Halkçı ve kutlanası bir girişim. Yürür mü? Yürür inşallah! Hazırlanan afişte Muğla Aydın denizden birleşti yazıyor. Amaç da tıklım tıklım karayollarını rahatlatmak için halkı deniz yolculuğuna çekmek. Lakin iki başkan da 2 ay önceden yeterli yayın-tanıtım-propaganda çalışması yapmadı.
2 Temmuz sabahı hizmet harika diye heyecanlandım ve soluğu Turgutreis’te aldım. Liman yakınlarına varınca deniz otobüsü kalkış yerini sordum. Kimse bilemedi, her sorduğum şaşkın şaşkın yüzüme baktı. Oysa ilk sorduğum bile hemen hedefi gösterebilmeliydi. Bunu hiç hesaba katmamıştım. Sonunda sora sora Liman girişine ulaştım. Ancak kapıdaki güvenlik de soruma şaşırdı, hemen telefon etti bir yerlere. Sonra ilerideki gölgeliği gösterdi, oraya biri gelecek sana bilgi verecek dedi. Az sonra bir motosikletli geldi, dedi ki şu yeşil kulenin altına git 11.30’da, gelirse oraya gelir. Gelmeme ihtimali de var mı ki dedim. Bilemem ki dedi gitti. Yarım saat bekleyip dediği yere gittim.
Otobüs kenara yaklaştı. Bir görevli de sorularıma bilmiyorum cevabı verdi, Kaptanı gösterdi. Vardım yanına, tanıştık. İlgilendi sağ olsun, sefer saatlerini verdi. Kalkış yaptık, iki kat koltuk doluydu ama benden başka Didim yolcusu da yoktu. Bodrum’dan da sadece bir kişi bindi, 1 saatte Didim’e vardık.
Deniz otobüsündeki afişle tatil yöreleri donanmamıştı. Dün Gümüşlük’te bir afiş gördüm ama keşke 2 ay önceden asılsaydı. İlgi çeken tv. programlarında ünlülerin diline de hiç düşmedi. Yalnızca birkaç kanal haberinde söylenmiş geçilmişti. Reklam programı da görmedim. Sanmam ki başka ülkelerde de bir tanıtım olsun. Seyahat başlatma açılışını genel başkan yapmıştı ama bunun bile bir ay öncesinden propagandası olmalıydı.
Edindiğim bilgiye göre 36 mil uzaktaki Didim’e gidiş geliş yakıt gideri 15×72 bir milyon 80 TL. Dün de öğrendim ki 150 kişi kadar varmış. Zamanla daha artar da kurtarır inşallah! Kurtarmazsa İDO zarar etmez mi? Yolcu garantisi varsa belediye zarar etmez mi? İstişare ve halka dayalı siyaset diye iktidar olup da inşaat, yatırım hizmetlerinin üstüne şatafat da yükleyip çarçur eden icraatlar, hangi yüzle eleştirilebilir o zaman?
Her hizmetin bedeli ve karşılığını hesaplamakla sağlanmaz mı gelir gider dengesi? Ata partisi CHP, iktidar liderinin hocası Merhum Erbakan’ın denk bütçe anlayışına dayalı Millî Görüş ekonomi mimarı Prof. Dr. Osman Altuğ’u internetten incelemeli önce. O denk bütçeli ekonomiyi yıkmak için 28 Şubat sürecine bukalemun fikirlerle kapılan CHP yönetiminin şimdiki ekonomi sorumlusu Prof.Dr.Yalçın Karatepe bunu yaparsa o zaman fiilî helalleşme de olur. Millet Karatepe’yi merak ediyor, bu husustaki düşüncesini bilmek isteyen çok da STK ve kanaat önderi dinledim.
İtibardan tasarruf olmaz diye borç içinde devreden belediyelerine model olana da dargın! Ekonomi hesap bilme işi değil mi? Hesapsız kasap ya bıçak kırar ya masat diyen atasözünün verdiği mesaj ne? Vatandaşını ne yiyicük la ne yiyicüük diye bağırtanın bıçağı da masatı da kırıldı, ne yapsa fayda yok artık! Ondan farklı olabilir mi diye yeni özgün icraatlara dikkat kesildi halk! Dikkate değer icraatlar gerek! Tv.lerde zorda kalan sebze-meyve üretici haberleri var. Onların mallarını halka makul fiyatla ulaştırabilecek bir organizasyon da bekliyor geçim derdi olanlar örneğin. İstanbul’un kent lokantaları takdir toplamadı mı? İDO’yla olduğu gibi bir kabzımal şirketle bu iş de yapılamaz mı? Yapılırsa garip gureba iktidarıyız diye kitleleri kandırarak az sayıda zengini daha da zengin etme anlayışının oy gücü de azaltılamaz mı?
Çerçioğlu afişi şöyle: Halk ister, belediye yapar! Merak ettim: Acaba hocam Yılmaz Büyükerşen yönetim anlayışını içselleştirebilmiş mi diye randevu da istedim özel kaleminden, beklemedeyim. Her iki başkanla da Büyükerşen yöneticiliği istişaresi yapmak isterim. Mümkün olmazsa ana önerim şu: Asla bıçak-masat kırmamaları ve sağlıklı nabız tutabilmek için halktan doğru bilgi edinebilecek liyakat sahibi uzmanların bulunduğu 7/24 faaliyet halindeki birer iletişim merkezi kurmaları! Halka dayalı siyasetin temeli budur.
YORUMLAR