Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Amerika – Türkiye Savaşı

Artık kesinlikle ortaya çıktı ki, beynelmilel derin güçler (üçüncü, beşinci gibi) rakamlı bir dünya savaşı istemiyor!.

Bunun yerine dengeleri mevziî savaşlarla sağlayacak, parsel parsel icabına bakacaklar dünyanın.

Rusya – Ukrayna ile savaşıyor. Amerika da Türkiye ile.

Aslında İkinci Cihan Harbi sonrasının genel gidişatı zaten böyleydi.

Vietnam’da Amerika, Bazı Avrupa ülkelerinde SSCB, Afganistan’da önce SSCB, sonra ABD, Irak’ta ABD, Suriye’de ABD ve Rusya, Afrika’da Avrupa...

Sömürgecilik de Yeni Dünya Düzeni’nde şekil değiştirdi.

Bölgeler (sömürge sahaları) icabında bir başkasına kiraya bile veriliyor… Al gülüm, ver gülüm idare ediyorlar.

Erdoğan riyasetindeki Türkiye’nin, “Dünya Beş’ten büyüktür” itirazı da bu denkleme düştü… Türkiye alenen ve resmen “hayır artık bize hükmedemez, bizi sömüremezsiniz” diyordu…

Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ülkesinin (artık, bundan böyle) Amerakan Doları kullanmayacağını ilân edince bedelini salben şehid edilerek ödemişti.

Dünkü terörist eylemle yàni dün İstiklâl Caddesinde patlatılan ve şu andaki bilgilere göre 6 ölü ve 81 yaralıya mal olan bomba hadisesiyle de, Türkiye’ye (ve elbette riyasetteki Erdoğan’a) Amerika (emir yahut hükmüne) itarazın bedeli ödettirilmek isteniyor. “Hayır, biz beş büyükleriz, biz emrederiz, siz küçükler itaat edersiniz” diyorlar.

Diyorlar da bunu mertçe değil namertçe, böylesi terör hadiselerini yaptırarak diyorlar. Erdoğan ve onun ağzından hepimiz “bunun hesabı sorulacak” dedik.

Dedik de…

Siyasette millî ve muhafazakâr cephe “Cumhur İttifakı”nı kurdu. İktidardaki Ak Parti ve MHP ile başlayan birlik, BBP’sinin de katılımıyla üçlü bir ittiafak oldu.

Karşı cephede ise bir asırdır milletiyle boğuşan CHP’nin riyasetindeki ittifak vardı. Meral’i şusu busu toplaştı, altılı masa dediler, ihtiyar ve bastonu kırık Temel’i bile yanlarına katarak millet’ten kopuk bir «Millet İttifakı» teşkil ettiler.

Bu milleti en fazla iki safa ayırabilirlerdi. Maalesef ayırdılar da. Haktan yana olan Allah’ın adamları ve zulümden yana, Şeytan’ın adamları…

Fakat vaziyet gösterdi ki, siyasî ayrışmadan ötesi, sandığımızdan çok daha büyük bir kitle imiş Şeytan’ın adamları.

Tàbîî hadiseye, seçimler için bakmııyor ve  “yüzde olarak biz onlardan fazlayız” demiyorsanız. Yàni aklınızı yitirmediyseniz.

Zira nohut kadar beyni olan biri Türkiye’nin böylesi iri bir kitle değil, bunun onda biri kadar  şer kaplaşmasına tahammülü olmayacağının idrâkinde olur.

Türkiye başka ülkelere benzemez. Biz Osmanlı ahfadıyız. Bizim omuzlarımızda millî ve manevî bir miras var. Biz bu toprakları İslâm coğrafyası yapmış bir ceddin ahfadıyız ve bunun vebáliyle yanmalıyız.

Bırak içerideki kamplaşmayı, Balkanlar’daki hain oluşumların hesabı bile bizden sorulacak. Soruluyor da. Siz hálâ anlamadınız mı?

Bir bomba ile katliâm yaptılar değil mi? Asıl bomba daha patlamadı ey milletim. Asıl bomba kıtlıktır, yok oluştur, mandadır.

Böyle gidersek, Allah’tan bu hızla uzaklaşırsak, soysuzlaşmayı seyrederek, kamplaşmalara sessiz kalırsak bin beteri gelecek… 14.11.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER