Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Teknoperest olmayın…

Bu haberin fotoğrafı yok

Gençler… Sözüm evvelâ sizleredir!.

Sakın ha, cahiliye devri insànlarının putperestliği gibi sizler de gelişen teknolojiye tapmaya kalkmayın, teknoperest olmayın…

Teknoloji çağlar boyunca hep var olmuştur. Zira Allah insàna çıplak tabiatı değiştirip elverişli yaşam alanları açma kudret ve ilhamını vermiştir. Hiçbir mahlûkta (tam işlevsel olarak) el yoktur. El adeta aklın uzantısıdır ve álet yapar. Bu Allah’ın yalnızca insàna ihsanıdır.

Teknoloji insànoğlunun eseridir. Tıpkı putlar hakkında Hz. Ömer’in  (radiyallahu anh) gülerek anlattığı gibi, «Cahiliye» önce helvadan putlar yapmış, sonra acıkınca onları yemiştir.

Teknoperest de böyledir. Teknolojiyi adeta tanrılaştırır sonra “bu makine, falan icad benim eserimdir” der. Tam bir komedya, hattâ trajikomik bir hal.

İnternet basit bir iletişim ağıdır. Radyo frekansları üzerinden yapılan iletişim (radyonun icadı) yerinde saymamış, akabinde televizyon icad edilmiştir aynı prensiplerle.

Çağımızda ise internet (sanal ağ üzerinden bağlantılar) bütün bunların pabucunu dama atmış, tahta oturmuştur. Fakat nihayetinde internet de basit bir kul icadıdır. Hepsi Allah’ın insànoğluna lutfettiği aklın eseridir.

Mısır Medeniyeti’nde firavunların yaptırdığı piramidleri basit şey mi sanırsınız? Erich von Daniken onları ve benzeri kadim yapıları incelemiş ve öyle şaşırmıştı ki, 1968’de yayınlanan eserine «Tanrıların Arabaları» adını verdi. Teknoperest zihniyette olmasa idi, «Kadim Teknoloji» falan gibi bir isim vermesi daha münasip olacaktı.

Günümüz insànını teknoloji ile avlıyorlar. Hasseten gençleri. Gençlik bu sahada bizden hayli ileri olan Batı’nın avı oluyor. Madem ki Batı’da teknoloji bu kadar ileridir, o hâlde Batı üstündür. Bu formel mantık hatası günümüz gençliğinin sapıtmasına sebep faktörlerin başında gelir.

Oysa bu tarihi açıdan da hatalıdır. Teknoloji ilk insàndan günümüze kadar sürekli gelişmiş, zirveye ise Batı’da değil, «Büyük Doğu»da çıkmıştır. Batı Doğu’nun icadlarını bir bir çalmış, biraz cilalamış ve kendi isimlerini vererek kendi yapmış gibi piyasaya sürmüş, kendine maletmiştir.

Batı medeniyeti, «Büyük Doğu»dan çaldıklarını yine Doğu’ya satmıştır. Bu hazin hikâyeyi misâllendirme işini size bırakayım, zira hepinizin hemen aklına gelen en az on misâl olmuştur.

Bendeniz burada sadece El-Cabir (Cabir bin Hayyan) diyeyim. Matematikten astromi ve fiziğe, felsefeden eczacılık ve fizik tedaviye el atmadığı saha bırakmamıştır. Biz daha El-Cabir’den bile bihaberiz.

İtiraz edenlere soruyorum, «Büyük Doğu»da kaç kişi Cabir bin Hayyan hakkında kaç satırlık malûmata sahiptir.

Sorulara devam: Dünya’nın en büyük kütüphanesi nerededir, kaç kitap vardır orada. Bizde İstanbul’daki büyük kütüphanede kaç eser vardır?

Okumayan câhil kalır. Câhil çabuk kanar firavun sihirbazlarının civa ile cilalı urganları yılan göstermesi gibi şeylere hayranlıkla bakarlar…

Gençler bolca okuyun. Fakat faydalı, hayırlı kitapları okuyun. Önce dininiz hakkında sağlam bilgi sahibi olun. Batı’lıların ve onların hayranı kişilerin yazdıklarını sonra okuyun.

Gençler teknoloji mucitlik sahasındaki bir modadır desem başım ağırmaz. Zira gelir geçer. Kalıcı olan teknolojiyi kendisine hizmet ettiren ilimdir.

Âlim, ilim sahibi kişidir. Lâkin âlim bilgileri (Kur’ân tâbiriyle) “kitaplar yüklü merkepler gibi” taşımaz. Bilgiyi yoğurur, hayırlı hale getirip sunar. Yàni âlim teknoperest olmaz aklını kiraya vermez. 04.06.2024