Özcan’a göre, “Faiz düşerse enflasyon da düşer” mantığıyla yola çıkılarak başlatılan politikalar, TL’nin değerini önemli ölçüde düşürdü. Bu süreçte dönemin Hazine Bakanı, ekonomi politikalarını bilimsel ve mantıklı bir zeminde yürütmek yerine, farklı yöntemlere başvurdu. Özcan, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin “arka kapıdan” satıldığını ve bu durumun Türk ekonomisine zarar verdiğini vurguladı.
Ek olarak, uluslararası swap kanallarının kapatılması ve TL’ye karşı pozisyon alınmasının engellenmeye çalışılması gibi adımların da ekonomik dengesizlikleri derinleştirdiğini belirtti. Bu politikaların sonucunda Türkiye, tarihi düzeyde yüksek enflasyon oranlarına, bozulan bir gelir dağılımına ve artan yoksulluk ile açlık sorunlarına maruz kaldı.
Serkan Özcan, yaşanan bu sürecin Türkiye ekonomisi için ibret verici olduğunu ve radikal değişikliklerin şart olduğunu dile getirdi. Ekonomist, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını ve hızlı müdahaleler gerektirdiğini savundu.