Haber-Yorum: Muhsin AKIL
26 Temmuz 2024 tarihinde “Devletimizi ve Milletimizi İçten Çökerten Tehlikeler !.. Başta Cumhurbaşkanı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı, Sonra da Diyanet İşleri ve RTÜK: Sözüm HEPİNİZE!..” başlıklı yazımda “Milletimiz, dini yönden inanç/itikat/akide boyutunda olağanüstü bir çöküntü yaşıyor. Devlet ve Millet olarak bizi asıl diri tutan kutsal değerlerimizi yok eden (eriten) hastalıklar arasında dini, ahlaki ve milli değerlerden uzaklaşma, fuhuş/zina, hırsızlık, faiz, uyuşturucu, cinayet, kumar, rüşvet, suç oranının çoğalması vs. daha sayamayacağımız kadar (her biri bir hastalık olan) birçok unsurdan bahsedebiliriz… “ diyerek devlet erkanını uyarıcı bir yazı yazmıştım.
Yazımın devamında “Bazı şifresiz ve şifreli tv kanalları, radyoları, internet siteleri, dijital internet platformları gibi görsel ve işitsel yayınların milletimizin kültür ve ahlakını bozmakta olduğuna, milli ve ulvi değerlerimizi yıprattığına toplum olarak hepimiz şahit olmaktayız. Devletin almış olduğu bütün önlemlere ve vermiş olduğu cezalara rağmen bu tür diziler, filmler, (animasyon da dahil) hala yayınlanabiliyorsa ve RTÜK elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen bu gidişita ‘dur’ denilemiyorsa kapımızdaki tehlike çok büyük demektir!” demiştim.
Ve yazımın sonunda “Bu tür yayın yapanlar ne kadar uyarılarsa uyarılsın, onlara ne kadar cezai müeyyide uygulanırsa uygulansın önüne geçilmesi çok zordur. Çünkü bu konularda asıl sorun eğitim ve öğretimden kaynaklanmaktadır. Önce Cumhurbaşkanlığı, sonra ilgili bakanlıklar (Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı) ve Diyanet İşleri Başkanlığı olarak köklü çözüm yollarına gidilmesi gerekiyor.” diyerek sorunların çözümü konusunda öneride bulunmuştum.
Elbet ki toplumdaki sosyal medya platformlarından bir tek rahatsız olan ben değildim aynı zamanda toplumun dini, milli ve ahlaki duyarlı büyük bir kesimi de en az benim kadar rahatsızdı. Bu gidişattan onlar da şikayetçiydi. Aynı şekilde devletimizin birçok kurum ve kuruluşları da rahatsızdı. Devletin kurum ve kuruluşlarını ilgilendiren şikayetleri ciddiye alıp değerlendirmekte olduklarını da biliyoruz. Cumhurbaşkanı, bakanlar, devletin kurum ve kuruluşlarının üst düzey yetkilileri ve birçok milletvekilimizde böylesi bir gidişattan rahatsızlıklarını zaman zaman dile getirmekteler.
Bu sorunlardan bizim kadar rahatsız olan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in “Toplumumuzu güçlü kılan ve ayakta sağlam bir şekilde tutan, bizi ‘BİZ’ yapan inanç ve kültürel değerlerimizi hedef alan, kaynağı ve maksadı belli sapkın hegemonya, ülkemizin geleceği olan gençlerimizi medya aracılığıyla hedef alıyor…” açıklamasını da tırnak içinde eklemiştim.
Bu yazımın yayını üzerinden fazla bir zaman geçmedi ki iki konu patlak verdi! Birisi İnstagram diğeri de Roblox’un kapatılması… Bu iki platformun kapatılmasından memnun olanlar ve memnun olmayanlar olarak toplum ikiye ayrıldı. İntagram’ın yasalar doğrultusunda“Katalog Suçları”dan dolayı kapatılmıştır. Katalog suçları arasında adam öldürme, cinsel saldırı, uyuşturucu ticareti, hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet gibi suçlar yer alır. Roblox’un kapatılması ise çocuklara yönelik cinsel içerikli, eşcinselliğe özendirici, sanal partiler ve pedofili suçlara zemin hazırladığından dolay kapatılmıştır. Aynı şekilde diğer sosyal platformlar arasında Facebook ve Yootube, yetişkinler ve çocuklarla ilgili toplumumuzun ahlaki, milli, dini değerlerine zarar verici yayınlar, paylaşımlar ve reklamlar yapmaktadır. Bu nedenle yakın bir zamanda Facebook ve Yootube’nin de kapatılması sözkonusudur!
Öte yandan asıl tehlikelerden birisi de NETFLİX’tir. Dünyada uluslararası dizi ve film izleme platformu olarak bildiğimiz Netflix’in milli ve manevi değerleri yıpratıcı/bozucu LGBT temalı sapkın yayınlar yapmaktadır. Netflix’in çocukların ahlaki değerlerini bozucu çocuk dizisi World Kretase Kamp, ABD’li oyun şirketi Scopely’in proje olarak Stumble Guys video oyunuyla çocukları hedef alarak LGBT propagandası yapması ve Youtube Kids’te deki sapkınlıklar çocukların zihnine LGBT içeriklerinin yerleştirilmesi kadar iğrenç, ahlaksız ve sapık bir şey olamazdı…
Sosyal Platformlarda, tacize uğrayanlar, fotoğrafların p… sitelerinde paylaşmakla tehdit edilenler, gönderilen cinsel içerikli mesajlar, çevrim oyun içinde küfre maruz kalanlar, ahlaksız teklif alanlar, cinsel tahrik ve tacizler, çocukları mağduriyete uğrayanlar ve cinsel masajlar… Bu hususlarda çocuklardan ebeveynlere, ebeveynlerden psikologlara ve devletin ilgili kurumlarına gelen şikayetler… Ve hukuksal yönden açılan davalar…
Sadece Türkiye’de değil ABD’de de durum aynı… ABD’de Facebook, İnstagram üzerinden cinsel içerik önerdiği için açılan sayısız dava var. Hatta bir META çalışanı bile kızının tacize uğramasından dolayı şikayetçi olmuş. Yapılan araştırmalara göre her gün Facbeook ve Instagram kullanan 100 bin çocuk istismara uğradığı ifade ediliyor.
ABD’de Facebook ve Instagram algoritmalarınının reşit olmayanlara cinsel içerik önerdiği için META hakkında açılan davalar var. Hatta üst düzey META çalışanı bile kendi kızının tacize uğradığından şikayet etmiş. Bu nedenle META, çocukların yetişkinlerden zarar görmemesi için önlemler almaya çalıştıklarını, çocukların çevrimiçi güvenli ve yaşlarına uygun ortamların oluşması yönündeki çalışmalar yaptıklarını açıklamak zorunda kaldı.
Yine yapılan araştırma ve istatistiklere göre çocuk fotoğraflarının iyi niyet doğrultusunda ebeveynler tarafından paylaşımları ABD’de yüzde 92 iken Türkiye’de yüzde 68 olduğu tespit edilmiş. Fakat ne kadar da ebeveynler çocuklarının fotoğraflarını iyi niyetli paylaşmış olsalar da kötü niyetli ‘pedofili’ kişiler tarafından bu fotoğrafların istismar istismar edilmesi sözkonusu!.. Çocuk fotoğraflarının sosyal platformlarda paylaşılmasının sakıncaları ve zararlarına dikkat çekilerek böylesi durumlarda kötü niyetli kişilerin sosyal medya hesabı üzerinden her türlü istismar girişiminde bulunabileceği tehlikesi olduğunun ebeveynler tarafından bilinmesi gerekmektedir.
Bazen sosyal platformların sebep olduğu çocuk istismarları ve cinsel suçlarla ilgili konularda yasalar doğrultusunda önlem alınmadığı için ilgili devlet kurum ve kuruluşlarına yönelik eleştirel yazılar yazmaktayız. Sonrada devletin kurum ve kuruluşları ile birlikte bu konularda vermiş olduğu mücadeleye ve karşılaştıkları toplumsal sorunlara şahit oluyor ve üzülüyoruz! Aynen İnstagram ve Roblox’un kapatılmasında olduğu gibi… Bilhassa RTÜK’ün bu hususlarda vermiş olduğu mücadeleyi de çok yakından takip ediyoruz. Onlarda benzer sorunlarla karşılaşıyorlar!
Elbet ki demokratik bir devlet anlayışı içinde ve yasalar doğrultusunda bir mücadele verilmektedir. Bazen sosyal platformlarla ilgili yasaklar/kapatmalar toplumda kutuplaşmaya yol açtığı için devlet dengeleyici bir politika izlemek zorunda kalıyor. Bütün bunlara rağmen yine biz mücadelemizden asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Zaten devlette vazgeçmiş değildir. Önemli olan devletimizin ve milletimizin bekası!..