Bir zamanlar halkın «Çoban Sülü» lakabını taktığı, Süleyman (Sami) Demirel, 80’li yıllarda, verdiği bir mülakatta (röportajda) “Millet devlete küsmüştü” der.
O menhus dönemi yeni nesiller hattâ biz dahi hakkıyla bilmeyiz. Millet küsmüştü de neden küsmüştü? Demirel bunu anlatamazdı. El’ân dahi 5816 Demokles Kılıcı altında her babayiğit anlatamıyor.
O yüzden de bazı bozuklar almış sazı eline, “atam sen kalk ben yatam” türünde Atatürk’ü kutsuyor, (haşa) “olmasaydın olmazdık” diyorlar!.
Desinler, imansız göçsünler, Cehenneme kadar yolları var. Hattâ paçaları sıkıyorsa bir de Atatürk partisi kursunlar ama Atatürk’ü kutsamayanları, terbiyesiz, kem laf laflarla tahrik etmesin, asabımızı bozmasınlar!.
Onlar açısından elbette Ataürk’ün izinde bir devlet ve sistem en a’lâsıdır.
Zira hiçbir sıkıntı yaşamadan ifrada kaçmış açık saçıklık, içki sıçkı, hattâ zinâ gibi muayyebatlar artık aleni yapılabiliyor. Arama motoruna “Bebek sahilinde cinsel münasebet” yazıp baksınlar. “Hayásızca Hareket” suçundan adlî soruşturma da başlatılmıştı. Ceza aldılar mı? Ortalık yüzlerce hayásız hareket örneği ile dolu. Cezalarla önüne mi geçilir?
Parklarda (başörtülüsü dahil) sevişenleri, öpüşenleri gözlerimle gördüm.
Milletin bir kısmı hálâ küskün. Zira yıllarca Jakoben üslûpla, millete ve inanç değerlerine format attılar. Ve maalesef vaziyeti kökünden değiştirmeye 20 yıllık (Müslüman) iktidarın da gücü yetmedi.
Milletin o dönemdeki tepkisi küsmekti. Ne yazık ki, bu küslük yeni nesillere sirayet ettirilemedi. Binaen’aleyh türlü cibilliyetsizlikler sergilenir oldu. Halbuki ne acılar yaşanmıştı. Eskiler anlatırdı, Kur’ân-ı Kerîm’lerini nasıl saklamışlar, imam namazda Arapça Kur’ân (!) okuyor diye nasıl tutuklanmış, bir kadın olan Şalcı Bacı’nın bile devrimler aleyhine konuştuğu için nasıl asıldığını..
Onca acıdan elbette az da olsa iz kaldı. Millet TEK PARTİ İDEOLOJİSİNİ iktidar yapmadı. CHP hep kısa sürelerle iktidarda kalabildi. Unuttuğumuzda da hemen hatırlattılar ikna odaları ve benzeri şerefsizlikleriyle.
Mustafa Kemal (Atatürk) ve İnönü yönetimleri, yàni “Tek Adam / Milli Şef” devr-i sábıkı, milletin (devletine) küstüğü dönemin millî bilinçaltına kazınmış adıdır.
Öldürsen de hakkını yeme demişler. Mustafa Kemal’in Milli Mücadeledeki başkomutanlık rolünü inkâr yahut gözardı etmeyiz. Lâkin, cumhurreisi olunca millî ruha ters, Batı mukallidi devrimlerle (Kurucu Meclisçe verilmiş) o ulu makamı istismar ettiğini de onlar kabul etsin…
Dönemin mebuslarından Ş. Aykut’a göre Kemalizm Dini (CHP ambelimindeki) altı oktan oluşmalıydı. Herif sapık fikirlerini aynı isimle kitaplaştırmış ve Atatürk’e taptıracakları nesillerin nasıl yetiştirilmesi gerektiğini bile anlatmıştı!.
Peygamberleri Atatürk için MEVLİT bile yazdılar! Hatta bir de (háşa ezandan) ezan! Kemalizmin «ucube manzum» şairi Behçet Çağlar‘ın “Atatürk ekber, Atatürk ekber!” diye başlayan ruh hastası mısralarını kusmayın diye yazmadım.
Velhâsıl-ı kelâm, Türkiye’nin siyasetini, hukukunu, eğitimini, devlet – toplum ilişkilerini mahvettiler. Hálâ yelleniyorlar üstümüze, Müslümanlar cesur olsa yapabilirler mi?
Kılık kıyafet, bin yıllık öz türkçe yazımızı lağvederek halkı bir günde câhil yapan itibar, millî gelenek ve bilincimizi, tarih şuuru ve tefekkürümüzü bitiren hep bu sapık dinin gayretkeşleridir.
Tek adam değil milletin adamı Tayyip Erdoğan’a düşmanlıklarının asıl sebebini de başka şeylerde aramayın. 26.10.2022
YORUMLAR