Gün geçmiyor ki bir başkası ortaya çıkmasın. Tamam CHP onun bunun artıklarıyla dolu, onlardan “Yunanistan yerine Osmanlı denize döküldü” açıklaması da gelse kimse şaşırmıyor artık. Netekim bakınız şekil 2: Tunç Soyer ve Osmanlı…
Bizi şaşırtmıyor aslında ama şaşıranların çok olduğuna eminim. Son eleman eski AKP’li ve bakanlık yapmış birisi. AK Parti’yi eleştiri konusu yaparak gündeme gelmeye çalışan Hüseyin Çelik’in siyasi ekseninin kaydığı gibi, cibilliyet ekseninin bozukluğu da son açıklamalarıyla bariz olarak ortaya çıktı.
Hattâ öyle ki CHP’li Tunç Soyer, Bay Çelik’in yanında staj yapsa yeridir.
Muhalefete siyasi malzeme vermekten başka bir halta yaramayan eski Ak Parti kırıklarından Hüseyin Çelik, İngiltere’nin İstanbul’daki (o dönemdeki) Büyükelçisi Henry Layard’ın ağzıyla Sultan Abdülhamid Han’ı hedef aldı. Alçaklık tam da böyle bir şeydir işte…
Sultan 6. Mehmed Vahidettin Han için utanmadan, sıkılmadan alçakça “hain” diyen cibilliyeti bozuklar merhum sultanımızın aynı zamanda büyük ve çok itibarlı bir fıkıh âlimi olduğunu da gizliyorlar. Bu konuya yazının devamında yeniden geleceğim, zira hayli mühimdir.
Alçaklıkta sınır tanımıyanlar güruhundakilerden bay Hüseyin’in, İngiliz büyükelçisinin dedikodudan öteye gitmeyen iddialarını gündeme getirmesi bir bakıma da iyi oldu.
İngilizlerle işbirliği içerisinde olan Ali Suavi’nin darbe girişiminde bulunduğu ancak Yedisekiz Hasan Paşa’nın müdahalesiyle önlenen olayı hatırlatan Hüseyin Çelik, Sultan Abdülhamid Han’ın İngiliz Büyükelçisi Layard’ı çağırarak işin içinde İngilizlerin olup olmadıklarını anlamak için sorduğu soruyu cibilliyetsizce çarpıttı:
“Bizim muhafazakârların Sultan Abdülhamid’e bakışında özür dilerim ama patolojik (hastalıklı) bir durum var. (…….) Kemalistler Atatürk’ü kutsuyorsa biz de Abdülhamid’i kutsarız bakış açısı başlı başına yanlış bir bakış açısıdır. Sultan Abdülhamid dizide (Payitaht Abdülhamid dizisini kastediyor) İngiliz büyükelçisine tokat atıyor değil mi? İlk defa Sultan Vahdettin’ten önce İngilizlere sığınan Osmanlı padişahı Sultan Abdülhamid’dir.”
Böylesi bir iddiayı Yunanistan bile yapmadı. İngilizler’in böylesi hiçbir tarih kaydı yok. Cibilliyetsizlik bu kadarla biter mi? Bay Öztürk devam ediyor:
Kıbrıs’ı kendisini kurtarmak için İngilizlere verdi…
1. Meşrutiyet’i ilan ettirerek padişahın elini kolunu bağlayan Mithat Paşa ile ekibinin Osmanlı’yı Ruslarla 93 Harbi sokmasının ardından daha büyük kayıpları önlemek için İngilizler ile birlikte Avrupa devletlerini devreye sokan (Cennetmekân) Sultan Abdülhamid Han’ın kendisini kurtarmak için Kıbrıs’ı verdiğini iddia eden bu bay için “alçaklıkta sınır tanımıyor” demek hakaret midir?
İngilizler dahi böyle bir iddiada bulunmuş değil ve hiçbir tarihi belge de buna işaret etmiyor. Bay Hüseyin gibilerin lâ’netlik iddialarını ağızlarına tıkmak öncelikle İlber Ortaylı gibi tarihçilerin işi değil midir? İlber hoca bunu bir parti işi gibi asla görmemelidir. Tarihin namusu adına doğru bilgileri paylaşmalıdır acilen.
Gelelim Atatürkçü kesimin başını çektiği merhum Vahidettin Han’la ilgili fevkalade önemli bilgiye:
Abdülhakim Arvasi’nin (kadd. sırrûh) kız kardeşinin oğlu olan ve komşularından merhum Tevfik Demiroğlu’ndan (7 Temmuz 1984), o da Hacı Mehmed Zihni’nin oğlu merhum Ali Rânâ Tarhan Bey’den duymuş: Kitabın aslını – tahminen ikinci ve üçüncü kısmını – Sultan Vahdeddin padişah olmadan önce hazırlamış; daha sonra kitap üzerinde Zihni Efendi ile birlikte çalışmışlar.
Ancak saltanat ailesinin bir ferdi olmak hasebiyle Sultan Vahdeddin, isminin kitaba yazılmasını uygun görmemiş, böylece kitap yalnızca Mehmed Zihni Efendi’nin imzasıyla neşredilmiş.
Hangi kitap? Bugün bütün Müslümanların en ziyâde itibar ettiği iki ilmihal kitabından biri olan Nimet-i İslâm.
Hacı Mehmed Zihni Efendi son devir Osmanlı âlimlerinin en seçkinlerinden biridir. Merhum, sonraki adı Galatasaray Lisesi olan Mekteb-i Sultani ile Mekteb-i Mülkiye’de hocalık yaptı. Arap edebiyatına büyük bir vukûfiyeti olan Zihni Efendi, bu konuyla ilgili çok mühim kitaplar kaleme aldı. Bununla beraber en önemli eserinin «Nimet-i İslâm» olduğu kabul edilmektedir.
Mustafa Kemal ve “atam izindeyiz” güruhunun neden Sultan Vahidettin Han (ve háşa sümme háşa hainliği) üzerinde bu denli ısrarlı olduklarını daha fazla uzun uzun anlatmaya gerek var mı? 17.09.2022
YORUMLAR