Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Dr. İmbat Muğlu

ASALA ve PKK’NIN İŞBİRLİĞİ

Ermeniler yüzyıllar boyunca Osmanlı idaresi altında yaşamışlar ve bu süre içinde toplumun bir kesimini oluşturarak çeşitli görevlerde bulunmuşlar, içlerinden birçoğu  da ticaret, edebiyat, mimari ve müzik gibi alanlarda önemli işler başarmışlardır. Osmanlı Devleti’nin hoşgörülü yaklaşımı sayesinde konumlarını sürekli muhafaza etmişlerdir.[1] Osmanlı Devleti’ne  Ermenilerin  bağlılıklarından dolayı “Millet -i Sadık’a” unvanını bile verilmişti.[2] Haçlı ruhlu devletler 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nu içerden yıkmak ve planladıkları kirli emellerini hayata geçirmek için çeşitli senaryoları peş peşe devreye soktular. Bunlardan en önemlisi o günden bugüne süregelen Anadolu’yu kana bulama projesi olan çeşitli kanlı komite, cemiyet ve derneklerin kurulması idi. Bu dönemde İngiliz ve Rusların desteği ile Ermenilerce kurulan Taşnaksütyun ve Hınçak Cemiyetleri’nin de ana gayesi Anadolu’da bir Ermenistan devleti kurmaktı. Bu cemiyetler önce Anadolu’nun birçok şehrinde örgütlenmeye sonra terör, isyan ve katliam yöntemlerini kullanarak Osmanlı İmparatorluğu içinde asırlardır yaşayan Ermenileri Osmanlıya karşı düşmanca toplu isyan etmelerini sağlayarak Türklere karşı zülüm ve katliamlara başladılar. Ermeni terörizmi Büyük Ermenistan Devleti’ni kurmak için Türkiye’den Kars ve Ardahan gibi kuzeydoğu illerini kapsayan bölgeyi ele geçirmek gayesiyle ortaya çıkmıştır.[3] Hınçakların faaliyetleri hakkında Trabzon’dan İngiliz Konsolosu elçi Sir Currie’ye 28 Ekim 1895’de şöyle yazıyordu.“Hınçaklar dışarıdan idare ediliyorlar ve kendileri tamamen emniyet içinde bulundukları halde Türkiye’deki ırkdaşlarına hayatı dayanılmaz hale getiriyorlar. Amacı  Hıristiyanlara karşı kışkırtmak ve katliamlar çıkartarak memleketi dehşet içinde bırakmaktır. Bütün dünyaca bilinmelidir ki bu örgütün anarşik bir yapısı vardır.” demiştir.[4] Ermenilerin çete ve örgütsel terör faaliyetlerini etkisiz hale getiren Abdülhamit Han, Ermeni komitacılar tarafında hedef tahtasında oturtulmuş ve bir an önce Abdülhamit Han’ı ortadan kaldırma planları kurulmuştur. Çünkü Ermeni çeteleri şunu çok iyi biliyorlardı ki Sultan Abdulhamit Han işbaşında kaldığı sürece onlar ne emellerini gerçekleştirebileceklerdi ne de hedeflerine ulaşabileceklerdi. Ermeniler Abdülhamit’i öldürmek için 21 Temmuz 1905 tarihinde Yıldız Camii’nin avlusunda, bir bombalı suikast düzenlenmiştir. Abdülhamit Han’ın şans eseri kurtulduğu suikast sonucunda, 26 kişi ölmüş, 58 kişi de yaralanmıştı. 1905`teki Yıldız Suikasti`yle bir ilk olarak dünya tarihinde yerini alan bombalı araç eylemlerini Ermeniler daha sonrasında birçok kez bu yöntemi kullanarak Türkleri hedef almıştır. Ermeni komitacılar Erzurum, Bitlis, Adana’da isyanlar çıkarır yüzlerce insan öldürür. Hınçak ve Taşnak adlı bu kanlı örgütler, her eylemlerinde karşılarında Osmanlı Hükümetini buluyor, yabancıların işe karışmasını sağlamak için, “Türkler, Ermenileri kesiyor!..” şeklinde propaganda yaparak, Avrupa’yı birbirine katıyorlardı. (Bugün aynı propagandayı PKK terör örgütü ve yandaşları Türkiye’nin sınır güvenliği ve Suriye’nin toprak bütünlüğü için terörle mücadele kapsamında yaptığı operasyonlar için “Türkler, Kürtleri öldürüyor!..” yalanı kullanılıyor)  İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin liderinden Talat Paşa Balkan Savaşları sırasında, bölgedeki karışıklıkları önlemek amacıyla Doğu Anadolu’daki Osmanlı tebalı Ermeni vatandaşlara uygulanan tehcir kararını Dahiliye Nazırı olduğu 1915 yılında bizzat planlamış ve uygulamayı organize etmiştir. Bu uygulama nedeniyle Batı kamuoyunda “soykırım yapmak”la suçlandı ve “bir numaralı Ermeni düşmanı” ilan edildi. Talat Paşa, 15 Mart 1921 tarihinde Berlin’de evinin önünde 20’li yaşlarında olan Taşnak Komitacısı ve Ermeni Devrimci Federasyonu üyesi olan Soğomon Tehliryan tarafından vurularak öldürülmüştür. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin bir diğer lideri Cemal Paşa’da silah ve dava arkadaşı Talat Paşa ile aynı kaderi paylaşmış oldu. Ermeni çeteler tarafında 1915 yıllından itibaren ölüm listesini alınan Cemal Paşa 21 Temmuz 1922’de, Türkiye’ye dönme hazırlıkları içindeyken Tiflis’te Karakin Lalayan ve Sergo Vartanyan adlı iki terörist Ermeni komitacı tarafından iki yaverleriyle birlikte  şehit edildi. Talat Paşa, Cemal Paşa gibi Osmanlı Devleti’nin üst düzey yöneticileri olan Said Halim Paşa, Bahattin Şakir ve Cemal Azmi Bey’de Ermeni teröristlerin hedef aldığı isimler arasında olmuş ve aynı kaderi paylaşmışlardır. Ermeni terör örgütü içerden Türkleşmiş soydaşları tarafından; dışarıda ise İslam ve Türk düşmanı devletlerin desteği ile bu hadiselere benzer birçok katliam ve suikastlar yapmıştır. Ermeniler kullandıkları bu şiddet yöntemini 1970`li yıllarda biraz daha genişletmek için ASALA terör örgütü ismi ile sahneye çıkmıştır. Bu örgüt sözde Ermeni soykırımı meselesinin gündemde tutulması için terörün en acımasız ve insanlık dışı uygulamalarıyla kendini göstermiştir. 20 Ocak 1975 tarihinde Lübnan’da, kurulmuş olan ASALA terör örgütü amaçlarını, işgal altında olduğunu iddia ettikleri Ermeni topraklarını kurtarmak, birleşik demokratik ve sosyalist bir Ermenistan kurmak, topraklarına döndüklerinde Ermeni halkına en azından kendi kararını belirleme hakkının tanımasını sağlamak ve sözde katliamın tarihi bir gerçek olarak Türkiye tarafından kabulünü temin ettirerek Türkiye’yi bu sebeple tazminat ödemeye mahkûm etmek olarak bildirilerinde açıklamıştır. Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu ASALA terör örgütü yurt dışındaki Türk görevlilerine, temsilciliklerine ve kuruluşlarına yönelik silahlı saldırılara başlamış ve bu kanlı terör örgütü 1984 yılına kadar onlarca Türk diplomatını şehit etmiştir. Kanlı terör örgütü ASALA, birçok Avrupa ülkesi ile Suriye, Lübnan ve Yunanistan`da üsler edinerek eylemlerine hız kazandırmıştır. Terör örgütü 1980`li yıllarda PKK terör örgütü ile işbirliğine girmişlerdir.8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan`ın Sidon kentinde PKK ve ASALA terör örgütleri ortak basın toplantısı düzenlemişler ve toplantı sonucu bir bildirge yayınlamışlardır. Ancak bu olayın tepki çekmesi üzerine ilişkilerin illegal alanda gizli olarak sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Bu iş birliği öyle ayrılmaz bir hal almış ki PKK ve ASALA terör örgütünün mensupları Lübnan Bekaa ve Zeli kamplarında terör örgütü ASALA ile terör örgütü PKK militanları birlikte eğitim görmüşler. Bu birliktelik PKK terör örgütünün sahneye silahlı eylemler yaparak girmesi ASALA terör örgütünü geri plana çekmiştir. 9 Kasım 1980 tarihinde Strazburg Türk Başkonsolosluğu`na, 19 Kasım 1980 tarihinde ise Roma Türk Hava Yolları bürosuna yönelik olarak düzenlenen saldırıları ve 14 Ocak 1982’de Kanada’da Toronto Türk Konsolosluğu’nda meydana gelen patlamaları PKK ve ASALA terör örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenilmiştir. Bölücü terör örgütünün başı terörist Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından “Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı” onur üyeliğine seçilmiştir. ASALA sözcüsü Hagop Hagopyan, Mart 1982’de, PKK ile beraber savaştıklarını söyledi. 1985-1986 yılları arasında PKK kamplarında bulunan Taşnak bomba uzmanları, PKK’lı teröristlere eğitim verdi. PKK’nın, Ermenistan’da yapılanma süreci 1992’de başladı ve halende devam etmektedir. CIA, terör örgütleri PKK ve ASALA’nın işbirliği içerisinde faaliyet yürüttüklerini 22 Aralık 2016 belgelerle açıklamıştı. CIA’nın açıkladığı belgelerde, ASALA bünyesindeki militanların Ağrı Dağı ve Erivan’da askeri eğitim faaliyeti yürüttüğü belirtiliyor.

[1] Vahdettin Engin,Bir Devrin Sultanı II.Abdülhamid, Yeditepe Yayınevi,2017,s.273 
[2] Rızvan Saka, “II.Abdülhamid döneminde Ermeniler”, s.3

[3] Çağlar, 2009: 55
[4] Akbulut, “Türk Tarihinde Ermeniler”, s.33

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER