik sorunlara rağmen, hala AKP birinci, CHP ikinci parti olarak gözükmektedir… Gelelim muhalefetin ikinci güçlü partisine..

Bu partimiz İYİP dir, bu partimiz de proje dendi, Cemaat bağlantısı var dendi ama tutmadığı görülüyor,  nedeni ise Cumhur İttifakı bir iki defa ittifaka davet ettiğinden dolayı bu itibarsızlaştırma çabası tutmadığı anlaşılıyor… Tutmadı aynı sosyolojik kimlikle hareket ediliyor, dinsiz dense denilemiyor, HDP ile ittifak dense denilemiyor… Böylece AKP den kopanların büyük bir bölümü bu partimizi tercih eder hale geliyor…  Üçüncü büyük partisi Saadet Partisine geldiğimiz de ise…

Saadet Partisi, milli görüşün görünen mirasçısı, bu kişiler antiemperyalistler, sermayenin belli kişiler elinde toplanmasına karşılar, daha adil, daha eşitlikçi ekonomi politikaları ile CHP nin sol, sosyal demokrat kanadına kısmen yakınlar… Hatta CHP listelerinden seçilen bir Saadet Partili vekil CHP’ye geçmiştir bile… Sadece bu eşitlik konusunda oluşturulan politikaların bilgi kaynakları farklı, biri laik, digeri Dini bilgi kaynaklarını kullanıyorlar… Diger partilere gelince..

Muhalif diger partilere geldiğimizde ise şunu görüyoruz, Gelecek, Deva, Demokrat Parti ise sağ muhafazar tabana hitap ediyorlar, %2-3 belki seçim yaklaştıkca daha fazla oy alabilirler.. Deva ve Demokrat Parti Liderleri genç oluşlarından dolayı iki dönem sonrasına bile plan yapabilirler. Bu üç partimizden Demokrat Parti zaten Millet İttifakı ile birlikte, diğerleri de hareket edecekler izlenimleriyle.. Siyasetimize katılıyorlar, güçleri oranında etkiliyorlar, güçleri ortadadır, sayısal olarak azlıklarına rağmen söylemlerinin etkilerinin yüksekliğiyle göze batıyorlar, siyasetimize katkıları oluyor… Bunlar partilerin görünümü asıl sorun muhalefet ittifakının lideri kim olacak?

 CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu,  müzakereci, uzlaşmacı siyaset ortamını iyi okumasına dayalı olarak lider gibi görünse de… Millet ittifakı vatandaşların tercihlerini de dikkate alarak şu anda iki, üç kişi seçime yaklaştıkca bir iki kişi ve vatandaşların tercih yoğunluğuna göre bunlardan birisini öne çıkararak… Muhalefetin yaşadığı siyasetsizliğinde ki siyaseti aşmalıdırlar… Çünkü mevcut hükümet topluma, ekonomiye yaklaşımı ekonominin gerçeklerinden uzak, ya rantta, yada duyguya dayanıyor.. Sonuç olarak…

 Ülkemiz ekonomik ve siyasal olarak tıkanmışlık yaşıyor ve demokratik zihin bu tıkanıklığı seçimle aşılabileceğini öneriyor.. Bir ülkede gıda fiyatları bu kadar artıyorsa ve yabacı paralar bu kadar paramız karşısında değer kazanıyorsa… Ülke yönetiminde sorumsuzluk var demektir ve bunu ancak demokratik siyasetle, demokrasinin iktidar değiştirme yolu olan seçimlerle aşabiliriz… Demokrasilerde çözüm tükenmez, demokratik siyasetle çözüm üretmek ve aşmak dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…

Hüseyin Benek – baskentPostası.com—23.2.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER