Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halit Korkmaz

Yeni Bataklık Ukrayna

Yeni Bataklık Ukrayna

Dünyada var olan sistem çatırdıyor.

Mazlum milletleri sömürmek ve onlara söz hakkı tanımadan bütün yetkileri kendilerinde toplayan beş sömürgeci devletin kurduğu sistem daha da derinleştirilmek üzere yeniden revize edilmek isteniyor.

Yaklaşık bir ay önce Ukrayna’da savaş çıkar mı çıkmaz mı diye tartışılırken bugün “taktik kontrollü nükleer bir savaşın” çıkabileceğine dair yeni bir vehametin dünya gündemine  oturtulduğunu üzülerek müşahâde etmekteyiz.

Kazananın olmayacağı Rusya-Ukrayna savaşında amaçlanan nedir?

Bu savaş kapitalizmin daha geniş çevreleri etki altına alıp “derin sömürü” yapabilmek için başlattığı bir taktik  savaşıdır!

Hür dünyayı temsil eden Batı kulübünün yanında devlet kapitalizmini temsil eden Rusya’nın birlikte başlattıkları bir savaştan ibarettir.

Daha şimdiden ABD’nin silâh satışlarında patlama yaşanmaktadır.

Sırbistan başbakanı Rusya korkusundan “asla NATO’ya girmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.

Rusya, “yapıcı yıkım” yapıyoruz açıklaması ile entellektüel bir züppe olduğunu kanıtladı.

Kendi silâhını üretmeyip tedbir alamayan milletleri ortadan kaldırıp köleleştirecek yeni bir sistemin başlangıcına tanıklık ediyoruz.

Batı kulübü dünyayı tek başına sömürecek, zulmedecek bir sistemi yeniden asla kuramayacaktır.

Soğuk savaş Batı bloku ile Sovyetler Birliği önderliğindeki Doğu Bloku ülkeleri arasında yaşanan 1947’de başlayıp 1991’de sona eren uluslararası siyasi ve askeri gerginliğin hitamında Müslüman coğrafyalar ve üzerinde yaşayan halkların hedefe konularak hegemon güçlerin birbiri ile savaşmadan mezkür coğrafyalarda fütursuzca kan akıttıkları sömürü düzeninin adıdır.

Sisteme hakim hegemon güçlerin kazananı veya kaybedeni olmaz, stabil üst seviyelerini hep korurlar.

Sistem 1991’de zayıf halkası olan Sovyetler Birliği’nin yarıştan kopmasıyla son bulmuştur.

Bu gün ise Batılı aydınların “yahu durun, ne yapıyorsunuz, bunlar bizim gibi sarı tenli ve Kiliseye giden insanlar” deyip hayret belirttikleri Rusya-Ukrayna savaşının Hristiyan coğrafya ve üzerindeki halklardan seçilmesi, tıkanan emperyalist  sistemin iflâs eden şirketlerine ait üretimlerin istif edildiği depolardan çıkartılıp  satışını sağlamak üzere yeni dünya sisteminde, yeni bir versiyonla yüksek kâr ve sömürü düzeninin kurulma çaba ve gayretinden ibarettir.

Yeni dünya sisteminde boy gösteren orta halli ulus devletlerin kapitalistleşmek üzere sisteme ayak uydurarak faaliyetlerini sürdürdüğünü görmekteyiz.

Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser!

Savaşların siyasi ve askeri hedefleri vardır.

Adalet ve insaftan yoksun dünya sistemi, son  yüzyıl boyunca  sömürdükleri dünya mazlum milletleri karşısında bugün birbirleri ile savaşacak De facto (fiili) duruma gelmişlerse dahi programlanacak muharebeler kendi toprak ve hinterlandlarından uzakta tutulacaktır.

Ukrayna’da olduğu gibi.

“Sistemik krizler” Anglo Amerikan çıkışla Avrupa, Avrasya, Çin ve Rusya gibi blokları etkileyerek mevcut fay hatlarını tetiklemesi sonucu yaratılan suni deprem Ukrayna’da  kendini savaş olarak ortaya koymuştur.

Ukrayna savaşı ve bu savaşın tetikleyebileceği muhtemel savaşlar dünya sisteminin sonuna gelindiğini, sistemin artık kendi kendini yürütmesinin mümkün olmadığını ortaya koyan belirgin karinelerin göstergesidir.

ABD’nin Rusya’yı kışkırtması, Rusya’nın da yaptığı programlar çerçevesinde kendine vazife çıkararak egemen bir devleti işgale başlaması normal bir dünyanın ürünü olmayıp kurulacak muhtemel tahterevallinin  kanatlarından birini oluşturacaktır.

Evet, dünya yayık gibi çalkalanıyor!

Her ayrıntı ince planlarla uygulamaya kondu.

Petrol 130 dolara dayandı!

ABD’nin 1991’de Irak’a gerçekleştirdiği operasyonda füze ve bombaların sivil insan ve bebeklerin üzerine nasıl yağdığını ve vâki teknolojik imkânlarla atılan bu bomba ve füzelerin insanlığa ilk kez naklen izlettirildiğini  unutmayalım.

Bu füzeleri atanlar bilimde ilerlemiş, demokrasi ve insan haklarını dünyaya her kertede övünerek sunan merkezlerdir.

Bir yalanın ardından başlatılan bu cani savaş neticesinde, bebeklerin öldürülmesi yanında binlerce kadının ırz ve namusuna el atılarak yıkılan Irak devleti hâlen can çekişmeye devam etmektedir.

ABD’nin Irak  savaşı; insanlığın, insanlığının büyük bir bölümünü naklen ve canlı yayında  yitirdiği savaşın adıdır.

Aynı şekilde Ukrayna’da  canice bir saldırı ile sözüm ona Rusya “biz aynı ırkız” dediği halkın, sivillerin ve çocukların üzerine bombalar yağdırırken NATO’nun Ukrayna’nın hava sahasını kapatmayacağız açıklaması Rusya’nın rahatlamasına  neden olan ve doğru yoldasın devam et mesajı taşıyan açıklamalarından birini oluşturmuştur.

Bu mesaj Rusya’ya Ukrayna coğrafyası savaş için sana açıktır anlamı taşımaktadır.

Buna rağmen Rus ordusu savaşamıyor!

Orta Doğudan, Çeçenlerden, Suriye’den ve boşta kalmış işsiz savaşçılardan medet umar halde!

Ukrayna savaşı sistemik kriz neticesinde tıkanan kapitalizmin önünü açmada manivela görevi görecek yeni bir ekonomik yapının kurulması için atılan radikal bir adımdır.

I.Dünya savaşı sonrasında sanayileşmenin, teknolojik genişlemenin, köyden kente göçün ve sosyalleşmenin meydana getirdiği olgular ve geliştirilen normlar sayesinde oluşan medeniyetin günümüzü tarif etmesi gibi Ukrayna savaşı sonrasında başlayacak yeni dünya ile kurulacak yeni medeniyetlerde oluşacak yeni dünyayı hep birlikte idrak edeceğiz.

Süreç hızla sürdürülmektedir.

Bir yıl önce Pasifik’te veya Doğu Akdeniz’de savaş çıkar algıları ile dünya diplomasisi oyalanırken Rusya’yı yanlarına çekmeye çalışan ABD ve Çin’in kendi coğrafyalarından uzakta Rusya’yı aralarında tost yapıp savaşa sürüklemeleri manidardır.

Esas rekabet ABD-Çin rekabeti olup asıl ve önemli olan soru ise bu rekabetten önce Rusya’yı ne yapacağız sorusudur.

Dünyayı yöneten güçlere  finansal destek ve kaynak sağlayan belirleyici ailelerin Avrupa’ya yukarıdan aşağı bakan nükleer güce sahip bir Rusya olduğu müddetçe ABD-Avrupa çekişmesinin her iki taraf için tehlike doğuracağını deklare edip “Batı” olarak hareket etmeleri, NATO gibi savunma paktları etrafında yek pare set oluşturmaları halinde güçlü kalınabileceğini ortaya koymaları manidardır.

Batı, Rusya ile nasıl bir diplomasi kuracağına bir türlü karar verememektedir.

Batı kulübünün dünyaya dair deklare ettiği görüşler vücut bulamazken zayıflayan ekonomilerinin yanında ortaya çıkan milliyetçi akımları destekleyen Rusya, Avrupa’nın  iç sistematiğinin bozulmasına sebebiyet vermesini bilmiştir.

Diğer taraftan, aşı karşıtı hareketleri destekleyerek Avrupa’nın siyasi ve sosyal bütünlüğünün bozulmasına neden olmuştur.

