Dr. Kızıl, yaptığı açıklamada, insanlarda Alzheimer riskini %71 azaltan bir genetik değişimi ve bu değişimin etki mekanizmasını açığa çıkardıklarını belirtti. Bu bulgu, milyonlarca insanı hastalıktan koruyabilir ve Alzheimer’ın önlenmesi ve tedavisinde yeni yollar sunabilir.
Araştırma, Columbia Medicine, Stanford Üniversitesi, Yale Üniversitesi, Mayo Clinic gibi prestijli enstitülerden araştırmacıların katkılarıyla gerçekleştirildi. Dr. Kızıl, çalışmanın, Alzheimer’a karşı genetik bir direncin varlığını kanıtladığını vurguladı.
APOE adlı bir proteinin, Alzheimer hastalığı riskini artırdığı biliniyordu. Ancak, Dr. Kızıl’ın ekibi, Fibronectin adlı başka bir proteinin, bu riski azaltabileceğini keşfetti. Fibronectin, kan-beyin bariyerinin koruyucu katmanının bir parçasıdır ve aşırı birikimi Alzheimer hastalığının ilerlemesine katkıda bulunur. Ancak, belirlenen genetik varyasyon, bu birikimi engelleyerek beyin hücrelerini korur ve Alzheimer’a karşı direnç sağlar.
Araştırma, on binlerce insan üzerinde yapılan klinik çalışmaların yanı sıra zebra balığı üzerinde yapılan deneylerle desteklenmiştir. Zebra balığı modelleri üzerinde yapılan deneyler, fibronectin seviyesinin, Alzheimer hastalığını tetikleyen amiloid plaklarının temizlenmesini kolaylaştırdığını göstermiştir.
Bu buluş, Alzheimer hastalığı araştırmalarında yeni bir dönemin başlamasına ve milyonlarca insanın yaşam kalitesinin artırılmasına yol açabilir. Genetik biliminin hastalıkların anlaşılması ve tedavi edilmesindeki önemini bir kez daha ortaya koyan bu keşif, Alzheimer hastalığının tedavisi için umut vadeden yeni ilaçların geliştirilmesine öncülük edebilir.