Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

ADNAN FİŞENK’TEN GAZETECİLER GÜNÜ MESAJI

Avrupa Gazeteciler Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Adnan Fişenk

Avrupa Gazeteciler Derneği
Yönetim Kurulu

ADNAN FİŞENK’TEN GAZETECİLER GÜNÜ

Sevgili Meslektaşlarımızla,
bir “10 Ocak Gazeteciler Günü”nü daha içimiz buruk ve hüzün içinde karşılıyoruz!,

“Kutluyoruz” diyemiyoruz çünkü, basın çalışanları, önceki yıllara göre daha
“iç karartıcı” bir ortamda giriyoruz.

2025’ün ilk haftasında geriye dönüp de geçen yıllara baktığımızda tablo mesleğimiz adına hiç de iç acıcı değil.
2025 Yılına dönüp baktığımızda da yaşam, geçim riskinin yanına bir de işsizlik eklenerek 2025 yılına girmiş bulunmaktayız.

Başta savaş halindeki Ukray’na ve Rusya’da görev yapan meslektaşlarımız olmak üzere birde sahneye katliamları ile İsrailin çıkarak, Pervasızca katlettiği masum Çocuklar, Kadınlar, Yaşlılar, sivil insanlar yetmiyormuş gibi Filistin topraklarında ve Gazze’de yaptığı insanlık dışı işgal, yağma, işkence ve katliamları dünya’ya haber olarak duyuran gazetecileri de vahşice davranıp işkence ederek, olmadık güçlükler çıkartıp sert şekilde darp ederek Filistin de görev yapan meslektaşlarımızdan 201 Gazeteciyi gözlerini kırpmadan Şehit etmişlerdir.

Dünyanın hiçbir ülkesinde bu şekilde organize bir cinayeteler serisine Gazeteciler uğramamıştır.

Bu Katliamcı Katil İsrail’i Tüm Dünya ki meslektaşlarım adına şiddetle kınıyor, bu işlediği sivil soykırımı ve cinayetleri de dahil omak üzere öldürdüğü gazeteci meslektaşlarımızın da hesaplarının sorulmasını Uluslararası Ceza Mahkemesinden talep ediyorum.

Dünyanın dört bir tarafında her türlü zorlu koşullarda doğal afetler, depremler, yangınlar, salgın hastalıklar, savaşlar, ekonomik buhranlar gibi çok zor şartlar altında görevini ifa etmeye çalışan meslektaşlarımıza yapılan mesleki, fiziki saldırılar, ekonomik baskılar, iş kısıtlığı, işsizlik kısaca tüm baskılamaların ve çatışmaların içinde görev yapmaya çalışırken bişekilde dolaylı veya dolaysız zarar gören, yaralanan, can veren,
Aralarında esir alınan, İşkenceye maruz bırakılan, yaralanan, sakat kalanlar, hayatını kaybedenler olmak üzere işlerinden edilen, işsizliğin üzerinde baskı aracı olarak kullanılan, Yaşam kaygısı yanında birde geçim kaygısıyla savaş veren, Basın mensupları dünya da sayıları binlerle ifade edilebilecek oranda işsizliğe mahkum olmuşlardır. Ayrıca Emekli olarak bir köşeye çekilmiş yaşam mücadelesi veren ömrünü mesleğine adamışları da unutmamak gerekmektedir. Şurası bilinmekidir ki bugünün çalışanları yarının emeklileridir.

“Çalışan” gazetecilerin ise (Gazeteci her zaman gazeteci’dir. Çalışsa da, çalıştırılmasa da, yaşlanıp emekli olsa da, çalışan gazeteciler diyerek ayrıştılmayı da anlamış değilim doğrusu)
ne yazık ki “iş güvencesi” mensubu oldukları kurumlarının yönetimi ile ters düşersem işimden olursam kaygısı içinde, Diğer yandan “yıpranma hakkı” bişekilde olamayanlar
Ve yasaklar, vs uydurma nedenlerle Gazetecilerin artık yasaklanmaya da başlandığını duyuyoruz,

Birçok ülkelerde özellikle de İsrail’in işgal ettiği yerlerde meslektaşımızın akreditasyonu iptal edildiklerini duyuyoruz haklı nedenlerin dışında bu uygulamaları kabul etmiyoruz.

Bağlı kuruluşlara da “Yasaklı gazeteciler” alınmıyor deniliyor gerekçelerini öğrenmek istiyoruz.
Elbette ortada bir suç varsa, suçlusu da vardır.
Hiçbir bireye suçlu ise farklı davranılamaz, Ama suçu olmayanlara da keyfi uygulama yapılamaz.

Basın çalışanları 2025 yılına daha çok işsizlik ve daha çok hak kaybı ve yaşam riski ile giriyorlar.

(”Çalışan Gazeteciler Günü” Tarihçesi :
Meslektaşlarımızın ve ilgili kişilerinde bildiği gibi 1961 yılında ilan edilmişti.
O tarihte gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar.
Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla, sendika binası önünde toplanarak Vilayet’e kadar bir yürüyüş yaptılar.

Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendika’nın öncülüğünde, ”BASIN” adıyla kendi gazetelerini 11–12–13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar.
O tarihten sonra 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlandı.

1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, “Bayram” olmaktan çıkarıldı ve “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılmaya başlandı.)

Aradan tam 64 yıl geçti…
Basın çalışanları bugün de “Bayram” yapamıyor.
“Çalışan Gazeteciler Günü”nü bile kutlayamıyorlar.
Gerçi dünyada birçok susturulmuş dünya ülkelerindeki meslektaşlarımızında daha kötü koşullarda olduğununda farkındayız.
Unutulmamalıdır ki, gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp, sansürlendiği toplumlarda, demokrasiden söz etmek mümkün değildir…

Gazetecilerin susturulduğu toplumlarda sokaktaki insan “kör ve sağır” demektir.
Ayrıca Ülkeleri ve Dünya Kamuoyu adına görev yapan tüm meslektaşlarımızıda bu bağlamda kucaklıyor, onlarıda kendi ülkelerinde hiçbir kaygı ve korkuya kapılmadan dünya kamuoyunu bilgilendirme görevlerini yerine getirebilmeleri imkanına kavuşturulmalarını diliyorum.

Yönetim Kurulu Başkanlığını yapmakta olduğum Avrupa Gazeteciler Derneği olarak dünyanın heryerinde geçmişte olduğu gibi, bugünde “Görev icabı bulunduğu alanlarda katledilmiş, darp edilmiş, İşsiz, Yasaklı, Susturulmuş Gazeteciler Günü” olmaması temennisi ile Ülkemiz ve tüm Dünya Gazetecelerimizin çalışanlarımızın veya çalışamayanlarımızın da buruk da olsa Gazeteciler gününü kutlarım…
Avrupa Gazeteciler Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Adnan Fişenk