3YIL ÖNCE RUSYA İÇİN NE YAZMIŞTIM
Rusya’nın Ukrayna’yı isgal süreci devam ederken , yaşanan vahşet ve katliamdan dolayı Rusya’yı sahipsiz çocuklar , korunmasız milyonlarca Ukrayna vatandaşı adına kınıyor ve lanetliyorum.
Rusya’nın Ukrayna’yı istilası, 24 Şubat 2022 tarihinde, Moskova saatiyle 06.00 civarında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Ukrayna’nın askerden ve Nazizm’den arındırılması” amacıyla başlattığı askerî operasyon yaklaşık 6 ay oldu.
Henüz daha Rusya’yı açıkça kınayamayan sol medyadan çok daha farklı ve net bir tavrı olan İslami Camianın çok iyi bildiği bir gerçek var kı ; Ayıdan post , Rusya’dan dost olmaz.
3 yıl önce Suriye’deki vahşet ve Rus tiyatroları daha iyi anlaşılsın diye bir başka katliamdan örnek vermiştim.
Bir zamanlar diktatör Stalin emriyle açlıkla kıtlıkla yok edilmeye çalışılan ve HOLODOMOR olarak bilinen SOYKIRIMA imza atan Rusya’nın , Ukrayna işgali devam ederken , 3 yıl önce Suriye’deki katliamlarını resmetmek adına Polonya’da yaşananları kaleme aldığım makalemi bir kez daha paylaşmak istedim.
Rus yönetiminin insanlık suçları adındaki kara kaplı amel defterinden sadece 1 sayfa :
RUSYA’NIN KATYN KATLİAMI VE SURIYE İZ DÜŞÜMÜ
**Köşesi neden olur yazarın ? **Karikatürü neden olur çizerin ?
**Televizyonda programı neden olur uzman kişinin ? *
*Haberi neden olur gazetede muhabirin ? diye sormak istiyor insan ve cevaplar 12’den vururcasına geliyor zaten ; Haktan , Hukuktan , Halktan yada halkların başından geçen haltlardan bahsetmek için derler.
Ama öyle zamanlar geliyorki binlerce insanın göz göre göre canından olduğuna şahit olan medya ve basın , malasef bir gözlük takabiliyor insanların gözüne.
Suçsuzu suçlu , mazlumu gaddar , zalimi masum yapabilir ve Dünyanın heryanından örneklerle dolu bu hakikat sözüm ona halkın ileri gelenlerinin , seçilmişlerinin , atanmışlarının eliyle yapılıyor. Sizlerinde şahit olduğu üzere birtakım insanlar ,
” İSLAM ÜLKELERİNDEKİ KAOSU ÖRNEK GÖSTEREREK MÜSLÜMANLARIN MOTİVASYONUNU BOZMAYA ÇALIŞAN BATIYA İNANMAYIN”
Müslümanların motivasyonunu bozmaya çalışan batı hayranları, İngiltere ile Fransa’nın 1337’de başlayıp 1453’te biten ve tam 116 yıl süren “Yüzyıl Savaşları”ndan hiç söz etmezler . 1096-1272 yıllarında Hristiyanların , Müslüman ülkelere yapılan “Haçlı Seferleri”ni ve bu seferlerdeki vahşet ve yağmasını toplumun zihninden sildirmek için ellerinden geleni yaparlar. “Haçlı Seferleri”nde yaptıkları zulüm ve yağma, batının barbarlığını kanıtlamaya yeter de artar bile…
VAHŞİ BATININ TARİHİ
Bâtıl din ve ideoloji sahibi müstekbirlerin uzak ve yakın tarihinde kan ve vahşetine bihaber kalan ve bugünkü düzenli hallerini örnek göstererek Müslümanların motivasyonuna darbe vurarak bâtıla karşı kompleksli ve İslâm’ın dünya hâkimiyetinden ümitsiz bir toplum oluşturmayı hedefleyenlere gelsin aşağıdaki rakamlar.
(*)ABD, 7 milyon 970 bin Kızıldereli’yi, Hiroşima ve Nagazaki’de 450 bin Japon’u, Vietnam’da 70 bin Vietnamlı’yı öldürmüştür. (*)Sosyal Sorumluluk Taşıyan Doktorlar Kuruluşu’nun hazırladığı rapora göre ABD’nin kanlı terörü sadece Afganistan, Pakistan ve Irak’ta 1 milyon 300 bin Müslümanın canına mâl olmuştur. (*)İngiltere, 670 bin Avustralyalı yerli Aborjini; (*) Almanya, Batı Afrika’da 117 bin yerli Nama ve Herero’yu; (*)ABD ve İngiltere, Dresden’de 200 bin Alman’ı; (*) Fransa, Cezayir’de 1 milyon Müslümanı; (*) Rusya, Josef Stalin döneminde 13 milyon kişiyi sürgün 100 bin kişiyi öldürdü.
(*) Bulgarlar, Trakya Türklerine asimilasyon kampanyası ve sürgüne zorladı. Belene kampındaki vahşet, (*)Rusya’nın Afganistan’da 900 bin Müslümanı; (*) Sırpların, Bosna-Hersek’te 180 bin Müslüman’ı öldürdüğünü, (*) Danimarka’nın öldürdüğü Almanlar’ı, (*)Siyonist İsrail’in Filistin’de çocukların ellerini taşla kırarak tarihte eşine rastlanmamış vahşeti, (*)Çin’in Doğu Türkistan ve Arakan’daki vahşeti; (*) Mora’da, Eritre’de ve dünyanın değişik bölgelerinde her ırktan ve dinden insanlara yapılan zulümler, ABD’nin, Batının ve bütün bâtıl din ve ideoloji sahibi müstekbirlerin zulmünü anlatmak için yeterlidir heralde.
Aslında ben bu kadar savaş ve insanlık suçu işleyen ülkeler arasından özellikle Rusya’ya değinmek istedim.
Rusya’ya karşı konulması gereken ama domatese kurban edilen insani ve islami duygularımızı bir nebzede olsun başka bir olay üzerinden muhasebe etmeyi hedefledim.
Bunun için Rusya’nın Suriye’deki zulmünün benzerini gecmişte kendi dindaşları içinde yaptığını ortaya koymak istedim. Ve malasef bu gün Dünyanın heryerinde olduğu gibi o günde medyadaki kalemşörlerin zalime sevgi beslediğini , mazluma terörist , asi , hain dediğini farkediyoruz.
Yaklaşık 50 yıl sonra yaptığı katliamı kabul eden , devlet gizli arşivlerini ve imzalanan antlaşmaları kamuoyu ile paylaşan Rusya acaba bir gün Suriye içinde benzeri katliamlarını açıklar mı bilinmez ; ama o vakit geldiğinde bir takım kalbi kararmış müslümanlar(!) 2 kilo domates ve 2 -3 turistin dövizi için Rusya’nın Suriye’deki Amel Defteri’nde yandaş olmaktan utanacaklar mı ?
Katin Katliamı Üzerinden RUSYA’NIN SURİYE’DEKİ POLİTİKASI Rusya’nın Karanlık Geçmişinden Bir Kare Katyn Katliamı, 1940 yılında SSC tarafından yapılmış katliam.
Sovyet lideri Josef Stalin’in emriyle yaklaşık 22.000 Polonyalı subay ve sivil bu katliam sırasında başlarına birer kurşun sıkılmak suretiyle infaz edilmiştir.
[1] Katyn Ormanı Katliamı olarak da bilinir. Katyn Olayı tarihi Rusya-Polonya düşmanlığına dayanmaktadır. Katolik Polonya ile Ortodoks Rusya’nın ezeli düşmanlığı asırlarca savaşlara sebep olmuş ve 20. yüzyılda da devam etmişti. Polonya’nın bağımsızlığı 1918 yılında Lenin tarafından kabul edilmişti.
Ancak Polonya bağımsız olmakla yetinmemiş ve 1918 yılında Rusya’da çıkan iç savaştan istifade ederek toprak kazanma gayretine girişmişti.
Kızıl Ordu Çar destekçisi Beyaz Ordu’yu, Beyaz Terör’ü ve işgalci Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve İngiltere’yi yenmiş, ancak savaş Rusya’yı iyice yıpratmıştı.
1920 yılında Kızıl Ordu, ülkede kalan tek işgalci Polonya’nın hakim olduğu batı Beyaz Rusya topraklarını kurtarmak için harekete geçmiş, ancak hem savaş yorgunluğu hem de Polonya’nın batıdan destek alması dolayısıyla yenik düşmüştü.