Batıya bağlılık ve sadakat para etmeyip tersine işlemeye başlamıştır.

Rusya, NATO’nun farklı ülkeleri ile ekonomik, askeri ve sosyal alanlarda diyaloglar geliştirerek pakt içerisinde ki birlik ruhunu atomize edip kurum içerisindeki ayrılıkçı davranışların açı yaparak büyümesine sebebiyet verdi.

NOTO’nun yek vücut bir kurum olmayıp, 30 üyeden oluşan bir pakt olması ve içinde  Türkiye, İtalya ve Fransa gibi özel konum ve diplomasilerini çekinmeden ortaya koyan köklü ve soylu ülkeleri barındırması, ileriye matuf siyasi ve ekonomik icraatlarında  anılan ülkelerin kendine has diplomasilerini icra ederlerken doğacak fikir ayrılıklarının entegre edilmesi kolay olmayacaktır.

Batı çok güçlü ve uyanık gözükse de aslında batı uyumuyor, batı öldü!

Batı’nın önce kendini Batı’dan kurtarması gerekir.

Şimdi üzerinde fikir yürütülmesi gereken çok ciddi bir karar var.

Kurulacak yeni dünya sistemi için başlatılan Ukrayna savaşı genişletilerek mi yola devam edilsin yoksa, savaş sonlandırılıp siyasi ve ekonomik çekişmelerle soğuk savaşla mi sürdürülsün?

Yeni siyasi kararlar bu iki yoldan birini tercih edip yoluna devam edecektir.

Ukrayna krizi muvacehesinde NATO etrafında konsolide olan ABD ve AB’nin siyasal birliğinin gönüllü olmadığı ve zoraki bir birlikteliğin ortaya konulduğu açıkça görülmektedir.

Diğer taraftan Rusya ciddi maliyetler ödemektedir.

Savaşın ekonomik maliyeti Rusya için kolay kolay geçiştiremeyeceği bir seviyededir.

Rusya önemli sayıda nüfus maliyeti ödemektedir.

Rusya’nın elit tabakasından sanat, siyaset, iş insanı ve meslek erbabı insanlar göçe başlamıştır.

Sadece Türkiye’ye göç eden Rus vatandaşı sayısı yüz bine yaklaşmaktadır.

Diğer taraftan Batı bankalarında ki Rus tahvilleri 140-150 dolardan 15-20 dolarlara düşmüş durumdadır.

Bu durum yaşanan çöküşün ciddi bir kanıtıdır.

Bu kerre, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna-Rusya savaşının “nükleer çatışma olasılığı” doğurduğu iddiasını basına deklare etmesi tırmanma şeridindeki viteslerin yükseltilip gaz pedallarının köklendiği manasını ortaya koymaktadır.[1]

Batı ile Rusya arasında Ukrayna toprakları üzerinde  oluşan sınır hatlarına her iki tarafın aşırı derecede kuvvet yığmaya başlaması, sol kroşesı (nükleer gücü) güçlü fakat ayak ve bel kasları zayıf Rusya’nın uzun süreli bir savaşa dayanamayacağı ve buna nispet “nükleer” silâhlarla karşılık verebileceği düşüncesini ortaya koymaktadır.

Nükleer savaşın en önemli eşiği bombayı ilk patlatanın galip geleceği tecrübesinin var olması korku eşiğinin yükselmesine sebebiyet vermektedir.

Kıt kaynaklarla yürüyen ekonomisinin üzerine binen yeni savaş maliyetlerini Rus halkının absorbe etmesi pek mümkün gözükmemektedir.

Rusya-Ukrayna savaşının birinci kaybedeninin Ukrayna, ikinci kaybedeninin Rusya, üçüncü kaybedeninin Avrupa, dördüncü kaybedeninin ABD, beşinci kaybedeninin İngiltere olduğunu söylemek yerinde tespit olacaktır.

Kesin kazananların ise Çin ile birlikte  İran olduğunu söyleyebiliriz.

Güç odakları değişmedikçe Jeopolitikte değişmez.

Kaosun nedeni paranın sevilip insanların kullanılmaya meyilli olmalarıdır.

 

Saygılarımla.

 

 

Kaynakça.

1-)https://www.haberturk.com/bm-genel-sekreteri-guterres-ten-nukleer-catisma-uyarisi-3375564

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER