TÜSİAD kanunî (yasal) bir Türkiye derneği. Lâkin iştigal sahası, dernek (isim) kısaltmasındaki harflerin açılımı (başkanının son açıklamasıyla) halkı “acaba aslı gerçekte nedir?” diye düşündürmeye başlamış.
İşe biraz mizah (ya da ironi) katmak için şıklara ayırdım. TÜSİAD nedir?
a) Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği
b) Tüm Üretici ve Satıcı İşportacı Adamlar Derneği
c) Türk Üzüm Satan İş Adamları Derneği
d) Türkiye’yi Satan İş Adamları Derneği
Evet, «D» şıkkını koyu yazmış olmama rağmen, aldanmayıp doğru şıkkı bildiniz: «A» şıkkıydı doğru cevap.
Fakat son zamanlarda feminist bacılarımız güçlenmiş, “neden her yerde erkek hâkimiyeti? Yok bilim, yok iş adamı deniliyor, biz kadınlar insàn değil miyiz?” dediler, erkekler boyun büktü, tüm ibâreler değiştirildi «adam» yerine «insàn» kullanıyoruz artık…
İnternette aratıp, açılımına bakın, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği olarak değiştirildiğini göreceksiniz. Pekâlâ neden hálâ TÜSİAD kısaltması? Neden TÜSİİD falan yapılmıyor?
İki şık var: Birincisi, TÜSİİD yaparlarsa sonu İD diye bitse de İT gibi anlaşılabilir diye olabilir. İkincisi, (günahlarını almayım ama) MÜSİAD diretmiş olabilir. Tabiî, bunlar bencileyin. Doğrusunu onlar (daha iyi) bilir.
Ben değiştirmediklerine sevindim. Şu son açıklamadan sonra bizim «D» şıkkı resmen güme gidecekti. İyi ki böyle kalmış…
MÜSİAD, hálâ Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği. Aferin, TÜSİAD gibi feminist bacılardan korkmamışlar. Ne de olsa müstear (!) olarak, «Müslüman Sanayici ve İşadamları»dır onlar.
− Yahu sadede gel, nereden çıktı şimdi bu TÜSİAD, MÜSİAD’lar falan?
Şu bunaltıcı günlerde ciddîyete davetinize teşekkür etmeyeceğim ama tamam, sadede geleyim:
Bay başkan Orhan Turan, dün bahsekonu derneğin Yüksek İstişare Kurulu toplantısında, “Büyüme kalkınma için tek başına yeterli olmuyor, maalesef fakirleşerek büyüyorsunuz…” diyerek iktidara çemkirmiş.
Tabiî reis Erdoğan da Grup Toplantısı’nda, TÜSİAD başkanına haddini bildirmiş, İsveç ve Finlandiya (NATO üyeliklerini veto edişimiz) hakkında söylediklerine de (haklı olarak) iyi bir fırça kaymış.
“TÜSİAD’ın başına geçen… Dış politikada sen bize ders veremezsin. (…….) Dün bir bugün iki, ne oldu ki bu iktidara ders vermeye kalkıyorsun, önce haddini bil. [Vereceksen ekonomi dersi ver] (…….) İsveç, Finlandiya’ya karşı tavır alıyoruz. (…….) sokaklarında terör örgütleri cirit atarken biz onlara kapılarımızı mı açacağız?”
TÜSİAD’ın çiçeği burnunda taze başkanı Orhan Turan, bu yıl Mart Ayı sonunda görevi Simone Kaslowski’den devralmıştı. Evvelinde ODE Yalıtım Yönetim Kurulu patronu ya da başkanıymış.
Başkanlığı döneminde ODE, şirket mottosunu “Insulates the Future” yàni “geleceği yalıtır” diye değiştirmişler. Bazı şeyler ipuçlarına haizdir: Geleceğimizi yalıtmıyor mu bu (gizli) devlet başkanları?
Ayağının tozuyla, “Gençlere [iktidardan kurtulup] hayallerini gerçekleştirmelerini sağlayacak bir Türkiye’yi inşa etmek hepimizin sorumluluğudur. (…….) yol haritasını tartışacak, yeniden biz olabilmek için [bir türlü düşüremediğimiz Erdoğan’a rağmen] ümidimizi asla kaybetmeyeceğiz” dememiş miydi?
Garibanlara “paran kadar konuş” diyenler biz değil miyiz? Neden kızıyoruz ki? Beyler, adam para babalarının yeni kralı…
Seçileli ikibuçuk ay olmuş palazlanmış. “Büyüme kalkınma için tek başına yeterli olmuyor, fakirleşerek büyüyoruz” diyor. Para babası olmak kolay mı, kapitalist sistem devlet içinde devlet yapar adamı.
Hal böyle olunca da her konuda konuşur, NATO ayarı da verirler. Ekonomi zaten onlardan sorulur…
Neyse, sakın ha bunların dümen suyuna girip para için şu elimize geçmiş, cumhuriyet tarihimizin en büyük fırsatını tepmeyiniz. Kendi adıma iki öğüne düşürdüm yemekleri. Necip milletimiz fazlasını yapar. Dişimizi sıkarız. Sakın ha, vebáli ağırdır, hem halk hem Allah indinde. 16.06.2022
YORUMLAR