Bunun üzerine Sovyetler Birliği Beyaz Rusya’nın batı topraklarını Polonya’ya bırakmak zorunda kalmıştı. Katyn Olayı’nın kökeninde bu olayın bulunduğu ve Stalin’in intikam amacıyla hareket ettiği belirtilmektedir.
1 Eylül 1939 tarihinde Almanlar Polonya Seferine başlamadan önce Ağustos ayında Sovyetler Birliği ile saldırmazlık paktı imzalamıştır.
Molotov-Ribbentrop Paktı olarak bilinen bu anlaşmanın konularından biri de Polonya’nın geleceğidir. İkinci Dünya Savaşının başlaması ile 1 Eylül 1939’da Almanya batıdan, 17 Eylül’de ise Sovyetler Birliği doğudan Polonya’ya saldırıya geçmiştir.
Bu şiddetli saldırılara daha fazla dayanamayan Polonya Ordusu teslim olmuş, ülke Ruslar ve Almanlar tarafından paylaşılmıştır.
Polonya’nın teslim oluşundan sonra SSCB, Polonyalı subayları esir kamplarında toplamıştır.
5 Mart 1940 tarihinde dönemin NKVD Şefi Lavrentiy Beria’nın Stalin’e gönderdiği bir raporda Polonyalı subayların oluşturduğu potansiyel tehlike yüzünden infaz edilmeleri gerektiği tavsiye ediliyordu.[2]Stalin, bu tavsiyeyi kabul ederek infaz emrini verdi ve çoğunluğu subaylardan oluşan Polonyalı esirler başta Katyn Ormanı olmak üzere Kalinin ve Harkov’da infaz edildi.
Ne var ki Alman-Sovyet ittifakı kısa sürdü ve 22 Haziran 1941’de Almanya’nın Sovyetler Birliğine saldırması ve hızla Rusya’nın içlerine ilerlemesi ile Almanlar 1943 yılında Katyn Ormanındaki toplu mezara ulaştı.
Almanlar bu durum karşısında derhal propaganda ekiplerini, kameramanlarını, savaş muhabirlerini ve olaya tanıklık etmesi için orada bulunan herkesi Katyn Ormanına götürdü.
Yapılan otopsiler sonucunda infaz edilen esirlerin hemen hepsi başlarının arkasına birer kurşun sıkılarak öldürülmüştür.[3][4] Fakat savaştan sonra, Almanların yenilmesi ve Sovyetler Birliği’nin Polonya’da kukla hükumet kurmasının hemen ardından Polonya halkı arasında giderek yaygınlaşan katliam dedikoduları Sovyet liderlerini rahatsız etmiş, suçu, başta Yahudiler olmak üzere yaptığı katliamlarla ün salmış olan Hitler’in, dolayısıyla Almanların üzerine yıkmışlardır.
Stalin ve ondan sonra gelen Sovyet hükumetleri uzun yıllar boyunca bu katliamı reddetmeye devam etmiş, 1990 yılında ise Sovyet lideri Mihail Gorbaçov bu katliamı kabul etmiştir.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının hemen ardından, 1992 yılında Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa’ya Stalin’in imzaladığı emrin orijinal belgelerini takdim etmiştir.[5]
– Mutlu olmak isteyen insanlar mutsuzluga sebep olanlardan daha cesur ve akilli olmak zorundadır.
Kaynakça:
1. http://ipn.gov.pl/en/news/2006/decision-to-commence-investigation-into-katyn-massacre
2. http://www.ipn.gov.pl/portal/en/2/77/Decision_to_commence_investigation_into_Katyn_Massacre.html
3. http://books.google.com.tr/books?id=5GCFUqBRZ-QC&pg=PA171&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false
4. http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/4102967.stm
5. http://books.google.com.tr/books?id=SyimWfkx0-MC&pg=PA256&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false
6.https://youtu.be/h-tndmb5zrI (katin katliamı filmi)
7. https://www.milligazete.com.tr/makale/1489698/siyami-akyel/abdnin-avrupanin-ve-butun-batilin-kanli-tarihi (Batının kanlı tarihi)
YORUMLAR