Fertlerin ve milletlerin hayatında bazı tarihî mühim günler vardır. Ferdî olarak en basitinden, insànlar doğum günlerini önemli addederler.
Milletlerin hayatında da öyle günler vardır ki «doğum günü» gibi kutlansa yeridir. Türkler ve İslâm âlemi için, İstanbul’un Fethi, İstiklâl Savaşı galibiyeti gibi…
Bunlar mühimdir fakat bir de üzerinden büyük bir belânın kalktığı günleri vardır milletlerin… O günler ise, bir süre «yas günü» olarak, sonrasında «doğum günü» gibi şenliklerle kutlanır.
ABD destekli FETÖ Terör Örgütü’nün milletimize karşı kalkıştığı 15 Temmuz Darbe’sinin milletçe savuşturulduğu gün gibi.
Bu nedenledir ki, 29 Ekim 2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6752 sayılı kanun ile 15 Temmuz (günü) «Demokrasi ve Millî Birlik Günü» olarak resmî tatil ilân edildi.
Buna «Bayram» günü gibi bakılabilir mi?. Bence henüz erken. Zira önce yas sonra bayram gelmelidir. 15 Temmuz şehidlerinin yasını hakkıyla tutabildik mi?
En azından o mübarek şehidlerin âile hısım akraba yakınlarının yürekleri soğudu mu? Soğumadı. O hâlde şimdilik kutlanacak tek şey 250 şehid bahasına darbe belâsının savuşturulmasıdır.
Bunu da devlet yapacak, resmî tatil ilân edilmiş günde şehidlerini hakkıyla anacak, milletin «yas gününü» milletle birlikte idrâk edecektir.
Bizler hálâ Çanakkale Zaferini 18 Mart’larda «doğum günü» gibi değil, «millî matem günü» gibi kutluyoruz. Üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmiş ama hálâ şenliklerle kutlamak gelmiyor içimizden.
Zira ortada 15 Temmuz’un bin katı büyüklüğünde bir şühedâ ordusu var. Kimin, hangimizin yüreği soğuyabilir?
Bu ülke üzerinde binlerce oyun oynandı, el’ân da oynanmakta. ABD tek düşmanımız değil!. Ne Rusya’ya ne Çin’e dayayabiliriz sırtımızı. Biz ancak Allah’a sığınır ve ona güveniriz.
Allah yâr ve yardımcımız olsun. Türkiye insànlarının yegan yegan çok bilinçli ve çok azimli olmaları gerekir.
Aksi halde daha uzun yıllar Fuzûlî’nin gazelendeki “Dost bî-pervâ felek bî-rahm ü devran bî-sükûn / Derd çoh hem-derd yoh düşmen kavî tâli’ zebûn” deyişini terennüm eder dururuz:
Beytin bugünkü dille açıklaması: “Dost vefasız, dünya acımasız, zaman huzursuzluk zamanı, / Dert çok, derdini paylaşacağın kimse yok, düşman kuvvetli, şans yok, talih yüze gülmüyor…”
Muhterem okurlarım, 15 Temmuz’larla bir daha karşılaşmamak istiyorsak, geleceğimizi inşá edecek olan gençlerimizi iyi yetiştirmeliyiz.
Gözü doymaz, hırs ve tamah ehli bir nesil her daim ülkemize kumpas kuranların iştihasını kabartacak, o mahfillerce kullanılacaktır.
15 Temmuz’u tezgahlayanlar E. (Emekli değil, eşşek) Org. Akın Öztürk gibi hırsına mağlup şerefsiz askerleri bulamasaydı darbe girişimi daha başından ölü doğardı.
ARA NOT: Aldıkları emir gereği harekete katılan Harp Okulu öğrencilerine insaf ve merhametle yaklaşılmalı, mahkûmiyetlerine son verilmelidir.
O yüzden diyorum, geleceğin teminatı olan gençlerimizi sağlam, millî ve manevî değerlerimizi müdrik insànlar olarak yetiştirelim.
Yeni nesillerin duruşu ülkemizin istikametidir. En hayırlı yatırım geleceğe yàni yeni nesillere yapılan yatırımdır.
İstikamet üzere olmayanlardan bir hayır gelmez. CUMANIZ MÜBAREK OLSUN. 05.07.2022
YORUMLAR