Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Sosyal Medya Çağında Kaybettiğimiz Empati

Sosyal medya, insanları birleştirmek için var olmasına rağmen, empati eksikliği ve linç kültürüyle birbirimizi anlamaktan uzaklaştırıyor. Ekranın diğer tarafında gerçek bir insan olduğunu unutmadan, bağ kurmayı ve destek olmayı seçmek, dijital dünyada insanlığımızı korumanın anahtarıdır.

Bu haberin fotoğrafı yok

 

Hiç düşündünüz mü, ekranların arkasındaki hayatlar nasıldır? Gün içinde sosyal medyada gezinirken sayısız insanla karşılaşıyoruz. Kimileri sevinçlerini, kimileri öfkelerini, kimileri ise en kırılgan anlarını paylaşıyor. Ancak biz, çoğu zaman ekranın diğer tarafında gerçek bir insan olduğunu unutuyoruz. Sosyal medyanın hızla büyüyen dünyasında empati, yavaşça hayatlarımızdan kayboluyor.

Bir tweet. Bir yorum. Bir paylaşım. Hepsi sadece birkaç saniye içinde milyonlara ulaşabiliyor. Ancak bu hız, aynı zamanda bizi düşünmeden hareket etmeye itiyor. Artık öyle bir noktadayız ki, bazen birinin yaşadığı acıyı ya da heyecanı anlamak yerine, doğru ya da popüler görünmek için tepki vermeyi tercih ediyoruz. Ne yazık ki bu, başkalarının hayatında tamir edilmesi zor yaralar açabiliyor.

Sosyal medyada anonimlik, herkese bir cesaret sunuyor. Normalde yüz yüze söylemeye cesaret edemeyeceğimiz sözler, klavyemizden bir çırpıda dökülüveriyor. İnsanlar düşünmeden eleştiriyor, yargılıyor ve hatta yok ediyor. Oysa bu platformların amacı neydi? Bağ kurmak. Sesimizi duyurmak. Dayanışma göstermek. Ama çoğu zaman, tam aksine birbirimizi anlamaktan daha da uzaklaşıyoruz.

Empati eksikliği, sosyal medyanın bir sorunu gibi görünebilir, ama aslında hepimizin içinde kök salıyor. Çünkü bir hikayeyi anlamak, bir acıyı hissetmek ya da bir sevinci paylaşmak çaba gerektirir. Ve ne yazık ki, çaba harcamadan yapılan şeyler çağında yaşıyoruz. Bir paylaşımı beğenip geçmek kolaydır. Ama gerçekten hissetmek? İşte bu, zaman ve özen ister.

Peki, bunu değiştirebilir miyiz? Belki de sorunun cevabı yine sosyal medyanın kendisinde saklıdır. Eğer bu platformları sadece tepkilerimizi göstermek için değil, anlamak ve anlatmak için kullanabilirsek, bir fark yaratabiliriz. Belki bir sonraki yorumumuzu yazmadan önce kendimize şu soruyu sorabiliriz: **Benim sözlerim, karşımda bir insan olduğunu unutturan bir araç mı, yoksa bir köprü mü olacak?**

Sosyal medyanın gücünü hafife almamak gerekiyor. Burada doğru bir etki yaratmanın yolları var, ama öncelikle bireysel bir farkındalık geliştirmeliyiz. Her birimizin sesi, bir başkası için güç olabilir. O yüzden, ekrana dokunmadan önce bir kez daha düşünmek, hem bizi hem de diğerlerini koruyabilir.

Empati kurmak sadece başkalarının duygularını anlamak değil, aynı zamanda onların hikayesine şahit olmaktır. Örneğin, birinin zor bir dönemden geçtiğini fark ettiğimizde ona yapıcı bir mesaj göndermek, dijital dünyada dahi bir insanlık jestidir. Sosyal medya, sadece eleştiri oklarını fırlatacağımız bir arena değil; aynı zamanda bir destek ve dayanışma platformu olmalıdır.

Ekranın ötesine geçmek bazen zor görünebilir. Ancak küçük değişimlerle büyük farklar yaratabiliriz. Örneğin, linç kültürüne sessiz kalmamak, ama aynı zamanda karşı tarafa saygılı bir şekilde yaklaşarak yanlışların farkına varmasını sağlamak. Bunu yaparken sesimizi yükseltmek yerine, kelimelerimizi dikkatle seçmek daha güçlü bir etki bırakacaktır.

Unutmayalım ki, empati sadece bir erdem değil, aynı zamanda toplumsal bir ihtiyaçtır. Çünkü bizler, insan olmanın getirdiği bağlarla birbirimize tutunuruz. Sosyal medya çağında bu bağları kaybetmek yerine, onları güçlendirmeyi seçebiliriz. Bir sonraki paylaşımınızda, birinin hikayesine dokunabilir, bir acıyı hafifletebilir ya da bir gülümseme yaratabilirsiniz. Bu, tahmin ettiğinizden çok daha kolay.

Kapanışta bir çağrı yapalım: Gelin, sosyal medyayı bir yıkım aracı değil, bir iyileşme ve destek platformu haline getirelim. Empatiyi yeniden hatırlayalım. Çünkü ne kadar tıklarsak tıklayalım, hepimiz aynı yerden kırılganız: İnsanlığımızdan. Ve insanlık, bir yorum kadar kolay harcanamayacak kadar kıymetli.