YİRMİBİR YILIN MUHASEBESİ

AK Parti 14 Ağustos 2001 yılından bu yana sahnede. Sayın CB – Erdoğan, kurucu genel başkan olarak böyle bir kutlama gününde elbette hataları anlatacak değildi.

Sayın cumhurbaşkanı, “14 Ağustos 2001’de hangi heyecanla yola çıktıysak bugün de aynı heyecanı yüreğimizde taşıyoruz. Türkiye’ye hizmet davamızdan asla geri adım atmadık, atmayacağız. Nice yıllara AK Parti” diyerek, partisine desteğin devam etmesini istedi. Bunda anormal bir şey yok.

Fakat bizlerin, topluma rehberlik iddiasındakilerin bir şeyler dememiz, yalakalık yerine tenkid ağırlıklı fakat mutlaka pozitif (yapıcı) temennilerimizi bir muhasebe gibi arz etmemiz gerekir.

İktidar partisinin (her senesi ayrı değerlendirilecek) koskoca yirmi yılının muhasebesini bir yahut iki yazıda yapabilmek muhaldir. Esasen bunu bizzat partinin dürüst bir şekilde yapması ve hattâ rapor halinde kamuya da arz etmesi gerekir. Böyle bir şey Türkiye Tarihine bir ilk olarak geçer ve bu fakire göre Ak Parti’nin fevkalâde lehine olurdu.

Koskoca yırmi yıl… Dile kolay. O gün doğan çocuklar iki senedir reşit. O gün Türkiye nüfusu 68 milyon iken, bugün 85 milyona dayandı. Yàni Ak Parti’nin iktidara geldiği günlere nisbetle yüzde 25 arttı. (1,65 x Yunanistan nüfusu)

Eli kalem tutanlar iğneyi kendilerine, çuvaldızı iktidar partisine batırsınlar.

− Yahu onlar fert, iktidara talip parti değiller ki?

− Tamam o hâlde iğneyi iktidara talip partilere çuvaldızı Ak Parti’ye batırsınlar.

Her tenkidde mukayese vardır. Yàni tenkid mesnedsiz olmaz.

Tenkid kökü «NAKD». İyisini kötüsünden ayırmak, bir şeye uzunca bakmak, ayıplamak, muâheze, gıybet etmek, temizlemek, kötü kısmını atmak gibi geniş bir mánâ yelpazesi var. Zengin Türkçemizdeki bu kelime, kritik, eleştirmek gibi daha ziyâde menfi ciheti öne çıkan kelimelerle mánâ kaybına uğradı.

Tenkid, muhasebe ve muhâkeme işi, faili münekkit.

Samimi bir tenkit, bir fikir veya konu hakkında, hak ve gerçeğin ortaya çıkması için, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan temyiz ve insanları kötü sonuçlardan sakındırmak maksadıyla yapılır.

Tenkidin ölçüleri vardır. Mukayese bu ölçülerle yapılan inceleme, araştırma ve değerlendirmeleri esas alır. Şöyleyken böyle oldu gibi sonuçlar ortaya koyar. Sonuç olumsuz olabileceği gibi olumlu da olabilir.

Ak Parti özeline dönecek olursak…

Şu çağda bile hálâ -Atatürk’ün ölümünden sonra gizli yahudilerce fabrike edilmiş Kemalizm gibi- bir resmî ideolojisi olan Türkiye’de, Ak Parti yirmi sene iyi dayanmıştır. Bu hem Türkiye, hem dünya siyasî partiler (demokrasi) rekoru.

Pekâlâ böyle olması mı yoksa meselâ ABD’deki gibi bir hükûmetin 8 sene ile sınırlı olması mı daha iyidir? Tartışılır ve bazıları, “halk halinden memnunsa sınırlama gereksiz” de diyebilir.

Fakat mesele de buradadır. Halk halinden memnun değilse hükûmet “pekâlâ bize müsaade” mi diyecek? Ya da halk memnuniyetsizliği nasıl belirtecek? Anketlerle mi? Toplu gösteriler, isyan nümayişleriyle mi?

Milletvekili adaylarını bile liderlerin belirlediği bir düzende bu mümkün mü?

Demokrasisi on senede bir gelen askerî darbelerle inkıtaya uğramış Türkiye’de bir İngiltere demokrasisini tesis edebilir miydik?

Ak Parti muhasebisini yeri geldikçe yaptık, yapacağız da. Zaten bugünlerde sanıyorum bolca okursunuz, hasseten «yıkıcı tenkid» türündekileri.

Ne pandeminin getirdiği olumsuz şartlar, ne Ukrayna Savaşı bazı münekkitlerin umurunda olmayacaktır.

Her neyse, biz şimdilik genel hatları çizmekle, muhterem münekkidlerimizi adalet ve insafa dâvetle iktifa edelim.

Takdir milletindir. Ne yandaşlık ne kindaşlık ölçü değildir. Samimiyet, insaf ve adalet… Yalnızca bu üçlü hakikate ulaştırır. 15.08.2022