Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halit Korkmaz

Ayn Divar Üssü

Ayn Divar Üssü

Silahlı kuvvetlerimiz 10 şubat 2021 tarihinde Saat 02.55’te “Pençe Kartal-2 Harekatı” nı başlatmıştı.

Gara dağına gerçekleştirilen harekat, sınırlarımıza en uzak operasyonlardan biri niteliğinde, PKK’ya geçiş koridoru sağlayan kandil gibi sarp, dağlık ve kayalık bir bölgeye yapılmıştı.

Yurt içinde, Kandilde ve sınır boylarında tutunamayan PKK konuşlanmak için Türkiye’ye 40 km uzaklıkta ki garayı seçmişti.

Harekat yapılmasın diye kaçırdıkları vatandaşlarımızı da kalkan olarak yanlarında taşıdılar.

Dünyada birkaç ordunun başarabileceği mezkür harekatı TSK malum sonuçları ile gerçekleştirip kuracakları yeni kandili başlarına yıkmıştı.

Türkiye’nin yaptığı başarılı harekatlarla terörü çökertmesi Doğu Akdeniz mücadelesine daha fazla kuvvet yığacağı anlamı taşımaktadır.

Bu sebeple, teröre destek vermeyi milli politika haline getiren ABD, bölgede desteklediği taşeronlarının TSK tarafından tarumar edildiğini görünce bizzat kendisi Ayn Divar üssünü kurmaya karar verdi.

Kurulmakta olan Ayn Divar üssü; bir kuvvet üssünden ziyade, istihbarat merkezi niteliğinde, Cizre’yi yüksekten gören yaklaşık 500 metre uzaklıkta stratejik bir yer.

PKK’yı yurt içinden ve sınırlarımızdan temizleyen TSK’ya ABD, burada artık ben varım diyerek İncirlik üssünden sağladığı lojistik destekle yeni bir üs inşa ediyor.

15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü ile TSK’da yapılan alan operasyon elemanı temizliği akabinde FBI,CIA NATO,MOSSAD ve BND gibi örgütlerin istihbarat erişim yüzdesi sona erdiğinden ihtiyacına binaen ABD Ayn Divar’ da istihbarat üssü kurma kararı aldı.

Anılan üs ile ABD, Sincar ve çevresine yapılacak muhtemel TSK operasyonlarını önlemek için Türkiye’ye siyasal ve askeri göz dağı mesajı verme planı   olarak yorumlanabilir.

Ayrıca, Fırat’ın doğusuna yapılacak TSK harekat  hazırlıklarını gözetleme ve önlemede de etkin bir konuşlanma olarak nitelenebilir.

Trump’ ın Suriye’den vaki asker çekme talimatları Centcom ve Pentagon tarafından dinlenmeyip aksine bir icra ile askerleri konuşlandıkları noktalardan çekip petrol kuyularının çevresine yerleştirmişti.

Suriye, Irak ve Türki’ye sınırlarına hakim bir noktada kurulmakta olan üs, PKK-YPG’ nin öncelikle petrol kuyularına hakimiyetini artırarak ileriye matuf kurulabilecek kanton bölgeleri ile ilgili alan açma niteliği taşımaktadır.

Türkiye’nin ABD ve Rusya ile yapmış olduğu 30 km sınırdan aşağı çekilme antlaşmasına uymadıkları tek bölge Ayn Divar bölgesi olması bölgenin stratejik önemini ortaya koymaktadır.

40 km den yığınak yapan Türkiye ile 10 bin km den yığınak yapan ABD’nin bu aksak rekabetli işi hangisinin yükleneceği merakla beklenmektedir.

Türkiye ile Sincar arasındaki Derik ve Malikiye bölgelerinin istikrara kavuşması için STK’nın yapacağı yeni bir harekat evvelce yapılan Barış Pınarı Harekatını  daha anlamlı hale getirecektir.

Türkiye ile ABD arasında yeterince siyasi ve askeri anlaşmazlık noktaları var iken, Ayn Divar üssünün inşa edilme kararı Biden yönetimi ile varılacak muhtemel uyumluluk ihtimalini ortadan kaldırmak amacı taşıdığı muhakkaktır.

Bu amacın birinci derecede PKK/YPG, İsrail ve Yunanistan’a yarayacağı açıktır.

Türkiye’nin de ABD’nin de geri adım atmayacağı karşılıklı sorunlar ortada dururken, merkezi güç konumunda ki Türkiye ile Süper güç konumunda ki ABD’nin yapıcı Diplomasiyi ne kadar öne çıkaracakları dünya kamuoyunca merak edilmektedir.

Öteden beri,  en yakın müttefiklerinden olan Türkiye’ nin, bölgesinde güçlenerek merkezi güç konumuna yükselmesi, bağımlı politikaları terkedip bağımsız askeri harekatlar düzenlemesine  ABD’nin Emperyalist beyninin ne kadar tahammül göstereceği, demokrasi hacminin kaç metre küp olduğu bu meyanda ölçülecektir.

Erdoğan yönetiminin Türkiye’ye ek S-400 sevkiyatını Biden yönetimine karşı Diplomatik bariyer olarak başlattığı ve vazgeçilebilecek strateji olarak elde tuttuğu kimi yorumcularca tahmin edilmektedir.

Orta Doğu ve Suriye politikaları ABD içinde derin çatlaklara sebebiyet verdiği küpün dışına sızan neticelerden net olarak anlaşılmaktadır.

Şöyle ki:

2010’lu yılların başında YPG’ ye verilen ABD desteği DEAŞ’ la mücadele ilan edilerek meşrulaştırılmaya çalışılmış, Türkiye’nin bölgede ve NATO’da vereceği tepkilerle karşılaşmama Diplomasisi öncelenmişti.

Zira ABD, teröre karşı Suriye’de vereceği mücadeleyi bir başka terör örgütü YPG ile vermeye kalkışarak DEAŞ’ a operasyon yapılması emri veren Obama ile Centcom ve Pentagon arasında ilk çatlak oluşmuştu.

Obama’nın DEAŞ’ a karşı yapılacak operasyon için verdiği talimatta Amerikan askerlerinin savaşmaması da  yer alırken anılan örgüte en büyük darbeyi TSK vurmuştu.

Tramp yönetimi ile de devam eden bu çelişkili plan Başkan’la Devlet arasında ki çatlağı ortaya koyuyordu.

Sonuç olarak:

ABD’nin, Rusya’nın, İran’ın ve Suriye’nin tutarsız ve dengesiz Politikalarına Türkiye’nin koyduğu tutarlı ve insancıl Politikaların sahada ve masada sürekli ve baskıcı olması ABD’nin terörle mücadelede kendi içinde tutarsız hale gelmesini sağlıyordu.

Ayn Divar da Rus askeri hareketliliğinin de artması bölgede volümü yüksek icraların yaşanabileceği ihtimalini artırmaktadır.

 

 

Saygılarımla.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER