CHP Milletvekili Mehmet Tahtasız, Dışişleri Teşkilatı Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi’nin 2’nci maddesi üzerine yaptığı konuşmada, AKP iktidarının demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, denge ve denetleme gibi temel alanlarda yarattığı sorunların vakfa ve dış ilişkilere yansıyacağı gerekçesiyle bu kanuna karşı çıktıklarını belirtti. Tarihi sorumluluk gereği ret oyu vereceklerini ifade etti.
Tahtasız, Çorum katliamının 44’üncü yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, Türkiye tarihindeki birçok karanlık olayın arkasında dış güçler ve devlet içindeki karanlık odakların bulunduğunu belirtti. Çorum katliamında 57 kişinin öldüğünü, Maraş’ta 111, Sivas’ta 33 ve Başbağlar’da 33 kişinin katledildiğini söyledi. Bu olayların aydınlatılmadığı sürece adaletin sağlanamayacağını vurguladı.
Tahtasız, Çorum’da yaşanan katliamın Türkiye’yi 12 Eylül faşist diktatörlüğüne götüren yolun son kilometre taşı olduğunu belirtti. Çorum’da Alevi-Sünni çatışmasına dönüştürülen olaylarda 57 kişinin öldüğünü, yüzlerce kişinin yaralandığını, ev ve iş yerlerinin bombalandığını ve yağmalandığını söyledi. Kendisi de 10 yaşındayken bu olayları yaşadığını ve birçok Çorumlu gibi mahallesinden ve arkadaşlarından kopmak zorunda kaldığını ifade etti.
Tahtasız, 1980 olaylarının ve Çorum katliamının Çorum’u 40 yıl geriye götürdüğünü, ancak Çorum’un yıllar içinde sanayi şehri olarak yaralarını sardığını belirtti. Çorum katliamına karışanların yeterince yargılanmadığını, davaların toplu olarak görülmediğini ve her olayın sıradan vaka gibi değerlendirildiğini söyledi. Çorum katliamının bir insanlık suçu olduğunu ve zamanaşımı işletilemeyeceğini vurguladı.
Konuşmasının sonunda Tahtasız, katliamlarla ilgili dosyaların açılarak tarihle gerçek bir yüzleşme yapılması ve adaletin sağlanması gerektiğini hatırlattı. Tepkinin intikam almak değil, sevgi, kardeşlik ve barış tohumları ekmek olması gerektiğini belirterek konuşmasını tamamladı.