Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

19 Mayıs Ayak Bastı Günü…

Terör Devleti İsrail, 10 Mayıs’tan bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarıyla 61’i çocuk, 36’sı kadın olmak üzere 213 kişiyi katletti, 1442 kişi yaralandı ve binlerce mazlûm ve mâsum insàn evsiz barksız kaldı.

Terör Devleti İsrail, bu soykırım türü vahşetine bir de İslâm ile Kur’ân ile daga geçmeyi ilâve etti ki, bütün İslâm âlemi için vahşeti kadar mühim.

Terör Devleti İsrail resmî makamlarının içtimâî muhâbere (sosyal medya) hesaplarında vahşetin fotoğraflarını yayınlarken Kur’ân-ı Kerîm’den bazı Sûre ve àyetleri paylaşması öteden beri biliniyordu.

Son olarak da uçaklarla bombardımanın resimlerini ve altına da arapça orjinaliyle Fil Sûresini koymuşlar.

Malûmâlileri Sûre, Ebrehe isimli kâfir kralın Kâbe’yi yıkmak üzere saldırısı ve Allah’ın onu ve güçlü sandığı Filli (o devrin bobmardıman uçak veya tankları) ordusunu «siccil taşları» atan Ebabillerle helâk ediş kıssasıdır.

Kâfir oğlu kâfir siyonist Terör Devleti İsrail, F-35 uçaklarını Ebabillere ve attıkları bombaları da «siccil taşları»na teşbih ederek hem dalga geçiyor, hem de İslâm âlemine, “sizi kutsal kitabınızdaki Ebabiller gibi öldüreceğiz” demeye getiriyor!.

Kur’ân tâbiriyle tam bir beyinsizlik bu. Kur’ân fena çarpar. Allah ile savaşa kalkışanların galibiyeti hiç olmamıştır çünkü. Lâ galibe illallah.[1]

Öte yandan yaptıkları benzetme de beyinsizce. Zira kâfir kral Ebrehe’nin çağdaş benzeri, bizzatihi Terör Devleti İsrail’dir. Zira Ebrehe’nin filli ordusu Allah’ın evi (kıblemiz) Kâbe’ye, kâfir siyonist Terör Devleti İsrail’in ordusu da (ilk kıblemiz) Kudüs’e, Mescid-i Âksa’ya saldırıyor!

Allah onlara Ebabil nedir, «siccil»leri (zamanı geldiğinde yeniden) kimlerin başlarına atacaklar, gösterecektir. Mühim olan Âlem-i İslâm’ın Filistin imtihanını kazanması. Din ve mukaddesatımıza sahip çıkıyor muyuz, imtihan budur!.

(İkinci yazı) Atam «izin»deyiz…

Bendeniz Peygamberimden ((salat’u selâm olsun ona) başkasının «izinde» değilim. Hele ki, M. Kemal Paşa’nın (Atatürk soyadını aldıktan) sonra yapıp ettiklerini asla ve kat’a tasdik etmem, saygı duymam, günahkâr bir faniye de hiçbir kutsallık payesi vermem!.

Bugün 19 Mayıs. Birileri yine fırsat bu fırsat Müslümanlara kinlerini kusacak. Paşanın öldüğü 10 Kasım gününı bile istismar edenlerin her işi yalan tarih kurgusuyla. Gerçekleri yazsalar kutsallık ve bunun yeni nesiller üzerindeki değerlerimizie muhalif inkılâb büyüsü bozulacak!..

Osmanlı subayı M. Kemal Paşayı, yine son Osmanlı padişahı merhum Vahîdüddîn (VI. Mehmed وحيدالدين), işgale karşı millî bir kuvvet teşkilâtlaması ve başta Yunanistan olmak üzere işgal güçleriyle savaş hazırlığı amacıyla, İngilizlerden (bir bahane ile) izin alıp Bandırma vapuruyla yanına asker de verip, Karadeniz tarıkiyle Samsun (Çarşamba) Limanı’na göndermişti.

19 Mayıs tarihi bile yalan. Gerçek tarihçiler paşanın Anadolu’ya ayak bastığı tarihin kasden yanlış verildiğini, amacın da, kutsallık atfedilen 19 sayısını paşaya da değdirip (Kur’ân için yaptılar önce, yok Sûrelerin sayısı 19’un katlarıymış, yok kaf harfiyle başlayan Sûre’de 19’un bilmem kaç katı kadar kaf harifi geçiyormuş falan. Hepsi uydurma) ilâhlık kazandırmaya çalışmak!.

Muhterem okurlarım böyle sıradan bir «ayak bastı günü» neden bayram olur? Dünyada eşi benzeri kalmayan ilkel bir  «ulu şahıs peydahlama» ve bilahare ardına saklanıp milleti ziyan etmek için yaptılar bunu da.

Sivas Kongres’nde «manda»[2] isteyenler, bu isteğin müzâheret (arka çıkma, destek, yardım etme) sayılıp sayılmayacağını tartışanlar kimlerdi diye beyhude yere Nutuk’a falan bakmayın…

Zira Nutuk’ta “gönderilebilip gönderilmediğini hatırlamıyorum” diyerek geçiştirilen, üstü örtülen telgrafın Sivas Kongresi tutanaklarındaki (orijinal Osmanlıca nüshası) yàni ıslak imzalı hakiki sûreti yalnızca Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü’nde var!

19 Mayıs’ları malûm kurtarıcı ulu paşayı anma ve bayram yapanlar bir süre daha top koştursun. Fakat bilinsin ki, bu mesele hallolmadan, hasta nesiller peydahlayan Moiz Kohen Kemalizminin beli kırılmadan tarihimizdeki şanlı Müslüman Türkler olamaz, kurtulamayız.

NOT: Tarihçi yazar Murat Bardakçı’nın “Kudüs Büyük Müftüsü’nün Atatürk’e bundan 84 yıl önce yazdığı kehaneti andıran mektup” yazısını da okumanızı tavsiye ederim. 19.05.2021

 

—————————————————
[1] Yusuf Sûresi 21. Âyet-i celîleden telmihle “yalnızca Allah’tır galib olan” mánâsında bir veciz sözdür. Àyetteki ifade ise “va(A)llâhu ġâlibun ‘alâ emrihi velâkinne ekśera-nnâsi lâ ya’lemûn” ve meâlen: *Allah emrinde (hâkim ve) glibdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler” şeklindedir.
[2] Manda (Fr: mandat, İng: mandate), I. Dünya Savaşı’ndan sonra bazı az gelişmiş kabul edilen ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip, bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Milletler Cemiyeti adına yönetmek için Amerika, İngiltere gibi bazı büyük devletlere verilen yetki idi.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER