Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Aşı “ONAM” formu rezaleti

Aslında TDK sözlüğünde bile olmayan nevzuhur bir tâbir ONAM. Tıbbî birtakım kelimelerin baş harfleriyle de meydana gelmiyor. Yàni herhangi bir kısaltma falan da değil, zorlama bir “uydurukça” (eseri).

Yine uydurukça ve Türkçe kurallarına aykırı olarak icad edilmiş “onay” bile değil[1] bu onam!. Anlayacağınız, “tasdik” ya da “rıza” karşılığı ikame edilmiş “onay” kadar bile şahsiyetli değil yàni.

Neden böyle bir girіzgāh ile başladık? Zira daha adında meymenet (uğur) olmayan işin varın getirdiklerini hesap edin… Buyrun hesap edelim:

Hürriyet’in bir haberinde “Aşı yapılanlara hastaya konulan teşhis, uygulanacak tedavi ve oluşabilecek riskler açısından bilgilendirme ve tıbbı işlem için hastanın rızasına alma” diyerek “ONAM formu” (rıza belgesi) imzalatılacağı duyuruluyordu aylar önce.

Mutâd (rutin) ve sair 13 aşıda alınmayan bir belgenin, pandemi ile acil aşılama kararı alınması ve Covid aşılarının ruhsat alamamış olmasına binaen sorumluluğu vatandaşa yüklemek vicdansızlığı, zorbalığıydı bu.

«Aşı/izlem[2] bilgilendirme ve rıza belgesi» “ONAM”ında “Şahsımın aşısının/izleminin aşı birimi tarafından yapılmasını kabul ettiğimi beyan ederim. Sağlık personeli tarafından oluşabilecek risk ve tehlikeler konusunda gerekli danışmanlık hizmeti verilmiştir. Bu riskler ve tehlikeler hakkında bilgilendirildiğim ve aydınlatıldığım halde kendi özgür irademle aşımın/izlemimin yapılmasına izin veriyorum…” denilmekte…

Bu nasıl bir rezalet? Trajikomik bir hal: Sağlık Bakanı bize “aşı olun” deyip duracak, sağlık elemanları “Bu riskler ve tehlikeler hakkında bilgilendirildiğim ve aydınlatıldığım halde kendi özgür irademle aşımın yapılmasına izin veriyorum…” yazılı bir zoka belgeyi imzalatacak!..

Muhterem okurlarım işte “devlet aşı ol diyorsa oluruz” diyerek kuzu kuzu aşı olmaya koştuğun devlet bu devlet…

Ricâl-i devletten tek kişi çıkıp “hayır iş anlattığın gibi değil” diyebiliyorsa mutad “Vaka Sayısı” basın toplantılarında söylesin, anında özür diler, hattâ “akılsızlık etmişim, mesele söylediğim gibi değilmiş” derim…

Aksi halde, hem aşı olmayacak, hem de okurlarıma “aşı olmayın, imzaladığınız ONAM mı, ne haltsa okuyunuz. Size «aşıda tehlike riski var» denilmekte. Aklı olan bilerek risk alır mı?” diyeceğim.

Kaldırın bu rezaleti hemen gidip yarın aşı olayım. Ben enâyi miyim ki, bizzat devletimin “hayatî risk var” demesine rağmen boynumu uzatayım.

Hem bu vatandaşlara «deney faresi» muamelesi değil midir? Göğüs Hastalıkları ve Alerji uzmanı Prof. Dr. Serhat Fındık vatandaşları korkutup durduğunuz Korona’nın (Covid virüsü) bir çeşit grip virüsü olduğunu, PCR testi yapılmasının da (teşhis yönteminin yanlışlığı nedeniyle) bu hastalık için fevkalâde yanlış olduğunu söylüyordu Tv5’te.

Adam “aşıların hiçbiri faz 3 aşamasını geçmedi, ben hastalarıma faz4’ü geçmeyen bir aşıyı yaptırın demem, kendim de yaptırmadım” diyor. Hastalarının kendisine “PCR testi yaptırıp geldik (pozitif çıktı) diyerek geldiklerini muayenesinde ise hiçbir şey bulamadığını söylüyor.

PCR’ın ağızdan, burundan alınan numunelerle yapılıdığını, ağız ve burunda ise her zaman kimisi de ölü virüslerin bulunacağını bu nedenle teşhislerin çoğunun yanlış olduğunu söylüyor.

Sağlık Bakanlığı, Prof. Dr. S. Fındık’ın söylediklerine cevap versin. Adam kapalı kapılar ardında ya da sahte sosyal medya hesaplarıyla anlatmıyor. Milyonların izleyebileceği bir tv kanalında tıbbî isnadını ilmi olarak anlatıyor, alenen söylüyor. Bu uzmanlar milleti yanıltıyorlarsa diplomalarını ellerinden alsanız yeridir. Lâkin yapamazsınız, zira artık kesin inanıyorum ki, yanlışın büyüğü sizde.

Ey iktidar-ı tahir! Dikkat edin, ayağınıza sıkıyorsunuz. Vallahi bu kafayla bir daha asla seçim falan kazanamazsınız. Dahası yarınlarda birileri dâva da eder, adalet önünde hesap sorar!.

Her zaman söyledik. Samimi olun. Her ne ise vaziyet açıkça anlatın. Gerçekleri anlatmadan “6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla henüz aşı olmamış öğretmen ve personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz” derseniz aldığınız bütün müsbet puanları bir çırpıda siler, dayatmalarla yalnızca öğretmen ve sair memurlar değil tüm milletin size diş bilemesine sebep olursunuz.

Bendeniz yapıcı tenkid yapmaya özen gösteren biriyim. Asla yıkıcı tenkid yapanlardan olmadım, olmayacağım da. Lütfen yanlış değerlendirilmesin.

“Dost acı söylermiş” diyor atalarımız. Yàni biri gerçekten de dostunuz yàni hayrınızı isteyenlerden ise, sözü eğri büğrü söylemez. İkaz ettiği konuda hayrınıza olmayacak şeyleri gizlemez, bilakis öne çıkarır.

Dostunum senin, namerde değil kulak ver bana,
Yağcı istiyorsan sağlam bas yere, bari kayma…

Selâm, duâ ve hürmetlerimle… 20.08.2021

——————————-
[1] Türkçe’de fiilden isim yapan «y» eki yoktur. Güya “uygun bulmak” mánâsı yüklenerek “yanıt, kanıt, olanak, olasılık” ucubeleri gibi zengin Türkçemizin bağışıklık sistemini çökertmeye matuf yeni bir mikrobik kelime olarak servis edilmiştir. Yazar çizer takımımızın kaçta kaçı bu konularda ágâh acaba?
[2] Dikkat “izleme” ya da “izlemek” değil, “izlem”. Taammüden işlenen bir dil cinayeti daha… Be adamlar “aşı/takip” deseniz canınız mı çıkar? Çıksın inşá’allah.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER