Akort Yaparken Vatanın Tellerini Kopartmayalım?

Akort Yaparken Vatanın Tellerini Kopartmayalım? 21.Yüzyılın 21.Yılının sonuna doğru yaklaşılırken küresel siyasetin öne çıkan e...

Ara 30, 2021 - 15:23
Akort Yaparken Vatanın Tellerini Kopartmayalım?

Akort Yaparken Vatanın Tellerini Kopartmayalım?

21.Yüzyılın 21.Yılının sonuna doğru yaklaşılırken küresel siyasetin öne çıkan en önemli özelliği kenarlardan merkeze doğru kuvvet yığarak merkezi ablukaya alıyor olmasıdır.

O merkez Avrupa ve Asya’nın, Avrasya ve Doğu Akdeniz’in ortasında yer alan Anadolu ve çevresi coğrafyasıdır.

Amerika Washington’dan, İngiltere Londra’dan, Çin Pekin’den ve Rusya Moskova’dan 20. Yüzyılda  olduğu gibi 21. Yüzyıl’da dünyanın merkezine uzak başkentlerinden dünyaya hakim olamayacaklarını anladılar.

İç siyasette ise vatanın ve milletin bekasını ve bağımsızlığını savunmak yek başına iktidarın göreviymiş gibi moda bir algının oluşturulmasının ardından iktidara gelebilmek için verilecek siyasi mücadelede iktidarla birlikte devlete ve millete muhalefet etmenin  sureti haktan sayıldığı bir siyaset anlayışına şahit olduğumuz bir yılı geride bırakmış bulunmaktayız.

Aktif siyasette vatanperverliğe dair ne yiv kaldı ne set.

Namlunun değişmesi gerek.

Geçmişi biraz hatırlayalım.

PKK/HDP, CHP ve bağlı şürekâları birlikte ne yapmak istiyorlar?

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 30 Ağustos 2015’te, "özerklik talebinin, baskılara karşı sivil bir isyan olduğunu belirterek, silah yoluyla özerklik ilanını doğru bulmadığını" söyledi.[1]
Demirtaş, "Türkiye'de her gün kan akıyor, bunlar da Erdoğan'ın planladığı ve kendi rejiminin, dikte etmeye çalıştığı rejimin kalıcı olması açısından öngördüğü planlamalardır" dedi.

-Terörü AK Parti ve Erdoğan’la ilişkilendirerek AK Partiden önce PKK’nın katlettiği kırk bin şehidimizi es geçiyor.

-Yuttur yutturabilirsen?

 "Türkler için de özerklik istiyoruz"
Demirtaş, "Biz sadece Kürtler' e özerklik istemiyoruz. Türk seçmene de özerklik vaad ediyoruz" dedi.

-Al sepetten bir hıyar daha!

Tabii ki ülkenin yıkılması için tam bir mozaik şehir devletlerine bölünmesi gerek.

Demirtaş'a göre Türkiye için en uygun birlikte yaşama modeli özerklik.

-CHP ve Kılıçdaroğlu’ da böyle düşünüyor.

HDP Eş Genel Başkanı özerklik talebini "devletin baskılarına karşı bir sivil bir isyan ve itaatsizlik" olarak değerlendirdi.

-Bir gece sokağa inin çağrısı yaparak 53 kişinin katledilmesine sebebiyet vermişti.

Ancak Demirtaş, "silah yoluyla özerklik ilanını da doğru bulmadığını" vurgulamak istedi.

-Bir taraftan öldürüyorlar bir taraftan silâha karşıyız diyerek kendilerine inanacak avanak (hain) arıyorlar.

Bir taraftan ambar tahtası, bir taraftan da bayram haftası diyorlar.

İzahata gerek yok?

Ne yapmak istediğiniz yaptıklarınızdan belli!

Kan akıtmak ve bölmek!

HDP Eş Başkanı'na göre, "her gün ölümlerin yaşandığı, bir kişinin adeta devlete el koyduğu bir ortam" diye tanımladığı bir yönetimde "demokratik bir seçim zaten mümkün değil" dedi.
Demirtaş, PKK'ya yönelik çağrının "silah bırak" değil, "karşılıklı ateşkes ve masaya dön" çağrısı olduğunu söyledi.

-Türk halkının demokratik seçimle iş başına getirdiği AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı yönetimini “el koyma” olarak addediyor.

Salla gitsin, dilin kemiği yok.

Eee sonra:

Türk devletinin zayıf bir anında ABD ve İsrail başta olmak üzere malum düşmanlarla el birliği yaparak 1. Dünya savaşında olduğu gibi  vatanımızı parçalayacaklar.

Milletimizin kanını akıtanlar demokratik, seçimle iş başına gelenler gayrı demokratik.

Ve size inanıp birlikte hareket eden vatanperverler var.

Yuh…

Yalan ne kadar büyükse inananı da o kadar çok olur.

Böyle durumlarda vatan ortada kalır ve kimsenin umurunda olmaz.

Yumurta kapıya dayanınca, vatan toprakları tehlikeye düşünce, her evden birer tane şehit ve gazi verilmeye başlanınca işin vahameti ancak anlaşılır.

O zamanda iş işten geçer!

Şimdi öyle değil, acıyı sadece evlerine ateş düşen şehit ve gazi aileleri hissediyor.

Barış ve Demokrasi Partisinin ‘'direnerek özgürlüğe yürüyoruz” sloganlı 2.Olağanüstü büyük kongresi Ankara'da yapılmıştı.[3]

Vakî BDP eş başkanı Demirtaş, Kürt sorununun çözümü için iki farklı “özerklik” önerisi getirmişti.

Türkiye’nin "15-20 bölgeli" özerk bölge yönetimine geçmesini öneriyor ve savunuyordu.

Demirtaş, bu modelin kabul görmemesi halinde ikinci önerilerinin sadece “kürdistan bölgesine özgü bir özerklik” olduğunu söylemişti.

BDP genel başkan yardımcısı Gülten Kışanak; ”Türkiye bir yol ayrımında, ya barışı, özgürlüğü seçecek ya da savaş yolunda rotasını kaybedecek” demişti.

-Ya demokratik özerklik, ya da savaş diyor!

Bu söylem bu günde devam etmektedir. Yanlarında siyasi olarak kimler var?

CHP, İYİ parti, Saadet Partisi, bazı  STK ve  akademisyenler!

Aynı kongrede Kışanak, “Suriye’deki özerk Kürt bölgesine’’ destek çağrısında bulunmuştu.

-Demek ki yalnızca Türkiye de değil; İran, Irak ve Suriye’de yerleşik etnik bir PKK kanton devlet yapısını kurup İsrail’in hakimiyetine devretmenin açık delilini ortaya koydular.

Kime karşı?

Türk ordusuna karşı!

Yani bizim topraklarımıza karşı!

TSK niye orda!

Kanton devlet kurulup, Türkiye’den “büyük Kürdistan” (İsrail) için toprak talebinde bulunulmasın diye!

İsrail ve ABD sınırlarımıza dayanıp ülkemizi bölmesin diye!

PKK’nın lider kadrosundan Sabri Ok, 30 Mart 2014 seçimlerinin öz yönetim modeline geçme seçimi olduğunu söyleyerek, “Seçimlerde 4 büyükşehir 4 kanton olabilir” açıklamasını yapmıştı.[4]

“Kürtler artık buna kilitlenmesi gerekir” demişti.

Sabri Ok, “Bu olmazsa Kürdistan'da özgürlüğü ve kendi sistemimizi, kendi mücadelemizi, kendimiz gerçekleştireceğiz” dedi.

“Yani artık bir yol ayrımı da demeyeceğim aslında yol netleşmiştir” ifadelerini kullandı.

-Egemenliği ve siyaseti biz tayin ederiz demek istiyor.

Nihayet; 2015-2016 yıllarında yaklaşık 25 merkezde, PKK-PYD tarafından hendek savaşları başlatıldı. "Yüzlerce civan, gül yüzlerini ve çelik göğüslerini siper ederek şehit düştü"!

-Kimin umurunda, herkes siyasi ikbâl peşinde!

Şehitlerimiz, Gazilerimiz ve Türk Milleti teröre destek veren marjinalleşmiş siyasetçileri vatanla, bayrakla,  inançla ve şerefle asla bağdaştırmayacaktır.

PKK’lı Ok; Urfa, Diyarbakır, Mardin ve Van’ı BDP’ nin kazanması halinde, Güneydoğu’da “dört büyük şehir dört kanton olabilir” şeklinde konuşmuştu.

Sabri Ok, “Bu olmazsa yayımladığımız deklarasyonla Kürdistan'da, özgürlüğü ve kendi sistemimizi gerçekleştireceğiz” demişti.

Ok, “Yani artık bir yol ayrımı da demeyeceğim, aslında yol netleşmiştir” dedi.

İyi parti lideri ne demişti.

CHP, HDP, İYİ parti ve Saadet Partisi Demirtaşa özgürlük kampanyasında birleşti!

Sayın Akşener’in, Türkiye’deki hukuksuzluğu ve rekabet eşitsizliğini yaptığı çağrı ile Yasin Börü ve 53 kişinin ölümüne sebebiyet veren Demirtaş’ın ceza evinden çıkarılmasına endekslemesi muhtemel birkaç oy için "teröre ve teröriste" eğilmesidir.

Siyaset ne diyor, yaşayabilmek için vatan ne istiyor?

Tarih, gayrı milli siyasal söylem ve eylemlerin takla attırıldığı günümüzde kadim Türk milleti  PKK/HDP üzerinden muhtemel bir Millet ittifakına muhatap olursa Türk Devlet Yönetimine taşınacak bölücü kadroların doğuracağı beka tehlikesini kayıt altına alacaktır.

İYİ Parti ile HDP arasındaki vakî “kahvaltı” diyaloğunda Demirtaş, Akşener’e kahvaltıya gitmek istediğini söylemiş, Akşener de “Kan davalısı da olsa içeri alınır” yanıtını vermişti.

Kan davalısı ile evinde kahvaltı yapacak kadar ileri bir mutluluğu ne Türklerde ne de başka bir kültürde rastlayan varsa beri gelsin.

Bu ağız oyunlarına kanacak kadar vatan aşkından uzak olanlarda öte gitsin.

Fakat  bu yanıtı Demirtaş “olumlu” buldu, "Sorunların ele alınmasından zarar gelmez” dedi.

Kahvaltı bahane, iş şahane.(!)

Şiracı bozacıyı ağırlıyor.

Kendisinin Ankara da kardeşinin dağda, vatan evlatlarını Kürt Türk demeden öldürten Demirtaş kardeşlerin siyasi hazinelerinden pay alma uğruna “demirtaşın kampanyasını bizlerle eşit koşullarda yapmasını isterdim” açıklaması, milletimizin göğsünde ağır bir kayadır.[7]

Kılıçdaroğlu da  özerklik sözü verdi!

Bu iki parti ne yapmak istiyor Allah aşkına?

"Özerkliği derhal getireceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz YPG' yi terör örgütü olarak değil, halkını koruyan bir örgüt olarak görüyoruz" dedi.[5]

O halde soralım?

YPG halkını kime karşı ve ne şekilde koruyor?

Türk vatanında, Türk asker ve polisine kurşun sıkarak!

Kimlerle birlikte?

Kimliğini kaybetmiş CHP, ayrılıkçı HDP, teröre tenezzül etmiş İYİ parti ve Saadet Partisi ile…

Bu, Türkiye’yi içeriden kuşatan bağımsızlığını tehlikeye sokan  bir projedir.

Biden’ın “Türkiye’deki iktidarın düşürülmesi için muhalefete destek vereceğiz” açıklaması Kılıçdaroğlu’nu Türk devlet erkânından önce seçilir seçilmez Biden’i arayıp   kutlaması ve demokrasi dilenmesi topuzun kantardan kopup yuvarlandığının kanıtıdır.

ABD'nin Ankara büyükelçisi ve Batılı diğer misyonlarla  bir araya gelen Türk muhalefetinden siyasetçilerin ne konuştukları açıklanmıyor.

Türk siyasi tarihinde böyle aymazlıklar moda halini almaya başladı.

Atatürk mü Biden’mi?

CHP’de Atatürk’ün yerini Biden’mi alıyor!

PKK ve YPG ABD’nin ortadoğudaki kara ordusudur.

İstikbalimize kasteden “sözde” müttefikimiz ABD ile “siyasi kıblesini kaybetmiş CHP" nin işbirliğinin nerede duracağını kestirmek mümkün değildir.

Suriye sınırında, mayın temizleme işi ihalesine dava açtıran Deniz Baykal’ın, kaset komplosu ile başkanlıktan indirilmesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve getirilmesi, "eski CHP" ile yabancı misyonlar yüklenmiş "yeni CHP’nin" farkını ortaya koymaktadır.

Öteden beri Kürdistan projesi hep vardı, bu proje “Özerkliğin” içine montajlanarak yeniden paketlendi.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de yaşayan ve PKK ile hareket eden Kürt halkları, şimdiye dek bir siyasal birlik oluşturamayınca HDP üzerinden “Demokratik Özerklik” köpürtülüp, ABD’nin askeri ve siyasi desteği, “AT özerklik” şartı ile birleştirilerek malum siyasal partiler, STK ve Akademisyenler tarafından uygulama pratiğine alınmak istenmektedir.

Direksiyon hakimiyetini kaybetmiş Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, ittifaklarına eklenen halkaları ile oluşturdukları zincir ülkeyi bölemeden muhakkak kopacaktır.

HDP’yi taşımaktan yorulan "vatansever CHP’liler" marjinalleşmiş partilerini elbette kurtaracaklardır.

Keza, İYİ Parti ve Saadet Partisi içinde "boğulmak üzere olan" yurt severleri  nefes almak için dışarı çıkmak mecburiyetinde kalacaklardır.

AK Partinin vakî barış sürecini sabote eden HDP, 2020 ve 2021 yıllarında CHP ile birlikte ortaya koydukları demokratik açılım süreçleri ile kendi öz düşüncelerine havi “özerk” Türkiye’yi inşa etmeye çalışmaktadır.

Türk-Kürt düşmanlığı, kadim Anadolu halkı tarafından reddedilerek rafa kaldırılmıştır.

Diş güçlerin ısrarcı kaşımalarına içeriden destek verilmeye devam edilirse önümüzdeki yıllarda daha başka ve daha büyük "etnik" mücadeleler bizleri beklemektedir.

Yürütülen  siyaset etnisite temelli ise "siyasal anlamdaki özerkliğin" ayrılıkçılığa giden güçlü bir devletleşme aracı niteliği taşıyacağı açıktır.

Yeni üretilen silâh ve donatılarla güçlenen Türk ordusu ile sahada kapışmaya cesaret edemeyen düşmanlar içerideki gayrı milli  güruhla birleşerek Türk siyaset ve ekonomisini hedefe koyarak milletimizi çökertmeye çalışmaktadır.

Egemenliğe ait gelin elbisesinin nazik, narin ve leke kaldırmaz bir giysi olduğu tarihi fotoğraflardan bilinmektedir.

Zihin tarlamıza ekeceğimiz düşünce tohumları filizlendiğinde, çocuklarımızın besleneceği ve zehirleneceği ürünleri iyi ayıklayarak ileriye matuf varlığımızı tehlikeye atacak vesayet gölgelerini hapsedip  aklımıza istikamet vermemiz gerekmektedir.

 

Saygılarımla.

 

 

Kaynakça:

1-)https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/selahattin-demirtas-silahla-ozerklik-olmaz-355871

2-)https://www.yenisafak.com/video-galeri/gundem/cumhurbaskani-erdogan-kilicdaroglunun-tehdit-goruntulerini-paylasti-milletimizi-bu-vesayetci-zihniyetin-insafina-bira

3-)https://www.milliyet.com.tr/siyaset/demirtas-turkiye-15-20-ozerk-bolgeye-ayrilmali-1611665

4-)https://odatv4.com/turkiyede-4-ozerk-bolge- https://www.

5-)sabah.com.tr/video/turkiye/kilicdaroglu-ozerklik-sozu-verdikuracagiz-2803141200.html

6)https://www.youtube.com/watch?v=XZHbTAArnWo

7-)CNN Türk 10 Eyl 2020