Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

TBMM ve TMKT

Osmanlı Kerim Devleti, İslâm’ı temsil eden «hilâl»i cihanşümul hale getirmişti. Ondördüncü asrın ortalarında yapılan resimli dünya haritasında Kuzey Afrika bölgesinde tek «hilâl»li, buna karşılık Orta ve Güney Asya ile Uzakdoğu’da «üç hilâl»li bayrakların yaygın olduğu görülür.

Pekâlâ (bugün bir siyasî partimizin de amblem olarak kullandığı) «Üç Hilâl»li bayrak ne anlama geliyordu? Neden bir değil üç hilâlle resmedilmişti o bayrak?

Bilmeyenler için hemen söyleyellim: Osmanlı bayrağının yeşil rengi genel mánâda İslâm’ın ve bu yeşil zemin üzerindeki «Üç Hilâl» ise bir İslâm devleti olan Osmanlı’nın üç kıtaya hükmetmesinin remz’ü timsâli olmuştur…

Yàni bu güzel bayrak, lisán-ı hal ile “bu üç kıtada yüce, kerim Osmanlı İslâm Devlet-i A’lîyyesi (دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه Devlet-i A’lîyye-i Osmâniyye) hükümrandır…” Üç hilâlli bayrak bir dönem de, kırmızı zemin üzerinde olmuştur. Bugünkü Türk Bayrağı gibi. Mánâsı da malûm, şühedâ kanları…

Bayrağın MHP’ye amblem olması ise, Osmanlı Tebaa-i Sâdıka’sından olan Türkiye Ermenisi yazar Levon Panos Dabağyan sayesinde olmuştu. Osmanlı tarihi ve Türk Ermeni ilişkileri üzerine birçok kitabı bulunan 84 yaşında vefat eden Dabağyan, MHP’nin sembolü üç hilâlli bayrak teklifini nasıl yaptığını şöyle anlatır:

“Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 1969 yılında Adana’da büyük kongresini topladı. Bu kongre partinin adının Milliyetçi Hareket Partisi olduğu ve genel başkanlığa Alparslan Türkeş’in getirildiği kongredir. O dönemde Alparslan Türkeş’in yakın çevresinde bulunuyordum kongrede yerimi aldım. Parti Atsızcılar ile Türkeşçilerin çekiştiği bir virajdaydı. Parti ambleminin ne olacağı gündeme gelince, Atsızcı kanat ‘kurt’un amblem olarak seçilmesini önerdi, fakat ben ‘Biz Osmanlıyız! Bize üç hilâl yakışır!’ diyerek bağırdım. Bu çağrım alkışlarla desteklendi ve partinin amblemi olarak üç hilâl seçildi. Böylece üç hilâl MHP, kurt ise Ülkü Ocakları amblemi oldu.”

Tarih bir hikâyeler manzumesidir ama hikâye değildir. Her biri büyük ibretler, dersler çıkarılması gereken yaşanmış hadiselerin hikâyesidir tarih.

Eğer ders çıkarılamıyorsa sonunda merhum Mehmed Akif’in dediği durum olur. “Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! / Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi? / “Târîh”i “tekerrür” diye ta’rîf ediyorlar; / Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”

Tekerrür yàni aynı şeylerin defaatle olması da bir olur iki olur, üçüncüsünde çekirge misâli bir daha sıçrayamazsın!. Yàni izmihlâl gerçekleşir hata yapıp sonra ders alacak imkân kalmaz…

Osmanlı’nın üç kıtaya hükmetmesinin remz’ü timsâli «Üç Hilâl»i parti amblemi yaparsınız ama ona layık olabilmektir aslolan. Dabağyan’ın, “biz Osmanlıyız” sözü ya da bizlerin “Osmanlı ahfadıyız” iddiası içi boş, kof bi iddia değil. Sözümüzün eriyiz diyenler Osmanlı cibilliyetini muhafazaya çok dikkat edecek, aşağılık ve soysuz akımlar kasırga olsa, yıkılmadan ayakta durup hayásızca akınları durdurmasını, def etmesini bilecekler.

Büyük Birlik Partisi’ndeki saçma sapan reislik (riyaset) kavgalarını işitiyorum da, “yuh” diyorum. Muhsin Yazıcıoğlu’nun kemiklerini sızlatıyorlar. Kabrinde “biz büyük dâva için yola çıktık, tevhid dâvası… Siz ise makam savaşı yapıyorsunuz, yuh size” demez mi?

O demese de dâva hesap sormaz mı? Belki bana “neden terkettin, BBP’si kurucusu idin madem, kalıp mücadele etseydin” diyeceksiniz ama biz Muhsin bey merhum hayatta iken bile başaramıdık bunu…

Gündüz Gazetesi’nde yazarken biri sırf adı görünsün diye bizim gibi bir şeyler yazmaya kalkıştı. Ancak konu bile bulamıyordu garibim. Birgün baktım, bir gün önceki yazımın (TBMM ve TMKT başlıklı, 25/11/1994 tarihli) tıpkısı bunun köşesinde…

Arşivlerden Gündüz Gazetesi nüshaları taranıp hem benim yazıma hem bu arkadaşın aynı gün (!) çıkan[1] ve kopya olduğu áşikâr, başlığı aynı stilde 8 büyük harfle olan yazısına bakılabilir. Garibim şimdi BBP’nin başına geçmek istiyormuş… Geçemez ya, diyelim geçti, siyasette de konuyu muhaliflerden mi araklayacak? 

CUMANIZ MÜBAREK OLSUN MUHTEREM OKURLARIM. 06.05.2022

————————————
[1] Ben yazılarımı o tarihte e-faksla gazeteye gönderiyordum. İlgili arkadaşlar okuyup onaylıyor, yayın için matbaaya gönderiyorlardı. Tàbi bu ilgili arkadaşların arasında mıydı bilmiyorum ama hemen alıp okumuş ve kendisi de tıpkısını yazmaya karar vermiş olmalı.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER