ADALET(İNEN) ZÜLFÜ LİVANELİ
Zülfü Livaneli evrensel olabilmiş değerimiz. Fikri, sesi, roman ve filmleri, müziği... hep değer. Sosyalizm yaşatır der. Ama Çin kalkınmasına engel olmayan bu rejim, Rusya'da ne yaşattı ne yaşadı! Bizdeyse yoldaşları çatışma tarafı yaptı. Sonuç? Darbe üstüne darbe! Bu farklı sonuçlar, sosyolojik inceleme konusu. Bizdekini incelemelerle romanlaştırdım:
VEBAL romanımla darbe getirmiş olan bitenlerin fotoğrafını çekerken insan insan psikolojileri kayda aldım. Kitlesel katliamların ardından olay yerlerinde esnaf esnaf görüşmeler yaptım. Halil İbrahim türküsünün ozanı Dursun Ali Akinet dostumun da şiir desteği ve rehberliğiyle çatışma karargahlarında ancak şiddet yener inancına kapılmışları dinledim. Hepsi de belli ezberleri konuşuyordu. Ezberler öğretmenler kurulumda da vardı.
Orada Hitler-Musolini faşizminin destekçisi Fütürist öncü Flippe Tommasso Marinetti'nin şiddete çağrı yöntemlerinin karşıtları sosyalistlerce de benimsenişini, Nazım Hikmet'e de yansımasını belgeledim: Nazım'ın Makineleşmek İstiyorum şiiri Marinetti'nin Piston'uyla aynı sanki bakın dedim, şiirlerindeki kurşun eritme, zapt etme, yanma...gibi şiddet dizeleri niye? Necip Fazıl'ın Sakarya Türküsü'nde kalk(!) çağrısı kime ve niye? Şairim, öğretmenim, ünlü aydınım diyenlerin çatışmaya nasıl hizmet ettiğini fark edememesi ne acı!
Barış kültürü yaratmalı yoksa... diye biten bu romanın tahlili yakın tarihimize ışık. Acaba Yakup Kadri'nin Yaban romanındaki münevvere (aydın) tepkisine, A.Hamdi Tanpınar'ın CHP eleştirisine, Livaneli'nin de şimdiki doğru tespitine açık-net çözüm düşündürebilir mi?
Kolunu cephede kaybetmiş bir subaya YABAN diyen Şeyh güdümündeki halktan münevver NİYE sorumluydu? Tanpınar'ın anılarında (syf.315) düşünülesi şöyle bir tespit var:
Din meselesi ihmal edilmeyecekti. Kanalize edilecekti. Biz halkımızı kendi elimizle cahil kuvvete teslim ettik. Dini, bir cenaze gömme meselesi yaptık. Türkiye müslümandır; bu hakikati unuttuk. Laikliğimizi ilan ettik fakat laik olamadık. Gizli ateistlik yaptık. Bu suretle münevver, ‘köksüz’ kaldı. Her şeyi, yerine ‘yenisini koymadan’ zedeledik. İşte Halk Partisi’nin macerası! NİYE?
Zülfü Bey'in önemli tespiti de özetle şöyle: Erdoğan çekilse de yeri dolar. Köyden kente göçmüş, çarpık yapılarda arabesk dinleyen ve kültüründen kopup nefsine düşkün hale gelmiş bir kitle var, onlar yeni Erdoğanlar seçer. NİYE?
Bu tespitler birbiriyle ilgili. Ortak noktaları NE? Çok yönlü düşünülünce aydının Anadolu'yu çok da iyi aydınlatamadığı çıkmaz mı ortaya? Herkes kendince haklı ama sonuç şu: Aydın halk yeterince bütünleşemedi. Sorumlu halk olabilir mi? Göz önündekilerin bölünmesiyle başlamamış mıydı sağ-sol çatışması? Binlerce can gittikten sonra şimdi de terörsüz Türkiye sözü atıldı ortaya ama bu sefer de iktidar-ana muhalefet çatışması çıktı ve yine aydınlar taraf! Tv.lerde çekişeduruyorlar. Herkes hesap peşinde, sorumluluk duygusu yok oldu!
CHP, dolu meydanlarda. Ancak sloganları sessiz kitleleri özellikle de Zülfü Bey'in işaret ettiği kesimi irrite eden sağ sol çatışmasını hatırlatıyor. Sessiz çoğunluk meydanlara sığar mı? 2015'ten beri 7 bölgede kitlesel nabzı elinde tutabilen kanaat önderi danışmanlarımla görüşüyorum hep. YANLIŞ(!) diyorlar: Sağ sol çatışmasını da sonucunu da yaşadık, başta medya okumuşlara güvenmiyoruz. AKLIN YOLU BİR diye birleşememelerini de egofıtrat ve çıkar çatışması yüklenmiş emperyalist çengellere takıldıklarını getiriyor aklımıza diyorlar.
Yorumlarından anladım ki kim ne derse desin, ne ederse etsin asla kitlesel çatışma ortamı yaratamaz artık! Mitinglerde sağlıkta, eğitimde...yapılacaklar slogan diliyle konuşulursa daha etkili olur. Acı anılar çağrıştırmasın sloganlar.Benden söylemesi! Acizane fikrim de şu:
ABD-siyonizm-Batı kendileriyle yarışabilecek bir Türkiye ister mi? Elbette Atatürk ışığını söndürmeye, bizi Ortadoğu batağına sürüklemeye çalışacak. Çok partili hayata geçince emperyalist fitne sonucu idamlarla kan davası yaşamaya araç olduğunun farkına varmalı aydınlar ve cumhuriyetin ilk yazarlarını dikkatle okumalı. Onlar neye taraftılar anlamalı! Siyasetten çekildi diye bildiğim ünlü tarihçimiz Prof.Dr.Yusuf Halaçoğlu, KUTLU PARTİ'yi kurdu. Siyaset iyice kirlendi, sorumluluk hissettim yoksa bu yaştan sonra neyime gerekti diyor. Kutlu olsun! Ne mutlu Yusuf Hoca gibi sorumlulukla gövdesini taş altına koyanlara!
Dünyaca ünlü Zülfü Bey de sağ ve sol ünlü aydınları Yozgatlı çiftçinin deyimi ADALET(İNEN) BİRLEŞTİREBİLMELİ! Yapamasa da mücadele vermesi yakışmaz mı kendisine? Halk simgesi olmuş çiftçimizin hatırı yok mu? Yola çıkar da çağrı yaparsa insanlık için radyasyondan ölen MADAME CÜRİ'nin konuşmasının etkisini yaratabileceğine inancım tam!