Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

«Atatürk Parkı Zirvesi»nin balkonaltı

Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda tek katlı bir ev. Sadece bir odası, bir salonu, salona bitişik bir mutfağı ve göle bakan camla kaplı bir balkonu var. Tam göremediğim kadarıyla liderler balkon kısmında yemek yiyorlardı. Ben de yerleştirdiğim bir dinleme cihazıyla balkonaltından dinledim…

Şaka tàbi. Basından derlediğim bilgilerle yapacağım yorumumu.

Türkiye’yi Atlantik ötesinden yönetmek isteyen güç, müthiş kumpaslar kuruyor. Türkiye siyasetini biçimlendirmek, yeni dünya düzeni için şart.

Bu kumpasların tahlilinde partizanca davranmak büyük hata olur. Zira öyle kumpaslar vardır ki, tahrik suretiyle yapmamanız menfaatinize işleri kendi ellerinizle yaptırtmak üzerine planlanmışlardır. Boksörler buna sol gösterip sağ vurmak der. Halk, “sazan gibi yeme atlamak” der.

Her hadiseyi hakkıyla ele almak gerek. Titiz değil, çok titiz bir çalışma yapmak gerek. Meselâ «altısıbiryerde»nin «Ahlatlıbel Zirvesi»nin ardından parti MYK’larında neler konuşulduğu çok önemli.

Önemli fakat şunun bunun söyledikleriyle değil, sağlam kaynaklardan öğrenmelisiniz edilen kelâmları. Yàni tek yanlı medyadan değil, karşı tarafın medyasını da didik didik edip karşılaştırmalı olarak bakmalısınız.

Meselâ Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nde de önceki gece geç saatlere dek zirve konuşuldu. Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, merdî kıpti misâli şecaat arzederken şöyle dedi:

Ahlatlıbel’de oluşan mutabakat büyük bir gelecek adımıdır. İttifakın adı değişir, değişmez önemli değil. (…….) Kamuoyunda HDP üzerinden yapılmak istenen spekülasyonlara da aldırmıyoruz. Mithat Sancar, Pervin Buldan bize geldi, biz onlara gittik.”

Altılı fasafiso zirveyi tahlil ederken ihanetin bini bir para dememek elde değil muhterem okurlarım. Şuraya bakın, adam (!) HDPKK teröristleriyle bir araya geldiklerini ve kurdukları ilişkiye, mutabakatlarına kim ne derse desin aldırmayacaklarını söylüyor.

Bu isim bir zamanlar ülkücü geçinen biri üstelik!.. Meğer bunların bütün şecaat defteri böyle sirkatlerle doluymuş.

Saadet Partisi’nde de Genel Başkan Temel Karamollaoğlu şecaatlerini şöyle arzeylemiş: “Bizde zihni hazırlık tamamdır” diyen Temel Karamollaoğlu, “altı parti genel başkanının bir araya gelmesine giden yolun önündeki engellerin kalkması için büyük bir irade vardı. Bu irade kazandı. Partimizin tabanında da büyük kabul gören bir yola çıktık.”

Be mübarek senin parti tabanın yüzde kaç Allah aşkına? Buna taban mı denir? Taban dediğin şöyle birkaç on milyon olmalı en azından öyle değil mi?

«Atatürk Parkı Zirvesi»nin lideri kimdi diye sorulabilir. Bence Kemal abileri değil, Meral ablalarıydı. Netekim o ne istiyorsa kabul ediyorlardı. Sorulduğunda şöyle söyledi Meral abla:

“Çok güzel bir toplantı oldu. Altı siyasi partinin lideri olarak bir araya geldik ve bütün konularda uzlaştık. İlk defa ülkenin geleceğine dair umutlandım. Umutlandım demek doğru değil aslında. Toplantıdan ülkenin geleceği adına çok rahatlamış bir şekilde ayrıldım.”

Meral ablaya da böylesi yakışırdı. Atlantik ötesinin en güvendiği isim ne de olsa… Meral ablaları toplantının dört maddelik bir gündemi olduğunu, hepsinin üzerinde tek tek durduklarını anlatıp “önceliğimiz Türkiye’ydi” demiş. (Sanırsın ABD başkanı… Tàbi Türkiye olacak be Meral abla, Sudan olacak değil a…)

GÜNÜN İNCİSİ: Meral abla, “O masanın etrafındaki altı kişinin hepsinin ayrı bir partisi var…” demiş gazetecilere. Onlar da “aaaa hayret… biz masadaki siz hariç beş kişiyi İP Parti elemanları sanıyorduk” dercesine kıs kıs gülmüşler tabi.

Ne zekâ ama, Türkiye’yi yönetmeye talip olanların hal-i pür melâline bakar mısınız? Vay Meral abla vay. Vay Temel abi vay… 14.02.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER