Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hilal Yıldırımhan

VİCDAN

                            VİCDAN

Yazımızın konusu “Vicdan “ olunca Gazze’de yaşanan soykırıma ve Gazze çocuklarına değinmeden geçmek olmazdı. Gündemde tutmak adına yerinde olacaktır.

Bugün İsrail’in Gazze halkına soykırımın  270. günü .

Gazze’nin Savaş mağduru yetim ve öksüz çocuklarına neyi özlüyorsun? Soruldu. Cevaplar masumiyetleri gibi masumdu..

Verdikleri cevaplar. Lunaparkı özlüyorum, okulumu, okul çantamı, bayramlık kıyafeti, ailemle bir arada olmayı, güvende olmayı, yaz aylarını diye cevapladılar.

En çarpıcısı bir çocuğun güvende olmak istemesi . Hani meşhur ihtiyaçlar hiyerarşisinde ikinci sırada olan güvenlik ihtiyacı.(Beden ,iş, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği).

En temel sıkıntıyı kavrayan o küçük çocuğun yaşadığı dehşet, güvenlik ihtiyacının karşılanmadığında kendini tehdit altında hissedip diğer bütün ihtiyaçlarına odaklanamayacağını öğrenmişti.

Gazze’de yaşanan katliama dünyada milyonlarca insan reaksiyon göstermektedir. Vicdanın din, dil, ırk gözetmeyerek  bireyin kendi iç denetimi ile inandığı değerlere uygun davranabildiği muhakkaktır. Bu gösteriyor ki iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırmakta vicdan iyi, fıtri bir yol belirleyicisidir.

“İnsanı fıtrat üzere yaratılmış “ Hadisi insanın, iyilik ve kötülük ayrımını yapabileceği şekilde yaratılmış olmasını doğrulamaktadır.

Şems süresi 7/8/9/10 . Ayetler “ Nefse ve ona düzen verene. Ona kötü ve iyi olma yeteneklerini yerleştiren ki nefsini arındıran elbette kurtulmuştur. Onu kötülüklere boğan da ziyan etmiştir.

Özetle insanın ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçme becerisi yaratılışta vardır. Önemli olan hangisini tercih edeceğidir. Fıtri olan vicdanın öngördüğü iyiliği mi? Yoksa dürtüsel olan kötülüğü mü?

Yaratıcının belirlediği emir ve yasaklarda bir rehber yol göstericidir. İnancınıza olan sadakat ile iyilikle kötülüğü birbirinden ayırmaya başladıkça ahlaki gelişim ve manevi güç sağlanır.

Her şeyden önemlisi tüm vicdan sahiplerinden farklı olarak yaratıcının emri üzere iyilik ve kötülük ayrımı yapan , vicdanlı insandan terfi edip vicdanlı mümin olur.

Vicdan sahibi veya vicdanlı mümin olarak bu iç denetim ”iç ölçü “haline egodan bağımsız açık olunmalıdır. Zira kalplerin mühürlenmesi ve hakikate kör ve sağır olunması kuranın diliyle kaçınılmazdır.

Bakara 7. Ayete göre “Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.”

Kötülüğü tercih edip yoldan sapanların kalpleri mühürlenmektedir.

Psikolojik vicdan şuur halinde iyilik yapmaktan sevinç, kötülük yapmaktan ıstırap duyan ahlâkî tutum bir egzersiz gibidir. Bıraktığında kalpte katılaşma, hak görme, suçlama, reva görme tutumu normalleşir. Bu hal tamda kalbin mühürlenmesidir.

Tövbe, böyle bir vicdanî hesaplaşmanın ürünü olarak Allah’ın kuluna açtığı  mağfiret kapısıdır.

İnanıyorum diyenlere vicdan, dünya üzerindeki tüm vicdanlı insanlara mümin olmak nasip olsun.

 

 

Selam ve saygılarımla.

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER