Hindistan’ın Başkenti Yeni Delhi’de gerçekleşen 18. G20 Zirvesi’nde savaşları, krizleri, anlaşmazlıkları/uzlaşmazlıkları ve sorunları çözümleyici, ekonomik ayrımcılığı giderici ve frenleyici, adaletli, dengeli ve eşitlikçi bir anlayış içinde tek merkezde birleştirici/kaynaştırıcı bir atmosfer içinde tek dünya, tek aile ve tek gelecek mesajı verilmiştir. 18. G20 Zirvesi sonunda böylesi bir mesajın gerçekten anlaşılıp-anlaşılmadığı konusunda tereddütlerim var! Bende bu tereddütleri doğuran etkenlerin en popüleri Rusya ve Çin devlet başkanlarının zirveye katılamaması!
Yahu dünyadaki siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm bulmak için gerçekleşen zirvede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in can güvenliği sağlanamıyor! Ya da Çin Devlet Başkanı zirveye katılamaması sorunu ortadan kaldıramıyor! Daha baştan kendi güvenliğini sağlayamayan, kendi sorununu çözemeyen G20 Zirvesi’nden küresel sorunların çözümünü beklemek fazla iyimserlik değil mi?! Ayrıca 18. G20 Zirvesi sonrasında alınan kararların tatbik edilmesi konusundaki şüphelerim var! Çünkü böylesi küresel zirveler, dünyadaki açlığa/yokluğa, savaşlara, sömürülere, zulümlere çözüm getiremediği sürece geleceğe nasıl toz-pembe bakabiliriz ya da gelecekle ilgili iyimser düşünebiliriz?!
Dünyanın küresel ısınma ve iklim değişikliği yaşadığı, ülkelerin ekonomik krizlerle karşı-karşıya kaldığı, yüksek enflasyonun zirve yaptığı, Avrupa’nın büyük bir enerji açığı yaşadığı, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın bir dünya savaşına dönüşmesinden korkulduğu ve böylesi bir savaşın daha şimdiden küresel gıda/tahıl ekonomik krizine yol açtığı, geleceğe yönelik korkuların zirveye çıktığı 2023 yılında Hindistan’da gerçekleşen G20 Zirvesi acaba amacına yönelik küresel birlik-beraberliği, kaynaşmayı ve dayanışmayı sağlayacak ‘Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek’ yönünde bir gelişme mi gösterecek yoksa amacının dışında ayrışma, kopuş ve parçalanmaları tetikleyerek küresel bir ekonomik, siyasi ve sosyal parçalanmaya mı yol açacak?!
Yine de 18.G20 Zirvesi’nde dünya liderleri içinde dik bir duruş sergileyerek küresel sorunların çözümünde açık/net ve samimi bir şekilde düşüncelerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye adına yapmış olduğu konuşmasındaki öneriler ciddiye alınıp tatbik edilirse ancak gerçekten geleceğe umutla bakabiliriz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “…Küresel sistemdeki adaletsizlikler büyürken, uluslararası kuruluşların bu sorunlara çözüm üretme kabiliyeti ise maalesef azalıyor. Bu tablo çatışmaların barışçıl yollardan çözümü, daha adil bir dünyanın inşa edilmesi, çok taraflılığın güvence altına alınması noktasında bizim sorumluluğumuzu daha da artırmaktadır. Her fırsatta dile getirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin gerisinde işte bu durum vardır.” sözleri ışığında çözüm yollarına gidilirse ancak dünya, ülkeler ve insanlık rahat bir nefes alabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 18.G20 Zirvesi’nde yapmış olduğu konuşmada ülkeler arasındaki yük paylaşımının adil bir şekilde yapıldığı, küresel dayanışma, savaş ve çatışmaların sebep olduğu mülteci ve göç sorunu ile birlikte yerinden edilmiş insanların ülkelerine geri dönüşünde engel olan terör sorununun köklü bir şekilde çözüldüğü, dünyadaki merhamet eksikliği ve adaletsizlik anlayışına son verildiği, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sonlandırıldığı, küresel gıda-tarım krizi ve Karadeniz Girişimi’nin önündeki engeller kaldırıldığı, Müslümanlardan nefret ve bu yüzden ortaya çıkan saldırılar durdurulduğu, demokrasi ve insan hakları vs. daha birçok bölgesel ve küresel sorunlara çözüm bulunduğu takdirde ancak zaman geleceğe umutla bakabiliriz.
YORUMLAR