Güzellik, muvaffakiyet, hayırlı işler büyük bir sabır ve sa’y (mesai, gayret) ister. Cenâb-ı Allah, «Asr Sûresi»nde bu gerçekliği yarattığı kâinat ve insànın sırlarından biri olarak (fakat) mübîn (pek açık, sarih) bir şekilde mü’minlere bildirir:
“Andolsun asra ki, muhakkak insan kat’î bir ziyandadır. Ancak îman edenlerle, güzel güzel amel (ve hareket)lerde bulunanlar, bir de birbirine hakkı tavsiye, sabrı tavsiye edenler böyle değil (Onlar ziyandan müstesnadırlar).”
Akıllı Müslüman hüsrana (Allah indinde ziyana) değil, hidayete taliptir, şerre (kötülüğe) değil hayra koşar, hayırlarda yarışır. Salih ameller işler, bu güzel işleri mü’min kardeşlerine de tavsiye eder, bırak âilesinden birinin milletinden tek kişinin bile Cehennemlik olmasını asla arzu etmez.
O yüzden samimi bir Müslüman, güzellikleri, kurtuluş ve saadeti tavsiye eder, etmelidir fakat bunu sözden ziyâde, lisán-ı hâl ile yapmalıdır önce. Ve dahi akıllı kişi bütün bu işlerde muvaffakiyet için duâ eder, Allah’ın inayetine talip olur.
Böylece قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ “Kul mâ ya’beu bikum rabbî levlâ du’âukum” (Furkan, 77: “De ki: «(Şedâid=zahmet,sıkıntı zamanlarında kendisine) duâ ve (iltica)nız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?”) tehdidinden de kurtulur.
* * *
Osmanlı hanım şairlerimizden Fıtnat Hanım’ın, “şiirle duâ” mahiyetindeki “Her umûrun Hazret-i Hak hayra tevfîk eyleyip / Mesned-i devlette dâim ola tâ rûz-i kıyam” mısraları meşhurdur. Bugün millet size böyle duâ ediyor, hakşinas olunuz.
Fitnat hanım bir başka beytinde ise, “Kanâat kûşesin cây eyleyenler ağniyâdandır / Gınâ-i kalbe mâlik olmak elhak kimyâdandır” (Kanâat köşesini tercih edenlerdir asıl zenginler. Gönül zenginliğine sahip olmak, -emin olun- kişinin kimyasında, yàni tabiatında, cibilliyetindedir) der.
Viranşehir Cumhuriyet Savcısı Eyyüp Akbulut’un, Türkiye’deki koronavirüs sürecinde atılan adımlarla ilgili yayımladığı video içtimâî muhâbere zeminlerinde gündem oldu.
Savcı Akbulut, alınan korona tedbirleriyle ilgili İl İdaresi Kanunu’nun zikredildiğini ve işlemlerin 11C ve 66. Maddelere istinaden yapıldığı görüşüyle itirazda bulunmuş:
“Fakat bir kanunda ‘Vali gereken tedbirler alır’ denilmesi kısıtlamalar için bir şey ifade etmez. Yoksa (böyle olursa) vali bizlere aklımızın almayacağı şeyler de emredebilir. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında dar yorum esastır. Kanunilik ilkesi caridir. Bunu (kısıtlamaları) o kanuna istinaden yapamazsınız” diyor.
Merhum Ord. Prof. Ali Fuad Başgil hocamız, “Otokrasilerin mesnedi kuvvet, demokrasilerinki ise serbest rey ve rızâdır” der. Sayın savcı muhâlif bir kelâm etti diye otokratik bir tavırla görevinden azli (açığa alınması) haknâşinaslıktır. (Muhalifin doğru da olsa kabul edilmemesi, saygı görmemesi, hak ve hukukun çiğnenmesi hali)
Gerek aşılamada, gerekse sokağa çıkma yasaklarında aşırıya giden zorlamalar kamu vicdanında müsbet tesir bırakmıyor. İnanın millet burnundan solumaya, öfkelenmeye başladı.
Zaten dört taraftan saldırı altındasınız. Millî desteği kaybettirecek her işten Koronadan kaçar gibi kaçacaksınız. Millet sizi, her türlü iftiraya, provokasyona ve komplo teorilerine rağmen destekliyor ve siz onlara tahakkümvari davranıyor, hakkı dile getirenleri cezalandırıyorsanız bu elbette haknâşinaslıktır.
Dost acı söylermiş. İlaç dahi acıdır. Temkinli olmak, tedbir almak elbette iyidir lâkin ifrat ve tefrit prensibini asla unutmamalıyız. Daha da önemli olan ise hakşinâslık ve kul hakkıdır!. 23.05.2021
YORUMLAR